Kültür SanatŞarkılar tamamen zamansız ve ebedi

Şarkılar tamamen zamansız ve ebedi

11.08.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:

Danny Brillant evi gibi gördüğü Türkiye’de hayranlarıyla bir kez daha buluşuyor. Sanatçı müzikal yolculuğunu anlatırken “Sosyal ağlar sayesinde şarkıların artık modanın ve radyoların diktatörlerinin insafına kalmadığını, tamamen zamansız ve ebedi olduğunu anlıyoruz” diyor.

Şarkılar tamamen zamansız ve ebedi

Melisa Vardal- “Gözlerini gördüğüm zaman âşık oluyorum\Sesini duyduğum zaman sevinçten deli oluyorum” sözleri hangi kadının gönlünü çalmaz ya da kim “Suzette”in yerinde olup coşkulu bir aşkın kahramanı olmak istemez. Dany Birillant kendi de söylediği gibi Dario Moreno ve Enrico Macias’tan Fransızca müzik yapan isimler arasında Türkiye’de en çok tanınanlardan. O da bu tanınmayı hep coşkuyla karşılıyor ve fırsat buldukça ülkemize gelip konser veriyor. 13 Ağustos’ta hayranlarıyla buluşmadan önce Brillant’la hem müzik tutkusunu hem Türkiye sevgisini hem de sektörün bugünkü hâlini konuştuk. Öğrendik ki hayranlarını çok özlemiş Brillant...

Haberin Devamı

*Günümüzde sosyal medya ve ağlar müzikte de belirleyici oldu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Uzun yıllardır özgür olan müzik bu dönemin şartlarında pek çok engele takılıyor. Müzisyenler artık yaşamak için yeterli parayı kazanamıyorlar. Günümüzde pek çok insanın amacı sosyal ağlarda kalıcı olmak ve internet kullanıcılarının ilgisini çekmek için her seferinde özgün fikirler yaratmak oldu. Kendi adıma, internette görünür olma konusunda çok zorluk çekiyorum. Çünkü bu durum bana pek uymuyor. Kendimi sahnede ve tepki veren seyirci önünde görmeyi tercih ediyorum. Aksini beceremediğim için zaman zaman kendime “Bir sanatçı olarak faaliyetimi durdurmamalı mıyım?” diye soruyorum. 

*Sizin şarkılarınızda o platformlarda yer alıyor ve çok dinleniyor. En baştan platformlara uzanan yolculuğunuzu özetler misiniz?

Haberin Devamı

Gençliğimde çoğunlukla yalnızdım. 17 yaşımdayken gitarımı alıp kumsala gittiğimde oradaki insanların müziğime ve sesime kayıtsız kalamadıklarını gördüm ve bu durum beni şaşırttı. 20 yaşında tıp okumaya başladım. Öğrenciyken eğitimimi finanse etmek için iş aradım, bulamayınca da Paris’teki kafelerin teraslarında şarkı söylemeye karar verdim. Bir kafenin terasında şarkı söylerken Saint Germain Des Pres’deki caz kulüplerinden birinin sahibi beni gördü. 200 frank ve ücretsiz yemek karşılığında bir hafta barında şarkı söylemeyi teklif etti. Bir yıl sonra tıp eğitimimi şarkı söylemekten çok mutlu olduğum için bıraktım. ‘90’ların başında plak şirketlerine ulaşma imkânım yoktu. Çünkü o zamanlar retro ya da vintage moda değildi. Beni çalıştığım barda  keşfettiler. Böylece “Suzette” adlı ilk single’ı çıkardık. Hızlıca ün kazanmaya başladım. Albümlerimin satıp satmaması konusunda asla endişe etmedim çünkü benim için önemli olan müzik tarihine ismimi yazmış olmaktı. Bugün Spotify, Deezer ve internetle birlikte, şarkıların artık modanın ve radyoların diktatörlerinin insafına kalmadığını, tamamen zamansız ve ebedi olduğunu anlıyoruz.

*Şarkılarınız pek çok farklı türün harmanı. Siz nasıl yorumlarsınız?

Haberin Devamı

Müziğe olan tutkum Tunus’ta düğünlerde oryantal müzik çalan amcamdan kaynaklanıyor. Doğu     müziğiyle erken tanışmış olmaktan dolayı bu türden, Fransız isimlerden Charles Aznavour’dan Gilbert Becaud’dan ve ABD’li ustalar Frank Sinatra ile Elvis Presley’den ilham aldım. Tüm bu ilhamlara ek olarak Latin ile caz da beni etkiledi. Ve sonra hepsini toplayıp kendi şarkılarımı yazmak için kullandım. Müziğim yüzde 25 caz, yüzde 25 Latin, yüzde 25 Akdeniz şarkıları.

Dario Moreno ve Enrico Macias’tan sonra Dany Brillant akla geliyor

*Daha önce Türkiye’de konser verdiniz ve ülkemiz için “Türkiye’yi çok seviyorum” dediniz...

Geleneksele çok düşkün, moderne yatkın olan Türkiye halkı, Doğulu bir yana da sahip olduğu için müziğimi hep saygıyla karşıladı. Bu halk bana kollarını açtı ve beni hayal kırıklığına uğratmadı. Burada kendimi çok iyi hissediyorum, Tunus’taki evimde olmaktan farklı değil Türkiye’de olmak ve sanırım Osmanlı’nın bu konuda ciddi bir etkisi var. Türkiye ile sahip olduğumuz bu ortak değerleri yaratan yanların Doğu, Latin ve Akdeniz müziği olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de Fransızca müzik yapan üç isim sayıldığında çok değerli iki sanatçı olan Dario Moreno ve Enrico Macias’ın ardından ben geliyorum.