26.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERAY ŞAHİNLER
SERAY ŞAHİNLER-Türkiye’nin köklü galerilerinden Evin Sanat uzun aradan sonra gerçekleşen yeni sergisinde yeni bir dünyaya kapı araladı. Osman Nuri İyem’in küratörlüğünde gerçekleşen “Yeniden Cesur Dünya” ziyarete açıldı. Sergi, ismini Aldous Huxley’in 1932’de yayımlanan kült eseri “Cesur Yeni Dünya”dan alıyor. Tek bir merkezden yönetilen toplumlara ütopya olarak ‘sunulmuş’; savaşlar ve yoksullukla birlikte aile, kültürel çeşitlilik ve güzel sanatların da ortadan kaldırıldığı bir dünya. Serginin ismi Huxley’nin romanına atıf olsa da küratör Osman Nuri İyem, kitabı tasvir iddiasında olmadıklarını, aksine romanda olduğu gibi gerçek hayatta da ‘feda edilmek’ zorunda kalınan güzel sanatlara sahip çıkma çabasında olduklarını söylüyor. Bu çaba Evin Sanat’ın misyonuyla ve Türkiye’deki çağdaş sanatındaki yeriyle birbirini tamamlıyor.
Umudu çağırıyor
Bitmeyen krizlerin, felaketlerin, yasın, sıkışmışlığın tam ortasında yeni bir ‘Cesur Dünya’ tasviri sunuyor sergi. Savaş, yoksulluk, yoksunluk gibi kavramların hiç yaşanmamış gibi addedildiği bir dünyada yaşadığımızı hatırlarsak distopik olarak sunulan şeyin gerçeğe ne kadar yakın olduğunu unutmamalı. İşte burada sanat devreye girerek ‘gerçeği hatırlatıyor’. Sanatın sorunlardan kaçmadığını, görmezden gelmediğini, görmezden gelinenleri en çarpıcı hâliyle ortaya çıkarma gücünü hatırlatıyor. Bu gerçeğin izinde “Yeniden Cesur Dünya”ya giriş yapıyoruz. Sergide Rahmi Aksungur, Setenay Alpsoy, Tuğçe Arıöz, Ahmet Elhan, Neş’e Erdok, Kader Genç, Hakan Gürsoytrak, Nasip İyem, Nuri İyem, Işıl Şimşek, Temür Köran, Emin Turan ve Devin Oktar Yalkın’ın yapıtları var.
Girişte bizi Nuri İyem’in erken dönem soyut ve nü işleri karşılıyor. İyem’in tanık olduğu çağın ‘Cesur Dünya’sını anıyoruz… Küratör Osman Nuri İyem, kuşaklararası bir diyalog kurmuş. Nuri İyem’in genç dönem işlerinin karşısında serginin en genç sanatçısı, 26 yaşındaki Işıl Şimşek’in bakır “Tel_11” işi var. Anlamlı bir diyalog… İki kata yayılan sergide kendini sürekli hissettiren bir devamlılık da söz konusu. Huxley’nin romanı “Cesur Yeni Dünya”yı kaleme aldığı günden bugüne dünyanın karması, sanatın meselesi ve sanatçının evrimi kendini hissettiriyor. Bu noktada bir sanatçıya ait tablolar birbirinden bağımsız gibi dursa da hepsi birbiriyle temas hâlinde. Temür Köran’ın 2010 tarihli tuval üzerine yağlı boya işi “Fernand Léger’e Saygı” ile 2022 tarihli “İsimsiz” tablosu kendi hikâyesini yazmaya devam ediyor. Emin Turan’ın “Delta”, “Delta I” ve “İsimsiz” tabloları da öyle… Setenay Alpsoy ile Tuğçe Arıöz’ün işleri ise büyük yıkım yaşadığımız şu günlerde bizi daha çok düşündürüyor. Kent manzaralarını tuvallerine yansıtan Setenay Alpsoy’un 2014 ve 2017 yıllarında ürettiği işler, inşaatın ilk dönem, -belki de nostaljik- örneklerinden kadraja sığmayan binalara uzanıyor. Tuğçe Arıöz’ün bu yıl ürettiği “Yıkıntı” adlı videosu ise 6 Şubat’ta iki büyük depremle sarsılan ve yerle bir olan illeri getiriyor akla. Hakan Gürsoytrak ise kamusal alanın aynı zamanda politik bir alan olduğunu not düşüyor “Yeniden Cesur Dünya”ya. Sanatçının bir gazete sayfasından kesitler sunar gibi resmettiği “Operasyon-Yetkililer Çay İçti”/”Operation-Officials Drank Tea” inşaatı, yıkımı, ‘dönüşüm’ mücadelelerini hatırlatıyor. Sanatçının 1995 tarihli “Foto Tutanlar-1” ile “Foto Tutanlar-5” ise kayıplarımızı... Üretildiği dönemden bakınca belki faili meçhulleri, bugünden bakınca ise depremde enkaz altında kalan yakınlarını bulamayanları… Nasip İyem’in zamansız fakat Anadolu coğrafyasına ait olduğunu bildiğimiz kadınları ise umudu çağırıyor…
Söylem birliği
Serginin tanıtım metinlerinde ve kataloğunda yer alan, Foucault’tan atıfla ‘söylem birliği’ önemli. Sanatçıların evrimleri ve söylem birliklerini izleyiciye aktarmak adına geçmişte ürettikleri yapıtlar ile güncel üretimlerinin birlikteliği gözetilmiş. Evin Sanat Galerisi “Yeniden Cesur Dünya” çağrısı üzerinden kendi manifestosunu yazıyor. Galerinin geride bıraktığı 25 yılını ve geleceğini, yeniden cesur dünyanın penceresinden ele alıyor. Sergi 29 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir.
Amacımız distopyayı betimlemek değil
Osman Nuri İyem, “Yeniden Cesur Dünya”yı şu sözlerle anlatıyor: “‘Cesur Yeni Dünya’ kitabında anlatıldığı gibi yaşadığımız dünyanın bize çok ütopik gösterilen distopik bir yanının olduğunu düşünüyorum. Sergide bir distopyayı betimlemek değildi amacımız. Romanda çok güzel bir ifade vardır ‘Güzel sanatlardan feda etmek zorunda kaldık’ der. Galerinin tarihi ve buradaki söylemler, sanatçılar arasındaki ilişkilerle güzel sanatlara 26 yıldır sahip çıkmaya çalışmış bir yer olarak bunu ortaya koymak istedik. Hem galerinin hem sanatçıların evrimlerini ortaya koymak istedik.”