29.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Resim, Osmanlı döneminde gündemde olan sanat dallarının başında geliyordu. Özellikle son dönemde pek çok yetenekli ressam, eğitim için yurt dışına gönderiliyor ve yabancı ressamlar da ülkeye davet ediliyordu. Dolayısıyla Cumhuriyet kurulduğunda eğitimli ve eğitmeye hazır bir kuşak vardı. Çallı Kuşağı olarak da adlandırılan 1914 Kuşağı, yani Çallı ile birlikte Namık İsmail, Nazmi Ziya Güran, H. Avni Lifij, Feyhaman Duran, Mehmet Ruhi Arel, Sami Yetik ve Ali Sami Boyar, Cumhuriyet’in resim sanatındaki gelişiminde önemli görevler üstlendi.
Mustafa Kemal Atatürk her sanat dalında olduğu gibi resmin hızla gelişip büyümesi için Genç Cumhuriyet’in imkânlarını artırdı. Ustalaşmış ressamların gençleri eğitmesi için yollarını açtı, resim sergilerinin çoğalması için sanatçıları teşvik etti. Ekim 1923’te, Ankara Türk Ocağı’nda, Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’in ilk resim sergisi açıldı. Bir yandan da yeni sanatçıların yurt dışında eğitim almasını sağladı. 1924’te yılında eğitim için Avrupa’ya gönderilen sanatçılardan Muhittin Sebat, Hale Asaf, Ali Avni Çelebi, Cevat Dereli, Refik Epikman gibi ressamlarımız İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde sergiler açtı; resim sanatını ülke çapında yaygınlaştırmaya çalıştı.
1933’te Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Cemal Tollu, Abidin Dino ve Zühtü Müridoğlu gibi isimlerin bir araya gelerek oluşturdukları D Grubu; Güzel Sanatlar Birliği (Osmanlı Ressamlar Cemiyeti), Yeni Ressamlar Cemiyeti, Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nden sonraki dördüncü sanat topluluğu olarak sanatta çağdaşlaşmaya ivme kazandırdı.
“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki, o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur” diyen Ulu Önder, hayattayken portrelerini yaptırarak da resim sanatına destek oldu. Bunlardan en çok bilinenleri; Jean Weinberg’in 1933 yılında yaptığı yağlı boya tablonun yanı sıra İbrahim Çallı’nın çalıştığı Atatürk portresi de 1935 yılına ait.