Kültür SanatJersey Boys Efsanesi…

Jersey Boys Efsanesi…

13.11.2013 - 09:52 | Son Güncellenme:

Beggin, Will You Love Me Tomorrow, Can’t Take My Eyes off of You, Sherry, Big Girls Don’t Cry gibi unutulmaz şarkıların asıl sahibinin The Four Seasons grubu olduğunu biliyor muydunuz?

Jersey Boys Efsanesi…

Beggin, Will You Love Me Tomorrow, Can’t Take My Eyes off of You, Sherry, Big Girls Don’t Cry gibi unutulmaz şarkıların asıl sahibinin The Four Seasons grubu olduğunu biliyor muydunuz? Zorlu Center PSM’de 13 – 24 Kasım tarihlerinde 16 kez sahnelenecek olan Jersey Boys; müzik dehası dört gencin yoksulluktan yıldızlığa doğru yaptıkları zorlu, fakat parlak yolculuğun hikâyesini anlatıyor. Jersey Boys Müzikali; Londra, New York, Las Vegas gibi dünya şehirlerinden sonra İstanbul’a geliyor. Baş Yönetmen Anton Luitingh ve başrol oyuncularıyla 1960’ların rock’n roll grubu The Four Seasons’ın başarı öyküsünü anlatan Jersey Boys Müzikali hakkında söyleşi yaptık.

Haberin Devamı

Jersey Boys gibi bir müzikali hayata geçirmek birçok açıdan zorlu olmalı. Tutkunun bu başarıdaki yeri nedir? Bu anlamda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

A.L: Jersey Boys uzun yıllardır dünya çapında sahneleniyor ve şovun gerçekleştirildiği her ülkede izleyicide inanılmaz bir etki bırakıyor. Jersey Boys tutkulu karakterleri anlatan bir müzikal. Bu tutku, yapıma dâhil olan herkesin; oyuncuların, teknik ekibin ve yönetim kadrosunun yaptığı işe yansıyor. Herkes şov için büyük bir sevgi besliyor. Jersey Boys’un her yeni prodüksiyonunda, kast ve ekip şovun asıl yaratıcıları tarafından yoğun bir çalışma ve uzun bir prova sürecinden sonra seçiliyor. Gösterinin şekillenmesini izlemek; dünyanın herhangi bir yerinde, yeni bir jenerasyonu büyülemeye hazır, yepyeni bir Jersey Boys yapımının daha dünyaya geldiğini bilmek tarifsiz bir deneyim.

Haberin Devamı

Bu şovun daha önceki çalışmalarınızla benzerliği var mı?

A.L: Jersey Boys gibi bir iş yapmadım daha önce. Geçmişte birçok popüler müzikale imza attım ama Jersey Boys bu tarz şovların gurur kaynağı. Aslına bakarsanız ben onu müzikalden çok müzikli bir oyun olarak görüyorum. Benim için başarılı bir müzikalin çok güçlü bir hikâyesi olmalı. Jersey Boys söz konusu olduğunda da Marshall Brickman ve Rick Ellis’in senaryoları tek kelimeyle heyecan verici. Siz bu karışıma; Frankie Valli and the Four Seasons’ın her daim popüler unutulmaz şarkılarını ve yönetmen Des McAnuff’un sihirli dokunuşunu ekliyorsunuz. Bu olağanüstü içerik de yapımınıza dâhil olunca, tiyatro dünyasında çok az insanın deneyimleyebileceği tarzda bir ürünle baş başa kalıyorsunuz. Öyle ki izleyici gösteri sonunda büyülenmiş oluyor.

Frankie Valli and the Four Seasons’ın hikâyesinde sizi en çok ne etkiledi?

