10.02.2021 - 11:57 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr / ihsan.dindar@milliyet.com.tr
Neredeyse dünyanın tamamı evlere kapanmış durumda. Bu dönemi nasıl geçiriyorsunuz?
Her nasılsa gerçeküstü bir duygu olarak başlayan bu şey neredeyse normal bir hale geldi. Ama şikayet edemem, İzlanda'da oldukça iyi durumdayız. Yine de seyahat etmeyi çok özledim. Bu, muhtemelen son 10 yıldır tek bir yerde kaldığım en uzun süre.
“some kind of peace” albümünüzü geçtiğimiz yıl yayımladınız. Bu albüme biraz da sahip olduğu atmosferden ötürü bir “pandemic dönemi çalışması” diyebilir miyiz? Siz nasıl tanımlamayı tercih ediyorsunuz?
Yazma ve kayıt sürecinde bunun bir "covid-albüm" olarak hatırlanmasını gerçekten istemediğimin farkındaydım. Pandemi başladığında kayıtlarımın yarısından fazlasını gerçekleştirmiştim. Nihayet albüm ortaya çıktığında, insanların dünyanın mevcut durumuyla kendilerini ne kadar alakalı hissettiklerini görmek beni mutlu etti. Ama umarım bundan 10 yıl sonra kimse Covid ile “some kind of peace” arasında bir bağ kurmaz.
Dijital platformlardaki odaklanma listelerine baktığımızda minimal ve neo-klasik türlerinin hakimiyetini görüyoruz. Odaklanma ve bu türler arasında bir bağ var mı sizce? Bu müzikler odaklanmayı kolaylaştırıyor mu?
Aslında insanların genel manada neleri sevdikleri üzerine bir genelleme yapmak oldukça zor. Fakat yine de ben sakin müzik ile sakin bir beyin arasında bağı görüyorum. Bu da elbette bir şeye odaklanmak için ihtiyacınız olan şey anlamına da geliyor.
Yakın zamanda Alice Sara Ott ile bir Chopin albüm kaydı gerçekleştirmiştiniz. Önümüzdeki süreçte yeni bir klasik müzik projesi gündeminizde yer alıyor mu?
Yakın bir gelecek için böyle bir planım yok. Chopin’in kalbimde çok çok özel bir yeri var. Ancak elbette benzeri şekilde çok sayıda besteci mevcut. Ama yine de hiçbir projeden bahsettiğiniz albüm kaydım kadar bir ilham almadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Pandemi sürecinin bir gerçeği olarak çevrimiçi konserler revaçta. Zorlu PSM Online platformunda yer alacak konseriniz büyük bir heyecan yarattı. Bu performans nasıl bir içeriğe sahip olacak?
“some kind of peace” albümündeki parçaların ağırlıkta olduğu bir kaydı ilk kez dinleyicilerle buluşturuyoruz. Bu kaydı yapmak hem acı hem tatlı bir deneyim oldu. Çünkü o dönemde aynı zamanda yoğun bir turne programının tam ortasında yer alıyorduk.
İki yıl önce Zorlu PSM’de büyük ilgi gören bir performans gerçekleştirmiştiniz. Türkiye’de zaten çok seviliyorsunuz. İzleyicilerle etkileşim kurmayı seven biri olarak şu son bir senedeki konsersizlik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şu an için yapabildiğimiz tek şey bunun gibi görsel kayıtlar gerçekleştirmek. Üstelik çok da iyi kayıtlar gerçekleştiriyoruz. Ancak bunların hiçbiri elbette izleyicinin karşısında çalıp onunla etkileşim kurmanın yerini tutamaz. Orada performans sergileyen ile dinleyici arasında bir etkileşim söz konusu; ki bu başka bir şekilde yeniden üretilemez. Olabildiğince kısa sürede salonlara güvenli ve sağlıklı bir şekilde dönebilmeyi umuyorum.
Son olarak Türkiye’deki dinleyicilerinize bir mesajınız var mı?
Herkesin bu zor zamanlarda sağlıklı ve güvenli bir olmasını ümit ediyorum. Kuzeyden sevgiler.