20.04.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:
Egemen Limoncuoğlu - İsimlere ne kadar mana yüklüyorsunuz? Ya da isimlerden fal bakarcasına analizler yapanlardan mısınız? Bu satırlar pek yapmıyor böyle şeyler. Fakat bir alışkanlık ya da içgüdü olarak belli kelimelerden belli şeyleri beklemek, belki isimlerden de belli karakterleri bekleme gafletine düştüğü oluyor. Hiçbir ismi zan altında bırakmamak adına Egemen örneğinden gidelim mesela. Mülayim, her denileni yapan, kendi halinde biri çıkar mı misal Egemen adı altından. Hele bir de burcu koç ise. Bu ay doğum günü kutluyorsa. Hediyeler için adres vermek üzereyse... Neyse ki değil. Adres vermek üzere değil. Yoksa Egemen. Gayet Egemen yani. Neyse, dönelim mevzubahis esas kelimeye. Dan Bejar’ın Destroyer’i ismiyle müsemma gruplardan değil pek. Tıpkı yine bu sayfalarda göreceğiniz GGGOLDDD gibi bir yanılma payı içeriyor. Detroyer’in yıkıcı anlamı, tınısı Dan Bejar’ın müziğinde ters köşeye yöneliyor, yapıcı değilse de iyigelici (böyle bir kelime yok ama ya olsaydı?) bir yerlerden bize ses ediyor. Biraz muğlak bir hal yaratıyor. O hâlden de besleniyor. Öte yandan, tam da başlığımızdaki yerden, Dan Bejar’ın çok net bir yüzü var. Saçıyla sakalıyla, hırpani haliyle, ‘daha yeni uyumuştum ne diye beni uyandırıp bu takımı yaka paça giydirdiniz üstüme’ duruşuyla çok net bir karakter. Film karakteri gibi. Sevdiğiniz dizideki tuhaf yan komşu gibi. Evet, saçlarından dolayı burada bir Seinfeld göndermesi yaptı bu satırlar.
Destroyer’in ilk albümü çıkalı epey oluyor. O tarihte doğan çocuklar şimdi iş güç sahibi, belki evli belki master yapıyor. Destroyer’in ikinci albümü biraz daha yeni (haliyle). 1998 model ve Pitchfork’a göre '90’ların en iyi albümlerinden biri. Bu ilk iki albümün özelliği düşük teknik imkanlarla, daha doğrusu bilerek teknik imkansızlıklar kaydedilmiş ‘lo-fi’ albümler olması. 2000 senesinde çıkan “Thief”ten bu yanaysa Dan Bejar’ın Destroyer’i bir grup. Kalabalık yani. Hikâyemizin ana hatları da bu noktadan sonra belirginleşiyor. Her yeni kaydında hem şarkıcı / şarkı yazarı kimliği sahibi, hem de ‘bu kez de şöyle bir şey deneyeyim’ serüvenperestliğinde işler çıkarıyor. İş olarak yapmıyor bunları tabii, cümlenin gelişi o iş çıkarma.
50’sine ramak kalmış Dan Bejar’ın 13. stüdyo albümü “Labyrinthitis”. Labirentit bizim dilimizdeki karşılığı. Vertigo’ya neden olan bir iç kulak iltihabı. İlginç insan bu Dan Bejar Bey, insan hiç albümünün iç kulak iltihabı yapacağı imasında bulunur mu? 2020’de albümün çalışmalarına başladığında enerjik bir Cher albümü yapacağını planlıyormuş. Sonra tıbbi dünyaya nazire yapılmış. Bejar’ın diskografisi için olağan şeyler. Başka neler olağan? Yumuşak sesiyle de Destroyer kelimesine ve fiziğine tezat oluşturuşu. Hikayeler anlatışı. Şarkılarında bahsi geçen şeyleri merak ettirişi. Kovid şartlarında kaydedilmiş, neşesi yerinde bir albüm “Labyrinthitis”. Destroyer dinlemeye başlamak için önce bir “Kaputt” sonra bir “Poison Season” dinlemek daha iyi olabilir. Fakat buradan da başlayıp geriye adım adım gitmek, takip etmesi keyifli bir müzisyenin savrulduğu ama saçlarının asla dağılmadığı(!) yönlerle kariyerini keşfetmek keyifli olur. Aynı cümlede iki kere ‘keyifli’ geçtiğini de unutturur belki.
Bu yazı Milliyet Sanat’ın Nisan sayısından alıntılanmıştır. Yazının tümünü dergide okuyabilirsiniz.