Kültür SanatSınır tanımayan âşıklar

Sınır tanımayan âşıklar

28.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hüseyin Karabey’in “Gitmek” adlı filminin dünya prömiyeri 37. Rotterdam Film Festivali’nde yapıldı. Karabey’in gerçek bir aşk öyküsünden uyarladığı filmde Ayça Damgacı kendini oynuyor. Filmdeki aşk mektupları ve videoları da gerçek...

Sınır tanımayan âşıklar

Alin Taşçıyan

Sınır tanımayan hekimler, gazeteciler var... Kelle koltukta insanlara tıbbi yardım ve doğru haber ulaştırmak için çalışırlar. Sınır tanımayan âşıklar yok mu? Hüseyin Karabey’in ilk uzun metrajlı kurmaca filmi “Gitmek / My Marlon and Brando”nun kahramanı, tiyatro oyuncusu Aslı’yı ne geçemediği sınırlar ne savaş ne terör ne düşmanlık durdurabilir. Aslı’nın aşkı da gerçektir öyküsü de...

Rotterdam Film Festivali bünyesindeki Cinemart’a geçen yıl seçilen projelerden biri olan ve bu sayede Hollandalı ortak yapımcı bulan “Gitmek”in dünya prömiyeri 26 Ocak Cumartesi gecesi festivalin Time and Tide bölümü kapsamında yapıldı. 2008 yılında Türkiye’den filmlerin ilk yurt dışı başarısı böylece kaydedildi. 37.  Rotterdam Film Festivali’ndeki diğer gösterimleri bugün, yarın ve 1 Şubat’ta gerçekleştirilecek.  Hüseyin Karabey filmin sunumu için Rotterdam’a gitti.

Filmde kendisini oynayan Aslı Damgacı, Irak’ın Süleymaniye kentindeki sevgilisi Hama Ali Khan’a kavuşabilmek için tek başına zorlu bir yolculuğu göze aldı. Damgacı ve Khan bir film çekimi sırasında tanışıp âşık oldular. İngilizce anlaşıyorlardı. Çekim bitince Damgacı İstanbul’a, Khan Süleymaniye’ye döndü. ABD’nin Irak’a saldırmasından hemen önceydi. Telefonla konuşmak bile zordu. Khan, video kasetlere kaydettiği aşk mektuplarını TIR şoförleriyle Damgacı’ya gönderdi. Damgacı da içinden geçenleri mektuplara döktü. Bu mektuplardan birinde sevdiği adama filmin İngilizce adında olduğu gibi “My Marlon and Brando” diye sesleniyor...


Hüseyin Karabey bu öyküyü olduğu gibi senaryolaştırmadı. Hem İstanbul’da tek başına yaşayan, bir özel tiyatroda çalışan genç bir kadının gündelik yaşamını hem de İran filmlerini andıran sonu gelmek bilmez yolculuğunu anlatan bir film haline getirdi. “Gitmek” sevdiği adam bir buçuk yıl boyunca bir türlü yanına gelemeyince Süleymaniye’ye gitmeye kalkan Damgacı aracılığıyla  her daim politik yönden sıcak bir bölgeden izlenimler aktarıyor.  Filmin bir sınır tanımayanı da yönetmen Hüseyin Karabey. “Gitmek”i ne kurmacanın içinde sınırlıyor ne belgeselin. İki tür arasında denge kuruyor. Belgesel malzemesini kurmaca olarak kullanırken doğrudan kurmaca olan bölümleri de belgeselvari bir yalınlıkla gerçekleştiriyor.