A.L: ‘Fakirlikten zenginliğe geçme’ düşü izleyiciyi her zaman etkilemiştir, ancak bu hikâyede varoşta yaşayan mavi yakalı gençler tarihin en parlak pop dehalarına dönüşüyor. Bu bir ‘Başarı cesaret gerektirir’ hikâyesi. Bu çağda çok kolay şöhret olunuyor. Idols ya da X Factor gibi programlarla insanlar tek bir gecede star’a dönüşüyor. Bu dört genç adamın sıra dışı bir şey yakalamak için gösterdiği irade gücüne tanıklık etmek herkese nasip olmaz. Jersey’den gelen bu gençlerin, en tepeye çıkarken yaşadıkları zorlukları ve verdikleri mücadeleyi izlemek etkileyici bir deneyim. Bu çok zekice hazırlanmış bir oyun. Zamanı yakalıyor: Bir dönemin stilini; altmışlı yıllarda New Jersey’nin görünümünü, duygusunu ve sound’unu çok özgün bir şekilde ortaya koyuyor. Şovda çocuklar bir sokak lambası altında kendilerine has sound’u yakaladıkları o ilk an ya da Rock’n Roll Hall of Fame’e (Ahmet Ertegün’ün kurucusu olduğu Rock’n Roll Şöhretler Kulübü) kabul edildiklerinde, adeta zaman bükülüyor ve izleyici sanki kendi yaşıyormuş gibi hissediyor. Ben de bu deneyimi ilk yaşadığımda üzerimde büyük etki bırakmıştı.

Haberin Devamı

Jersey Boys’u sahnelemeden önce ne hayal ediyorsunuz ve sonuç ne oldu? Şov hayallerinizle bağdaştı mı?

A.L: O sıralar Opera’daki Hayalet’in Baş Yönetmeni olarak görev alıyordum ve sezon yeni bitmişti. Tamamıyla farklı fakat yine müzikal nitelikte bir oyuna yoğunlaşmak istiyordum. Jersey Boys doğru zamanda geldi ve beni pek çok yönden tatmin etti. Bunun hayallerimin deneyimi olduğunu söyleyebilirim.

Haberin Devamı

Şov için çalışmaya başladığınızda attığınız ilk büyük adım neydi?

A.L: Jersey Boys’ta dikkat edilmesi gerekilen çok fazla sayıda detay var ve tüm bunları bir araya getirirken insan çok net olmalı. Benim öncelikli sorumluluğum, ne kadar küçük olursa olsun her detayın analizini yapmak ve bunun büyük resme nasıl oturacağını anlamaktı. Her bir repliğin nasıl vurgulanacağından aydınlatma sistemine, dekorların yerleşiminden oyuncunun nerede duracağına ya da kulisteki kostüm değiştirme faslının nasıl işleyeceğine dek her açıdan şova hâkim olmalıydım.

Jersey Boys açısından ‘kusursuz kast ve kusursuz ekibin’ tanımını yapar mısınız?

A.L: Jersey Boys’un asıl yaratıcı ekibinin ‘mükemmel ekip’ olduğu söylenebilir tabii. Des McAnuff, Sergio Trujillo, Marshall Brickman, Rick Ellis, Ron Melrose, Frankie Valli, Bob Crewe ve Bob Gaudio gibi muhteşem isimlerin bir araya geldiği ekip dâhiyane bir şey yarattı. Jersey Boys’un pek çok kastı oldu ve hepsi de çok iyiydi. Bugün her yapım şirketi ortaya kendi enerjisini ve yorumunu katıyor. Jersey Boys’u dünya çapında bir deneyim haline getiren de budur. Şov biyografik olduğu için oyuncular büyük bir özen göstererek karakterleri onurlandırır. Bu karakterler gerçek insanlar. Bu yüzden oyuncular rollerine kendilerinden bir şeyler katarken, bu karakterlerin kişiliklerine mümkün olduğunca sadık kalmaya çalışırlar.

Haberin Devamı

Jersey Boys Efsanesi…

Uzun yıllardır süregelen bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

A.L: Jersey Boys’un başarısının sırrı Frankie Valli ve Fours Seasons grubunun müziğini coşkulu bir şekilde anıyor olmak. Şovda şarkılar başarıyla düzenlendi ve izleyiciye hep bu şarkıların yıldızının asla sönmediği hatırlatılıyor. İzleyiciler de şov boyunca dinledikleri sayısız hit parçadan sonra huşu içinde kalıyorlar ve bir müddet sonra müzikali yine izliyorlar. Bu devinim hiç bitmiyor.

Hiç izlemeyen birine Jersey Boys’u üç kelimeyle nasıl özetlersiniz?

A.L: Etkileyici, seksi ve sofistike!

