14.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Nobel ödüllü Orhan Pamuk dün Yapı Kredi Yayınları’nın Youtube hesabı üzerinden yayınladığı 3 dakikalık videoda kitabını anlattı. Videonun başında 40 yıldır bu romanı düşündüğünü belirten Pamuk, “Kitaptaki olaylar 1901 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu Akdeniz’deki küçük bir adasında, Minger’de geçiyor. Sultan Abdülmecid’in vilayet yaptığı, havası, suyu, insanı, dili bir başka olan, yarısı Rum yarısı Müslüman olan bu adayı ve merkez şehri Arkaz’ı ben ev ev, sokak sokak, bütün ayrıntılarıyla yıllarca hayal edip kurdum” dedi.
“Veba Geceleri”ni 5 yıl önce yazmaya başladığını söyleyen Pamuk o zamanlar koronavirüs salgını olmadığı için herkesin “Niye veba ve salgın üzerine roman yazıyorsun?” diye sorduğunu anlattı. Pamuk, bu soruya, halkı karantina önlemlerine uymaya, itaat etmeye zorlayan paşaların, askerlerin, memurların ve doktorların aslında, millete modern hayatı ve laikliği benimsetmek isteyen modernleşme yanlısı siyasetçilere çok benzediğini söyleyerek yanıt verdiğini belirtti.
Romanı için uzun araştırmalar yaptığını, pek çok kitap okuduğunu ve sabırla yazdığını ifade eden yazar, kitaba başlamasının 3’üncü yılında ise salgının başlamasıyla çevresindeki herkesin ölümlerden, karantinadan, sokağa çıkma yasağından ve hastanelerin dolmasından söz etmeye başladığını söyleyerek “Romanımda yazdıklarım gerçek olmuştu” dedi. Şimdi insanların kendisine eski salgınlar hakkında o kadar kitap ve makale okuduktan sonra koronavirüs salgınının kendisine öğrettiği yeni bir şey olup olmadığını sorduğunu söyledi.
Pamuk’un bu soruya cevabı ise “Evet bu soruya kesin bir cevabım var: Korku! Salgın bana acılar içinde ölme korkusu verdi ve onunla baş etmeyi öğretti. Bu korkuyu kitapları okuyarak anlamış ama hayal edememiştim. Çünkü korku, hele salgında ölme korkusu kitaplardan öğrenilmiyor. Bu bilgiyle romanımı bir yıl daha, heyecanla ve telaşla yazıp bitirdim. Şimdi en sonunda yayınlanıyor diye telaşlanıyor ve heyecanlanıyorum” olmuş.