18.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Efnan Atmaca Bir asır boyunca İstanbul’a ısıtan, gaz ihtiyacını karşılayan, şehri aydınlatan Gazhane artık kültür sanat hayatımıza ışık saçıyor. Hasanpaşa’da yıllardır atıl halde duran Gazhane’nin restorasyonu tamamlandı ve müze olarak hizmete açıldı. Aslında buraya sadece müze demek haksızlık çünkü İklim ve Karikatür müzeleri, Bilim Merkezi, sergi alanları, tiyatro salonları kütüphanesi ve etkinlik alanlarıyla burası tam anlamıyla bir kültür sanat vahası. Hasanpaşa’da açılan müze yaklaşık 32 bir metrekarelik bir alana yayılıyor. Hadi gelin sizi Müze Gazhahe’de bir tura çıkaralım.
Merkezin en göz alıcı binaları gazometreler yani gazın depolanması amacıyla inşa edilen binalarla başlayalım. Bu binalara iki farklı tiyatro yapılmış. Biri 130, diğeri 300 kişilik iki sahne var. Küçük sahne oynanacak oyunlara göre düzenlenecek bir sahne düzeniyle hizmet verecek. Büyük sahne ise İstanbul’un sahne sorununu çözecek nitelikte. Fuayesine girer girmez bir ferahlık hissi veriyor. Oyunlarını sahneleyecek mekân bulamamaktan şikâyet eden tiyatrolar için büyük bir eksiği gidereceğe benziyor. Yine aynı bölgede Karikatür Müzesi yer alıyor. Burada yer alan “Çizerini Yaşatan Çizgiler”, Türk karikatür ustalarının özgün eser seçkilerine yer veriyor. Seçkide kimler yok ki! Aslında olanlardan çok olmayanlara bakmak lazım ama biz eksik isim bulamadık. 80 çizerin 170 karikatürü yer alıyor burada. Üstelik hepsinin hayat hikâyesi karikatürlerinin altına iliştirilmiş ve isterseniz özenle hazırlanmış bez torbanıza onları koyup bu kapsamlı serginin küçük bir özetini evinize götürebiliyorsunuz. Türk yayıncılığının önde gelen dergilerinin tıpkıbasımlarını da inceleyebiliyorsunuz. Burada renkli bir köşe dikkat çekiyor. Çocuklar için yapılacak atölyelere hazırlanmış bu köşe eylül ayı itibariyle küçük misafirlerini ağırlamayı bekliyor. Gazhane’nin kompresörlüğünü yapan yapı bugün Afife Batur Kütüphanesi olarak yerleşkede bulunuyor. İstediğiniz zaman kütüphanedeki kitapları okuyabildiğiniz gibi alıp eve de götürebiliyorsunuz. Üst katı ise serbest ofis ve okuma alanı olarak tasarlanmış.
Ağaç yaşken eğilir
Müze Gazhane büyüklere olduğu kadar çocuklara hitap ediyor. Emeği geçenler “Ağaç yaşken eğilir” sözünden hareketle çocuklar için bir Bilim Merkezi hazırlamış. Çocuklara burada doğayla dost enerjiyi nasıl üretebileceğimiz oyuncaklı simülasyonlarla anlatılıyor. Aslında önce ebeveynlerin öğrenmesi gerekiyor ki çocuklara anlatsınlar. Ülkemizin sahip olduğu kaynaklarla nasıl doğaya zarar vermeden enerji üretebileceğimizin altını ısrarla çiziyor merkez. Merkezin sorumlusu da tek tek ziyaretçileri bilgilendiriyor.
İklim krizinin sorumluları
İklim Müzeleri özenle tasarlanmış. “İklim nedir?” sorusuyla başlayıp bugün yaşadığımız krizin nedenlerini fotoğraflar, ışıklı panolar, bilgilendirici renkli metinlerle tüm ayrıntılarıyla anlatıyor bu müzeler. Müzeden çıkarken aslında her şeyin sorumlusunun biz olduğunu anlayıp insanların bile isteye nasıl da doğaya zarar verdiği gerçeğiyle bir kez daha yüzleşiyorsunuz. İklim değişikliğindeki insanın rolünün yıkıcı gerçeğinden kaçmanıza imkân yok.
Sana tepeden baktım Gazhane
Müze Gazhane’deki alanlar müzeler, tiyatrolar, kütüphanelerle sınırlı değil. Yorulduysanız ya da öğrendiklerinizi biraz hazmetmek isterseniz dinlenme, kafe alanları var. İsterseniz İstanbul Kitapçısı’ndan bir kitap alıp okuyarak dinlenebilirsiniz. İşiniz varsa internetin olduğu ofis bölümünü gidip çalışabilirsiniz. Tüm günü burada geçirebilmek için her şeyi düşünmüş müzeyi kuran İstanbul Büyükşehir Belediyesi. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın çok emeği olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ona ve emeği geçen herkese teşekkür
ettikten sonra tura devam ediyoruz. Geniş bahçede bir sahne göze çarpıyor. Müze Gazhane konserler için mekân yaratmayı unutmamış. Siz yorulmuş olabilirsiniz ama burayı yapanlar yorulmanızı istemiyor. Mesela size fazlalık yaratan eşyalarınızı koymak için emanet dolapları bile yapmışlar. Bahçeye gözünüze hitap eden önemli sanatçıların heykellerini yerleştirmişler. Günün sonunda ise Gazhane’nin en üstüne çıkıp tepeden tüm gün gezdiklerinize ve şehre bakabiliyorsunuz. Bu teraslar belki de müzenin en büyülü yeri.
Fotoğraflar: Hüseyin Özdemir