Türkiye’deki izleyiciye dair bir öngörünüz var mı? Beklentiniz nedir?

A.L: Tıpkı tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de izleyicinin The Four Seasons’ın hikâyesine âşık olacağını düşünüyorum. Sonuçta; The Four Seasons’ın hit’leri, grubun bu şarkıları yazdığı ‘insanlar’ için çalınıp söyleniyor. Öyle ki 1966’daki Ed Sullivan şovuna katılanlar da, 70’lerin başında konserine gidip onları canlı dinleyenler de, 2013’te Türkiye’de Jersey Boys müzikaline gelenler de bu hit’lerle çıldırıyor

OYUNCULAR

Jersey Boys’da Frankie Valli canlandıran Grant Almirall:

“Jersey Boys’ta Frankie Valli’yi canlandırıyorum. Grubun baş solistiydi ve falsetosu yani tiz sesi onun en belirgin özelliğiydi.”

“Şov o kadar detaylı ki tüm şarkıları koreografiye bağlı olarak söylebilmek ve o duyguyu yakalayabilmek uzun süremizi aldı. Altı hafta boyunca prova yaptık. Sanırım en çok şarkı söylemekte zorlandım.”

“En sevdiğim şarkı, Can't Take My Eyes Off of You diyebilirim. Hem muhteşem bir şarkı hem de şovda çok özel bir sahne sırasında söyleniyor.”

“Jersey diyalekti Amerikan aksanının bir uzantısı ancak bir benzeri yok. Çok pratik yapmak ve bol bol Sopranos dizisi seyretmek gerekti.”

“Babam The Four Seasons şarkılarını dinlerdi ama ben kim olduklarını hiç bilmiyorum. Sonradan fark ettim ki aslında birçok şarkılarını biliyormuşum.”

“Senaryo çok iyi kaleme alınmış, beni en çok etkileyen bu oldu. Müzikal karakterleri her zaman bu kadar iyi yazılmaz çünkü.”

“Hayatımda yer aldığım en önemli şov Jersey Boys. Bugüne dek sahnelenmiş en iyi müzikallerden birinde oynuyorum.”

Jersey Boys Efsanesi…

Jersey Boys’da Bob Gaudio’yu canlandıran Kenneth Meyer

“Bob Gaudio’yu canlandırıyorum. The Four Seasons’ın en genç üyesi. Klavyeci ve şarkı sözü yazarı. Bob hep ileriye bakan, azimli biri. Her zaman grup için en iyisini istiyor. Dünyada olup bitenden; diğer grupların ne çaldığından ya da insanların ne dinlendiğinden her zaman haberdar. Onun bu algısı bugün sevdiğimiz tüm o hit’leri yazmasını sağlamış.”

“Beni asıl etkileyen bu hikâyenin gerçek olaylara dayanıyor olması. Bu, insanı tarifsiz bir duygusal yolculuğa çıkaran gerçek bir hikâye. Müzikle de birleşince nefes kesici bir hâl alıyor.”

“Benim için en zorlu olan kısım, şovun başından sonuna kadar ‘doğru’ bir performans sergilemek; abartılı oynamamak, melodrama yer vermemek. Bu insanlar hâlâ hayattalar. Dolayısıyla önemli olan onların gerçek kimliğini ortaya koymak. Bunu başardıktan sonraki ikinci mücadeleyi de dans hareketlerinde verdiğimi söyleyebilirim.”

“Şarkıları zor kılan şey, armonileri. Notalar birbirine o kadar yakın ki zaman zaman kafa karıştırıyor. Onun dışında bunlar hepimizin bildiği ve söylemeyi sevdiği şarkılar. Şov sırasında izleyicinin şarkılara eşlik etmesi ise her şeye değer.”

“Ben ‘mafya’ hayranıyımdır. Baba filmi ya da Sopranolar en sevdiğim yapımlar ve her ikisi de Jersey Boys diyalektine dair mükemmel örnekler.”

“Doğrusu daha önceleri kendilerinden çok müziklerinin hayranıydım. Çünkü birçok şarkıyı ilk olarak The Four Seasons’ın söylediğinin farkında değildim. Bu yüzden benim açımdan çok büyük bir öğrenme eğrisiydi.”

