29.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Egemen Limoncuoğlu 90’lı yıllar önce rock dünyasının çehresinin değişimine vesile oldu. Nirvana’nın önderliğinde alternatif bir rock tanımı oluştu. Hemen arkasında yeni kuşak ‘metalciler’ teşrif etti ve onlar da Korn, Tool ve Slipknot gibi gruplar vesilesiyle başka türlü bir sert müzik tanımı yaptılar. Hepsi de kendi kulvarlarından büyük kitlelere ulaştı. Slipknot’ın bir farkı vardı. Maskeleri ve grup üyelerinin isimleri yerine birer rakamla adlandırılışı, onları korku filmlerinin ürkütücü fakat aynı zamanda da kült karakterlerine dönüştürüyordu. Buna sahnede bir an için bile durmayan, bir korku sirki, amansız bir deşarj seansı gibi şovları da katılınca Slipknot büyük (ve fanatik) bir hayran kitlesi oluşturdu.
Talihsiz hastalık
Slipknot’ı 1995’te Clown (Palyaço) adıyla anılan Shawn Crahan ve 2010’da ölen bas gitarist Paul Gray’le birlikte kuran Joey Jordison (esas adı Nathan Jonas Jordison) 2000’li yıllara girerken müzik dünyasında adı çok sık anılan davulculardan biri haline geldi. Hızı ve tekniği, Slipknot müziğindeki perküsyonlarla destekli ritmik yapıda iyice ön plana çıktı. Ne yazık ki bugün hâlâ tam olarak nedeni zikredilmeyen bir sebepten dolayı 2013 senesinde, 5 numaralı Slipknot albümünden önce gruptan ayrıldı. Sonradan transvers miyelit olduğunu öğrendik Jordison’un. Omurilikte ortaya çıkan iltihap sonucu oluşan transvers miyelit, uzun vadede Jordison’un davul çalmasına dahi engel olacak talihsiz bir hastalıktı. Öte yandan Jordison Slipknot dışında Murderdolls, Scar The Martyr, Sinsaenum gibi gruplarda müzik yapmaya devam etti, Metallica, Rob Zombie ve Korn ile sahne aldı. Kedileri ve Slipknot sonrası müzikal faaaliyetleriyle hayatına devam ediyordu. Ya da biz öyle sanıyorduk. Zira 26 Temmuz’da uykusunda öldüğü haberini ailesine bağlı kaynaklar duyurduğunda, şok etkisi yarattı müzik dünyasında. 46 yaşında yanına bagetlerini de alıp bu dünyadan ayrıldı Joey Jordison.