15.09.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Melisa Vardal - Avustralya ve Yeni Zelanda’da yapılan araştırmada sanatçıların yüzde 82’si yapay zekânın gelecekte işlerini ellerinden alacağından korksa da yüzde 38’i yapay zekâyı kullanıyor. Yüzde 54’ü müzik yapım sürecinde yapay zekânın yaratıcılığa katkıda bulunabileceğini düşünüyor. Biz de “Türkiye’de müzisyenler bu konuda ne düşünüyor?” sorusunun peşine düştük.
Kimi isimler yapay zekâyı kendi yaratıcılıklarını zenginleştirmek için kullanmanın önemini vurgularken bazı müzisyenler müziğin duygusal derinliğine ulaşamayacağını düşünüyor. Pek çok kişi de yapay zekânın müziğin ticari yönünü tehdit edebileceğini ancak gerçek sanatı etkilemeyeceğini söylüyor.
Beyza Doğuç: “Özgün eserler nadirleşecek”
Yapay zekâyı sık sık kullanan sanatçılar onu bir araç olarak ele alıp kendi özgünlüklerini merkeze koyduklarında ortaya çıkan eserlerin kendilerine dair olduğunu ve direksiyonu yapay zekâya devretme alışkanlığına düşmenin sanatçının ‘özgün’ ruhunu giderek söndürdüğünü fark edecektir. Böylece burada her sanatçının bu ‘süper güç’ ile gelen önemli sorumluluğun ayırdına varması ve kendi sanatlarını zenginleştirme amacı taşıyarak ilerlemesi lazım. Aksi takdirde aynı yapay zekâ modelleri kullanılarak oluşan sanatlar tek düzeleşecek ve özgün sanat eserleri giderek nadir olmaya başlayacak.
Canan Anderson: “Hata yapmak yeni doğrular üretir”
Yapay zekânın müzisyenlere fikir vermesi ve melodiler üretiyor olması yaratıcılığı engelliyor ve dolayısıyla kolaya kaçmaya sebep olabiliyor. Yaratıcı zekâ her şeyi mükemmel yapabilir ama hata yapmak bakışı değiştirebilir. Bu bakış farkı da sanattır. Her şey mükemmel olduğunda insan denen canlı içinde kaybolur. O yüzden hata yapmak yeni fikirler ve doğrular üretir. Bazı konserlerimde adrenalinle çalacağım eserin içine yeni melodiler eklediğimde hem dinleyenler hem de kendim mutlu oluyorum. Bu da tamamen insani duygularla oluşuyor. Bunu yapay zekâ yapamaz.
Nihan Belgin: “İnsan yaratıma devam edecek”
Yapay zekâ, fon müziği ya da işlevsel besteler oluşturma konusunda müzisyenlerin işlerini olumsuz etkileyebilir. Ancak sanat adına yapılan, sanatçının ruhundan çıkan müziğin derinliğini karşılayabileceğini düşünmüyorum. Ne kadar gelişirse gelişsin insan deneyimlerinin yansımasına ulaşamayacaktır. Çoğunlukla duygular üzerinden şekil alan ve dinleyenin hislerini harekete geçiren müzik, insan nefes aldıkça insan tarafından yaratılmaya devam edecektir.
Dengi Dengine: “İlerisi için bir tehdit”
Şu an için sadece yardımcı oluyor belki ama ilerisi için bir tehdit. Yapay zekâ şarkı sözü yazıp istediğiniz tarzda aranje edip, vokallerini kusursuz yapabiliyor. Peki müzisyeni aradan kaldırırsak geriye ne kalacak? Neyse ki henüz canlı performans yapan robotlar yok. Hâlâ emekleme aşamasındalar. Bir süre rahat gibiyiz. (Yapay zekâ tarafından yazıldı.)
Melisa Uzunarslan: “Yardımlara açığım”
Uzun yıllardır sahnede canlı müzik yapan biri olarak her zaman vücudumun, kaslarımın, zihnimin üretebildiği en ‘kusursuz’ olanı yapmaya çalışsam da birçok ‘kusur’ oluyor ve bu kusurlar bizi insan yapan, duygularımızı aktaran şey oluyor. Bu sebeple ben yapay zekânın sahne performansının seyirci ile olan etkileşimi asla yakalayamayacağına inanıyorum. Stüdyo üretimi kısmında ise kolaylıklar sağlayacağı her şeye sıcak bakıyorum. Kısacası korkmuyorum senden yapay zekâ yardımlarına açığım.
İrfan Alış - Peyk’in solisti (Olta Dayanışma): “Sektör korkmalı”
Müzik piyasasına baktığımızda talebin ne kadarının gerçekten ‘müzikle’ ilgili olduğunu sorgulamalıyız. Kendi adıma işimi kaybetmekle ilgili bir şey düşünmüyorum. Çünkü zaten sanata farklı bir gözle bakıyoruz, işimiz tahta gitarlarla bir şeyler yapıp bunu satmakla ilgili değil. Kendimizi ifade ve tedavi etmek için müzik yapıyoruz. Bir makinenin benim işimi daha iyi yapması beni etkilemez. Ancak, sektör olarak müziğin yapay zekâdan korkması gerekiyor.