Sımsıkı siyah deri tayt içinde düz duvara tırmanıp etrafa tekme ve yumruk sallayan genç, güzel, seksi kadınlar...
Filmlerde erkekler dövüşen kadını pek çekici bulur. Tabii, başlangıçta. Hasımları kadın olduğu için onları bir vuruşta yere serebileceklerini düşünüp eşitsizliğin tadını çıkarırlar. Ancak alaycı konuşmaları ve müstehzi sırıtışları ağızları burunları dağılıncaya ya da hayalarının acısıyla buruşuncaya dek sürer.
Aksiyon kadınları erkek rakiplerini yere serdikten sonra sıra bir kadına gelir. İşte o zaman şiddetin dozu artar. Hatta disiplini elden bırakıp saçından sürüklemeye bile vardırırlar işi!
Bu arada izleyici koltuğundaki erkekler durumu mazoşist bir zevkle izler. Kadın izleyiciler ise "Oh, oh benim için de vur" sadizmiyle!
"Enough / Yeteröde sapık kocasının hakkından gelmek için Krav Maga dersi alan ve sonra onu bir temiz pataklayan Jennifer Lopez, bize ilham verdi. Sinemanın dövüşken kadınlarına şöyle bir göz atalım dedik. Saymakla bitmezler. Ama biz şöyle imgeleri belleğimize kazınanları kısaca anımsayalım.
Şu sıralar gösterimde bulunan "Resident Evil / Ölümcül Deney"in iki kahramanı Milla Jovovich ve Michelle Rodriguez hem otomatik silahları hem tekmeleri sayesinde zombilerin bile hakkından geliyor. Jovovich daha önce de beyazperdenin en aktif Jan Dark’ı olarak Luc Besson’un aynı adlı filminde rol almıştı. Rodriguez ise "Girlfight / Kızdövüşü"nde boksör olmak isteyen bir liseli kızı canlandırıyordu. Zorlu yaşamının öfkesini önce kum torbalarından sonra erkek rakiplerinden çıkarıyordu.
Süperkahramanların kadın karşılıklarını yaratmak nedense pek modaydı bir dönem. Ama "Supergirl / Süperkız" bile tutmadı! Jane Fonda’nın "Barbarella"sı ise bir kült haline geldi. "Batman"in karşısına çıkan Kedikadın / Catwoman kötü taraftan bir aksiyon kahramanıydı. Michelle Pfeiffer siyah deri taytın üstüne kedi kulaklı bir maske de eklemişti.
Bond kızları ise düşman başına. Ursula Andress’ten Sophie Marceau’ya hepsi birer dişi panter!
Televizyonlarda polisiye diziler dolayısıyla çok sayıda kadın aksiyon kahramanı yer alır. Ama beyazperdeye taşınanların sayısı pek az. Cameron Diaz, Lucy Liu ve Drew Barrymore’dan oluşan "Charlie’s Angels / Charlie’nin Melekleri" işin seksi görünme kısmını dövüşün önüne geçirdiler.
"
Tatlı Sert"in becerikli bayan Emma Peel’i Uma Thurman dövüşürken şahane hatlarını ortaya çıkarmak için siyahın yanı sıra bir de kırmızı deri taytı tercih etti. Sandra Bullock baktı ki "Speed / Hız Tuzağı"nda başı sıkışınca bayağı cesur oluyor "Miss Congeniality" ve "Adım Adım Cinayetöte dedektif rollerine soyundu.
Catherine Zeta - Jones’un "Entrapment / Tuzaköta canlandırdığı hırsız, lazer ışınlarının arasından yılan gibi kıvrılıyordu. Louis Feuillade’ın sessiz dönem "Les Vampyrsölerinden esinlenilen "Irma Vepöte hırsız kadın rolündeki Maggie Cheung oldukça sakindi. Ama Hong Konglu aktris ülkesinde çevirdiği filmlerle Uzakdoğu’nun bir numaralı kadın aksiyon yıldızı olmuştu.
Uzakdoğu deyince hemen akla gelen "Kaplan ve Ejdeha"da Michelle Yeoh ve Zhang Ziyi’nin hakiki feminist aksiyon kahramanları olduklarını unutmamışsınızdır, herhalde!
Sanal alemin çevre korumacı kraliçesi Lara Croft’u beyazperdede canlandıran Angelina Jolie, bol bol akrobasi gerektiren rolüne aylarca çalıştı. Carrie - Ann Moss ise "Matrixöte sanal alemin içinde dövüştü.
Geena Davis "A Long Kiss Goodnight / İyi Geceler Öpücüğü"nda, Anne Parillaud "Le femme Nikita / Nikita"da kiralık katil olarak özel eğitilmiş hükümet ajanlarıydılar. Davis, "Cutthroat Islandöda korsan bile oldu!
Finali bütün zamanların en yürekli kadın kahramanıyla yapıyoruz: Gücü ve zekâsı kendisininkinden katbekat üstün "Alien / Yaratık"ı beş film boyunca alt edebilen Sigourney Weaver ile... Sinemada, "Süperkız" gibi taklitler hariç bir beyaz erkek kahramana denk gelecek şekilde dünyayı ve insanlığı kurtaran başka kadın yoktur!