03.11.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Egemen Limoncuoğlu - Türkçe rock müziğin tanımının oluşmasında büyük emeği olan gruplardan Bulutsuzluk Özlemi, Nejat Yavaşoğulları yönetiminde 40 yıla yaklaşan serüvenine 29 Ekim’de piyasaya çıkan “Bedreddin” ile devam ediyor. “Yıllar içinde oluşan, arkasında çok emek olan bir çalışma” diyor Moğollar’dan Taner Öngür attığı tweet’te. Bulutsuzluk Özlemi’nin yeni albümünü takipçileriyle paylaşırken. Haksız da değil. Nejat Yavaşoğulları’nın henüz grubun bir ismi bile ortada yok iken kafasında oluşmuş bir proje bu albüm. 80’li yıllların tam orta vakitlerinde, Sina Koloğlu’yla birlikte Bilsak’ta verilen konserlerde, gruba alelacele bir isim bulunduğu o günlerde sahnede icra edilen şarkılardan bazıları yıllar sonra bu albümde yer alıyor.
Uzun bir deneyim
“Bedreddin”, Nâzım Hikmet’in “Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı”nın bir uyarlaması. 2 CD’lik, 25 şarkılık bir albüm. Albüm dediğimiz formatın ikinci plana atıldığı, sanatçıların yeni şarkılarını, şarkı şarkı, tek tek dijital platformlar üzerinden dinleyicilerine ulaştırmayı tercih ettiği şu günlerin genel akışına ters giden bir yapıt. Bu bakımdan aslında tam da Bulutsuzluk Özlemi’ne uygun.
“Bedreddin” bir konsept albüm, bir rock opera ve albümün resmi tanıtım metnine sadık kalırsak da bir rock oratoryo. Daha önce, Cem Karaca’nın “Safinaz” plağında yorumladığı, Nâzım Hikmet’in 1936 yılında yayımlanan şiiri bu format dahilinde Bulutsuzluk Özlemi’nin ve de tabii Nejat Yavaşoğulları’nın yorumu ve ‘tasarımı’ ile karşımızda. Fırat Tanış’ın sesinden işiteceğimiz pasajlar, Akın Eldes gibi Bulutsuzluk Özlemi kadrosunun bir zamanlar değişmez üyelerinin katılımıyla uzun bir müzikal deneyim. Orkestrasyonu, korosu, protest tarafı ve yıllar içinde demlene demlene oluşumuyla hem grup için hem de Türkçe sözlü rock müziğimiz için özel bir albüm. Rock opera formatı The Who’nun “Tommy’siyle, konsept albüm kavramı Pink Floyd’un “The Wall”uyla hafızalarımızda. İşin biraz daha müzikal formunda yapılmışı da Adrew Lloyd Webber’in “Jesus Christ Superstar”ı ve “Hair” müzikaliyle hatırımızda. Ve tabii Nejat Yavaşoğulları’nın adı geçince, büyük hayranlık duyduğu John Lennon ve The Beatles’ın “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band”i de.
Rock müziğin derdini görkemli ve epik yapıtlarla anlatmayı tercih eden, bunu bir albüme, hatta duble albüme yayıp başıyla sonuyla yekpare bir deneyim amaçlayan tarafı bizde çok sık icra edilen bir alan değil. Bu bakımdan kayıtları pandemi öncesi başlayan, hazırlığı 35 yılı bulan, dinlemesi de 1 saat 40 dakika sürecek bu ‘destan’, ya da belki ‘destan rock’ demeliyiz, 2021’in son düzlüğüne girdiğimiz şu günlerde mutlaka meraklı müzikseverlerin kulak kabartılacaklar listesinde yerini alacaktır.