06.03.2020 - 16:05 | Son Güncellenme:
Türkiye Basım Yayım Meslek Birliği tarafından İstanbul’un bir telif ve çeviri marketi haline getirilmesi amacıyla 2016 yılından beri düzenlenen İstanbul Fellowship programının beşincisi gerçekleştirildi. Bu yıl 63 ülkeden 265 yayımcıyı ağırlayan program yine yayımcılık dünyasının kalbini 3 gün boyunca İstanbul’a taşıdı. Organizasyona dünyanın dört bir yanından gelen yayınevleri temsilcileri, ajanslar ve editörler birebir görüşme fırsatı yakaladılar. Programa yurtiçinden ise 95 yayınevi ve ajans katıldı. 3-4-5 Mart tarihlerini arasında toplam 2039 görüşme ikili görüşme gerçekleştirildi. 1000’e yakın ön sözleşme imzalandı.
“KİTAP İSTANBUL’A ÇOK YAKIŞIYOR”
Organizasyonun açılış konuşmasını yapan TBYM Başkanı Mustafa Doğru; yayıncıların yüzyıllar boyunca kültür, sanat ve bilimin başkentliğini yapan İstanbul'da buluşmasının önemine işaret etti ve şunların kaydetti: "İstanbul kitaba, kitap da İstanbul'a çok yakışıyor. 2010 yılında Türk yayıncıları olarak 210 milyon bandrollü kitap üretmiştik, 2019 yılına geldiğimizde ise verilere göre 424 milyon rakamına ulaştık. TBYM olarak bu büyümeye destek olmaya çalışıyoruz."
BU YIL İKİ ÖNEMLİ SEMİNER GERÇEKLEŞTİ
Bu yıl Fellowship’te iki önemli seminer gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Üyesi İskender Pala, YAYFED Başkanı Münir Üstün, Basın Yayın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Kısakürek, moderatörlüğünü Dr. Muhammed Ağırakça’nın gerçekleştirdiği Türk Edebiyatı ve Yayımcılığının Uluslararası Yolculuğu seminerinde dünya yayımcılığında Türk edebiyatını tartıştılar.
Bir diğer önemli seminer ise sadece kadınların konuşmacı olduğu "Yayıncılık Sektöründe ve Kültür Ekonomisinde Kadın Girişimci ve Yöneticilerin Yeri" başlıklı seminerdi. TURCA Genel Koordinatörü Esra Ceceli'nin yönettiği seminerde Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Fatoş Altunç, İstanbul Fellowship'in hem farklı kültürleri hem de iş dünyasından insanları bir araya getirmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Altunç, sınır aşan iş birliklerine fırsat tanıyan etkinliğin, İstanbul'un bir telif merkezi haline getirilmesine ve yayıncılık dünyasının gelişimine de önemli katkılar sunacağını ifade etti.
New York merkezli The Ishmael Tree Yayınevi Temsilcisi Gigi Ishmael ise kadınların pek çok alanda yer aldığını, "Kadınların bu endüstrinin omurgasını oluşturduğunu insanların görmesi gerekiyor." dedi. Sektördeki çeşitliliğin önemine dikkati çeken Ishmael, çeşitlilik için daha fazla kitap türüne ihtiyaç olduğunu, insanların sürekli aynı hikayeleri görmek istemediklerini kaydetti.
Lübnan merkezli Asala Publishing Temsilcisi Shereen Kreidieh ise Arap dünyasındaki yazarların çoğunun kadın olduğunu söyledi. Arap ülkelerindeki yayıncılık faaliyetlerine ve Arap dünyasında yayıncılık yaparken karşılaştıkları zorluklara değinen Kreidieh, "Yazılı olan okulda öğretilen Arap dili, konuşulan Arap dilinden farklı." diye konuştu.
Erdem Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz, ise; "Türkiye'de, belki dünyada kadın okurları çıkartırsak, yayınlanacak hiçbir şey kalmıyor. Kadın yayıncıları çıkarırsan içerik üretecek kimse yok." dedi.
İSTANBUL FELLOWSHİP KATILIMCILARININ TÜRKİYE’DE BİR DİKİLİ AĞACI VAR
Katılımcılarına bu yıl bir sürprizde bulunan İstanbul Fellowship, yakın zamanda depremden etkilenen Elazığ’da her katılımcısı ve destekçisi adına bir fidan dikti. Elazığ Bademli’deki hatıra ormanına 313 fidan dikildi. Böylelikle İstanbul Fellowship’e katılan her bir katılımcının Türkiye’de bir hatıra fidanı oluştu.
İSTANBUL FELLOWSHİP DÜNYANIN ÖRNEK ORGANİZASYONLARI ARASINDA
Bu yıl, Kültür ve Turizm Bakanlığının tarafından desteklenen, İstanbul Valiliği’nin himayesinde ve Türk Hava Yolları ulaşım sponsoru olduğu İstanbul Fellowship programı; Türk yayımcılığının dünyaya açılmasına büyük katkı sunuyor.
Her geçen yıl hedeflerini yükselten program Ortadoğu ülkelerine ilham vermesinin yanı sıra Latin Amerika'dan Uzak Doğu'ya kadar dünyanın tüm bölgelerinden katılımcıların İstanbul’u yayımcılık sektörünün uğrak yeri haline getirmeyi başardı. Türkiye’nin ve İstanbul’un tanıtımı, uluslararası alanda kendine yer bulması adına yayımcılık açısından kapı aralayan programın gelecek yıllarda dünyanın en prestijli yayımcılık organizasyonlarından biri olması hedefleniyor.