“En sevdiğim şarkıları Cry for Me. Müzikalde Bob Gaudio’nun ilk söylediği şarkı. Gruba bu şarkıyı söylemesiyle kabul ediliyor. Şarkıyı söylerken diğerleri de teke teker ona katılıyor. İlk kez o an onları hep birlikte şarkı söylerken görüyorsunuz. Şovdaki en favori sahnem de işte bu eleme sahnesi.”

“Bu rol ve Jersey Boys’un bir parçası olmak kariyerimin dönüm noktası. Yaşadığım deneyimi karşılaştırabileceğim çok müzikal yok.”

Jersey Boys’da Nick Massi’yi canlandıran Emmanuel Castis:

“Bu insanların mütevazı bir geçmişleri olması beni çok etkiledi. Çok uçlarda, tehlikeli bir yaşamları vardı ve benim çocukluğum da onlarınkine benzer şekilde geçti.”

“Nick Massi rolünü üstleniyorum. Nick, grubun basçısı ve onları meşhur eden armonileri bir araya getiren isim. Grubun en sessiz üyesi. Bir köşede oturur ve olan biteni izler.”

“Bence şovun tamamı zorlayıcı. Aynı aynada oyunculuk yapmak, şarkı söylemek, dans etmek ve gitar çalmak durumundayız.”

“Grubun sound’u çok spesifik. Bu yüzden de onların şarkılarını seslendirmek çok başka bir şey. Haftada altı gün, günde sekizer saat olmak üzere toplam altı haftalık yoğun bir prova süreci yaşadık. Koreografi, oyunculuk ve müzik için ayrı ayrı çalıştık, sonra hepsini bir araya getirdik. Çok zor bir işti ama sonrasında ödülü büyük oldu.”

“Bu rol benim muhteşem bir karakteri keşfetmem açısından bir sıçrama tahtası oldu. Daha önce hiç Nick’e benzer bir karakteri canlandırmamıştım. Bu kadar sevdiğim bir işi yaparken dünyayı dolaşıyor olmak da ayrıca çok güzel.”

Jersey Boys’da Tommy Devito’yu canlandıran Daniel Buys:

“Jersey Boys’ta Tommy De Vito rolündeyim. Tommy hızlı konuşan, şehir yaşamında ayakta kalmayı başarabilmiş, etkileyici bir adam. Ne yapacağı belli olmayan, biraz dengesiz ve fark edilmeye kararlı biri.”

“Frankie Valli and the Four Seasons’ın dört farklı göz tarafından aktarılan, cesur bir hikâyesi var. Eğlence, tehlike, acı ve harika ilişkilerle dolu. Ayrıca hikâye bir toplumun kültürü üzerine, ki bu da insanda merak uyandırıyor.”

“Prova süreci çok yoğun ve zahmetliydi. Beklenti çok yüksekti. Eldeki malzeme de o kadar keskin hatlara sahip ki değiştirmeniz, yorum katmanız ve ses yorgunluğunu engellemeniz mümkün değil. Bu anlamda şarkıları seslendirmek zor olabiliyor. Ayrıca şov boyunca sürekli olarak konuşuyor olmak da şarkıları daha zorlu kılıyor.”

“Şovda birçok favori sahne ve repliğim var. Bir tanesi şöyle: Tommy; “Bir grubu idare etmek kolay mı sanıyorsun? Kulüp sahipleriyle, menajerlerle ve albüm şirketleriyle uğraşırken herkes sizi becermeye çalışıyor. Bunların nasıl hallolduğuyla ilgilenmiyorsunuz, nasıl olsa Tommy icabına bakıyor diyorsunuz. Evet, bütün bunlarla ben ilgileniyorum. Ben!”

Bu alıntı ‘Otur aşağı!’ adlı sahneden. Canlandırdığım karakterin doruğa çıktığı, müziksiz geçen ve oldukça yoğun duygularla dolu bir sahne bu.”

“Jersey Boys sadece kariyerimin zirvesi olmadı, aynı zamanda hayatımın da en önemli noktası haline geldi. Muhteşem bir grupla, inanılmaz bir yolculuğa çıkıyorum. En büyük Jersey Boys!”