16.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
EFNAN ATMACA
Efnan Atmaca- Chimamanda Ngozi Adichie yazdığı kitaplardaki feminist ton ve söylemleriyle hem kadın olmaya hem de ırkçılığa ezber bozan bir bakış açısı getiriyor. Klişeleri yıkıyor, samimiyetsiz tavrı yerle bir ediyor ve ‘gerçeği’ en yalın şekliyle gözler önüne seriyor. Pozitif ayrımcılığı ‘iyi’ ve ‘doğru’ insan olduklarını kanıtlamak adına bir kalkan gibi kullananların gardını düşürüyor. Sadece yazar olarak üretken değil, aynı zamanda hiç durmayan bir aktivist. İnandığı bir davası var ve bu uğurda sahip olduğu tüm yetkinlikleriyle mücadeleye devam ediyor. Son yılların en değerli seslerinden biri Adichie. Nijerya’da doğan, üniversiteyi ABD’de okuyan Adichie’nin Doğan Kitap tarafından yeniden yayımlanan kitabı “Amerikana” -ki bu sıfat Amerikanlaşmış Afrikalılara deniyor- aynı tonda. Yazar, mücadelesinin yapı taşlarından biri olan “Amerikana”yı kendi hayat hikâyesiyle benzerlikler gösteren Ifemelu üzerinden kurguluyor.
Maskeler düşüyor
İç savaşın hüküm sürdüğü Nijerya’da yaşayan Ifemelu toplumun tüm dayatmalarına karşı durarak kendine özgür olabileceği bir hayat yaratmaya çalışan bir genç kız. Kadının kaderini bonkör bir erkeğin insafına bağlı kalarak yazmaması gerektiğine inanıyor. Çok sevdiği doktor halası Nijerya devlet başkanı generalin metresi olduğunda hayal kırıklığına uğruyor. Ailesi tüm olanaksızlıklarına rağmen Ifemelu’yu destekliyor ve onun okuması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir de gençlik aşkı var: Obinze! Annesi üniversitede öğretmen Obinze’nin. Birlikte aşkı keşfetmeye çalışırken aynı zamanda ortak bir hayat hayali de kuruyorlar ama ABD’de. Nijerya’da hayat hiç kolay değil. Ekonomik çaresizlik, siyasi kargaşa, liyakatsiz yönetim ile özgürlüğü kısıtlayan gelenekler gençlerin hayallerinin önündeki en büyük engeller. Ülkedeki üniversite grevleri hiç bitmiyor. Ifemelu da çareyi general ölünce ABD’ye kaçan halasının yanına, ‘fırsatlar ülkesi’ne gitmekte buluyor. Tabii burs alarak. Obinze ise bir süre sonra ona katılmak üzere Nijerya’da kalıyor. ABD’ye gittiğinde ‘Siyah’ olduğunu fark ediyor Ifemelu. Irkçılıkla da böylelikle tanışmış oluyor. Çalışmak, var olmak, bir hayat kurmak için çok çaba harcaması gerekiyor ABD’de ama en çok da oradaki sosyal gerçekliği anlamak zor geliyor ona. ‘Amerikalı Olmayan Siyahlar İçin Amerika’yı Anlamak’ üzerine bir blog yazıyor. Amerikalı Siyahlar ile Beyazların başta Afrikalı Siyahlar olmak üzere göçmenlere bakışını, davranışını irdeliyor bu blogda. Sadece o da değil; kadınlara, ilişkilere, sınıfsal ayrımlara dair görüşlerini kaleme alıyor. En çok samimiyetsizliği irdeliyor. Kitapta yer alan bu blog yazıları kafa açıyor. Çünkü maskeleri düşürüyor Ifemelu. Ötekine bakıştaki sakatlığın ironik bir eleştirisi yazdıkları.
Yerelden evrensele
Sonra Nijerya’ya dönmeye karar veriyor. Birlikte gelecek inşa etmeyi hayal ettiği gençlik aşkı Obinze’ye duyduğu özlem ağır basıyor bu dönüş kararında. Ülkesine döndüğünde yaşadıklarını da farklı bir blogda anlatmaya başlıyor. Bu kez madalyonun diğer yüzünü gösteriyor. Ülkesindeki çarpıklığın yanı sıra dışarıdan Nijerya’ya bakmak var bu makalelerde. En çok kadınlar nasibini alıyor onun eleştirilerinden. Yerel bir hikâyenin evrensele nasıl ulaştığının ispatı “Amerikana”. Çünkü her ne kadar dünyada olup biteni Siyahlar üzerinden okusa da tüm ötekilerin izini sürüyor Adichie. Onun eleştirilerini dünyanın her yerinde ‘öteki’ olanlarla bağdaştırabiliyorsunuz. Hele de yaşanan göçlerle, yerinden yurdundan olan mültecilerle dünyanın tüm dengesi altüst olmuş ve yeni bir düzen kurulmaya çalışılırken. Dolayısıyla uzak bir coğrafyanın değil, tam da bugünün hikâyesi “Amerikana”. İyi ve doğru olmak adına dayatılan tüm samimiyetsizce yargıların bir eleştirisi. “Türkiye de payını alır mı?” diye sorarsanız, cevabım kesinlikle “Evet” olur. Değişmek ve değiştirmek için yaygın söyleme değil, süregelen duruma bakmak gerekiyor. Yazdıklarınızla söylediklerinizle değil yaptıklarınızla var olmanız gerektiğini anlatan bir hikâye Ifemelu’nunki. Tüm makyajlı hayatların simlerini, pullarını, boyalarını kazıyor Adichie bu kitapla. Zor olan sadeliği yakalamaktır mesajını taşıyor kitap ve o sadeliğin süslü, ‘çokbilmiş’ cümlelerde değil özde olduğunun altını çiziyor. Adichie, “Amerikana”yla herkesi özüne davet ediyor; savaşmaya, düzenini bozmaya cesaret etmeye, sahip olduklarından vazgeçmeye çağırıyor. Özgür, vicdanlı ve cesur olmanın tarifini yeniden yapıyor.