Kültür SanatSizin ailenizin ‘Sır’rı yok mu?

Sizin ailenizin ‘Sır’rı yok mu?

10.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Görkemli oyuncu kadrosuyla “Sır” sezonun yenilerinden. Bizi geleneksel aile yemeğine davet eden oyunun sırları oldukça tanıdık.

Sizin ailenizin ‘Sır’rı yok mu

Seyhan Akıncı - Şu geleneksel aile toplaşmaları, mutfağa gidenin ardından ya kısırını yeterince iyi yapmadığı ya da o kadar borç harçtan söz edip de evini yeniden nasıl dekore edebildiği üzerine beyin fırtınalarının birkaç dakikaya sığdırılabildiği bol kahkahalı, artık selfie’li ve az samimi vazgeçilmezimiz. Gündemi takip etmiyorsanız bile böylesi bir toplaşmada çeyrek altının fiyatından muhakkak haberdar olursunuz zira teyzenizin kızı okuldan mezun olur olmaz iş bulduğu yetmiyormuş gibi koca da bulmuştur! Peki, siz evlenmeyi düşünmüyor muymuşsunuz? Afallamayın canım, bu toplaşmalara ne kadar sık gelirseniz Rus salatasının Amerikan salatası olduğunu ve pekâlâ bir salata yapmanın da artık hiç de küçümsenmeyecek bir şey olduğunu öğrenirsiniz. Peki, bir tiyatro salonuna girip bir aile toplaşması izlemek neden cazip olsun ki?

Haberin Devamı

Emel Çölgeçen, Tayanç Ayaydın, Anıl Çelik, Tolga Güleç ve Şeyma Gökçe Cengiz’in oynadığı sezonun yenilerinden “Sır” bize bunun için sağlam bir neden veriyor. Ahmet Kazanbal’ın yönettiği tek perdelik oyun sahnedeki mobilyalardan, etrafa saçılmış oyuncaklardan ve evin “erkeğinin” lütfederek uzandığı ev telefonundan anladığımız kadarıyla 90’larda geçiyor. Bahsi geçen dağınıklığı kimin toplandığını söylemeye gerek yok sanırım. Emel Çölgeçen ve Tayanç Ayaydın’ı karı koca olarak izlediğimiz “Sır”da geleneksel hâle gelmiş bir pazar akşam yemeğinin herkesin eteğindeki taşları döktüğü bir serüvene dönüşmesine tanık oluyoruz. Oyunun ritminin Tolga Güleç ve Şeyma Gökçe Cengiz’in doğacak çocuklarına “Adolf” adını vermeyi planladıkları şakanın yapıldığı bölüm dışında pek yükseldiğini ya da değiştiğini söylemek güç. Bu şakanın oyunun önemli bir kısmında sürdürülmesinin oyuna katkısı da tartışmaya açık. Gecenin bir diğer misafirini Anıl Çelik canlandırıyor. Çocukluk arkadaşı olan karakterlerimizi bağlayan derin bir mazi var. Hâl böyle olunca dökülen taşlar gecenin başladığı gibi bitmeyeceğini sezdiriyor izleyiciye. İki çocuklu eğitimli ve orta üst gelirli bu aile dışarıdan fincanları içine özenle yerleştirilen vitrin gibi kusursuz görünüyor… 

Haberin Devamı

Vitrinler yalan söyler

Bu geleneksel aile toplaşmasına seyirci olduğumuzda bir kez daha anlıyoruz ki vitrinler yalan söyler. Ailesi için kariyerinden vazgeçmiş bir kadın ve kariyeri nedeniyle evin kapısını açması bile lütuf olan bir adam. Üstelik bir parça en doğrusunu ben bilirim, siz ne bilirsiniz amcalara doğru evrilmeye başlamış bir koca. Sahnede çocukları hiç göremiyoruz, tek bildiğimiz ergenlik hâlleriyle bizimkileri epey zorladıkları. Oyunun “Adolf” üzerinden başlattığı tartışma ilerleyen dakikalarda Anıl Çelik’in hayat verdiği karakterin çocukluk arkadaşlarının annesiyle aşk yaşadığının ortaya çıkmasıyla boyut değiştiriyor. Bunu arkadaşlarından saklaması bunca yıllık dostluğa sığar mıydı yoksa asıl mesele sevgilisinin gizliliğine saygı duyması mıydı? Vitrine çıkarılamayacak bir aşktır onlarınki. Bu sırrın ortaya çıkışı geceyi ve karakterlerimizi tamamen değiştirir. Evlilik, aşk ve yaş farkı, kültür, ebeveynlik ve insan ilişkileri üzerine epeyce söz söyleyen oyunun yeni bir bakış açısı ya da sözü olduğunu söylemek mümkün değil. “Sır” bu anlamda görkemli oyuncu kadrosunun taşıdığı bir hikâyeye dönüşüyor daha çok. Sıkıcı, kuralcı, ben bilirimci rolüyle Tayanç Ayaydın’ın performansı dikkate değer. Emel Çölgeçen’i sahnede izlemek her zaman olduğu gibi keyif elbette. Oyunun gizli kahramanı ise şüphesiz müzikleriyle bizi yakın geçmişe götüren Pinhani… Şu aile toplaşmaları işte herkesin bir başkasına bakarak hâline şükretmesi için yapılmıyor mu en çok da!