Kendi kültürüne ‘Aidiyet’

Melisa Vardal - “Aidiyet”… Tek bir kelime fakat beraberinde pek çok soruyu yanında taşır. Nereye aitiz? Bizi bir yere, bir topluluğa, hatta kendimize bağlayan o görünmez, çoğu zaman hissedilir ama asla tam olarak tarif edilemeyen ipler neler? Çocukluğumuzun silinmez izleri mi, genetik kodlarımızda taşıdığımız atalarımızın mirası mı yoksa benliğimizi yoğuran kültürümüz ve inancımız mı bu aidiyet duygusunu derinlemesine şekillendiriyor? Modern dünyanın bireyleri köklerinden uzaklaştıkça, aidiyet nasıl bir dönüşüm geçiriyor? Taşizm sanatının (resimde düzensiz biçimli renk lekeleri ve damlalarının kullanılmasını temel alan sanat biçimi) önemli temsilcilerinden Mustafa Cemal Yıldırım namıdiğer Musto, uzun yıllar süren yurt dışı yaşamının ardından memleketine bir sanat köprüsü kurarak CerModern’de açtığı “Aidiyet Katmanları” sergisiyle işte bu temel, zamansız ve evrensel soruları sanatıyla yeniden gündeme taşıyor.

Sergi sadece tuvallere yansıyan renkler ve desenlerden ibaret değil aynı zamanda sanatçının kendi iç yolculuğunun, köklerine duyduğu derin özlemin ve kimlik arayışının somut bir ifadesi olarak karşımıza çıkıyor. İzleyiciyi, kendi aidiyet tanımlarını yeniden gözden geçirmeye, geçmişle gelecek arasında kurduğu bağları derinlemesine düşünmeye ve belki de en önemlisi, yalnızlığın evrenselliği içinde ortak bir insanlık paydası bulmaya davet ediyor.

Küratörlüğünü yazar ve sanat eleştirmeni Ümit Yaşar Gözüm’ün üstlendiği sergi, sanatçının “Köken kültür sanatçı için ne ifade eder, sanatta bir anlamı var mıdır?” sorusu ekseninde şekillenen özgün sanat serüvenine ışık tutuyor. 

Sergi özel ışıklandırmayla hazırlanan “Kara Kutu” ve çeşitli eserlerinin yer aldığı ana sergi alanı olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Yıldırım, “Kara Kutu” bölümünün Kurtuluş Savaşı’nı, kız çocuklarının eğitimi gerekliliğini ve tarihi eserlerin korunması gerektiğini anlatan eserlerini içerdiğini vurguluyor. Sanatçı, uzun yıllar sonra eserlerini Türkiye’ye getirmenin ve kendi insanıyla buluşturmanın kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu ifade ediyor. “Ben uzun yıllar yurt dışında yaşamış olsam da bu toprakların çocuğuyum; aklım fikrim hep memleketimde, insanlarımızda, vatanımda… Ben bir köy çocuğuydum, öğretmenlerimin resim yeteneğimi keşfetmesiyle bu alana yöneldim. Çocuk yaşta başlayan bu yolculukta bugün kübizm, taşizm, sürrealizm resim stilleri içerisinde yaptığım aşamaları ve bu topraklara ait olduğumu anlatıyorum. Diğer uluslara açıldığım zaman vatanımızın, milletimizin, kültürümüzün ne kadar derin olduğunu bir kez daha gördüm” diyen Musto, tablolarını ülkesinde sergilemenin ve kendi insanının bakış açısını deneyimlemenin kendisi için çok değerli olduğunu dile getiriyor.

Ritmin sentezi

Sergi kapsamında 12 Nisan Cumartesi günü saat 14.00’te “Ritmin Sentezi: Aidiyet” adlı bir etkinlik düzenlenecek. Dünya cazının önemli isimlerinden Okay Temiz ve Musto/Mustafa Cemal Yıldırım’ın birlikte sahne alacağı etkinlikte, Musto Temiz’i tuvale yansıtacak.