10.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Özgür Yılgür
Türkiye müziğinin unutulmaz türküleri, Ceylan Ertem filtresinden geçerek kulaklarımıza ulaşıyor. Kariyerinin ikinci cover albümüyle dinleyici karşısına çıkan Ceylan Ertem’e, “Cahille Sohbeti Kestim” ile ilgili merak ettiklerimizi sorduk.
“Cahille Sohbeti Kestim” sizin ikinci cover albümünüz. Yeni bir cover albümü yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
“YUH!”, Türkçe rock antolojisi albümü yapmam için gelen bir teklif üzerine şekillenmişti. Ben de müzik tarzından çok protest duruşu ve tavırlarıyla rock ‘n’ roll olan isimlerin şarkılarını yorumlamaya çalışmıştım o albümde. Uzun zamandır Hasan Saltık bana türkü yorumladığım bir albüm yapmamı teklif ediyordu. Ben de zaten konserlerde türkü cover’larına yer veriyor ve dinleyicilerden güzel reaksiyonlar alıyordum. “Seni Senin Gibiler Sevsin” (2018) defterini kapattıktan sonra da bu albümü yapmaya karar verdim.
Yorumlayacağınız şarkıları seçerken nelere dikkat ettiniz?
Repertuvarı şekillendirirken bende iz bırakan ve anıları olan türküleri seçmeye özen gösterdim. Hasan abinin de yönlendirmeleri oldu elbette. Örneğin Fikret Kızılok şarkıları yorumlama fikri ondan çıktı. Kızılok şarkıları yorumlarken, onu çok seven Gökhan Türkmen ve Can Güngör de bana eşlik etsin ve o sevgi daha da yoğun bir şekilde ortaya çıksın istedim. Âşık Mahzuni Şerif türkülerinin çok karanlık bir havası var. “Dargın Mahkûm”u hem bu sebeple hem de düşünceleri yüzünden hapsedilen şairler, yazarlar, gazeteciler ve âşıklar için yorumlamak istedim. Neşet Ertaş dünyada en sevdiğim müzisyen ve onun türkülerini yorumlamak benim için çok özel bir his. Bana kalsa daha karanlık türkülerini seçerdim, fakat Hasan abi “Bahçe Duvarından Aştım”ı yorumlamam konusunda beni ikna etti.
İlk albümünüzden beri Cenk Erdoğan ve Can Güngör ile çalışıyorsunuz. Bu albümde Çağrı Sertel de düzenlemelerde yer alıyor. Onların müziğinize nasıl katkıları oldu?
Birlikte çalışacağın insanları çok iyi dostlarından seçmek doğru bir karar bana sorarsan. Cenk ve Can ile son 10 senemin hem en zor hem de en güzel anlarını paylaştım. Çağrı’yla Anima’da birlikte müzik yapmıştık. O zamanlara dayanan eski bir dostluğumuz var. Aklımdaki müziği onlara tarif ederken hiçbir güçlük çekmiyorum. Benim duygularımı ve hissettiklerimi düzenlemelere çok iyi yansıtabiliyorlar. Böylece keyifli ve rahat bir kayıt süreci geçirebiliyoruz. Tabii “Seni Senin Gibiler Sevsin” üzerinden bir yıl bile geçmediği için, bu albümün kayıtlarında hissettiklerimiz bize çok tanıdık geldi.
Şiire büyük bir ilginiz var ve şiirlerden bestelenen şarkıları çok sevdiğinizi söylüyorsunuz. Sizin şiirlerini bestelemek istediğiniz şairler kimler?
Çok büyük Edip Cansever aşığı olduğum için aklıma ilk o geliyor. Nazım Hikmet şiirleri için de şarkı yapmayı çok isterdim. Ancak şiir bestelemek o kadar zor bir şey ki şu an benim için olacak iş değil! Şiir besteleyen tüm bestecilere büyük saygı duyuyorum bu yüzden.
Söyleşinin tamamını Milliyet Sanat’ın şubat sayısında okuyabilirsiniz.
‘Linç kültüründen bıktım, cahille sohbeti kestim’
“Cahille Sohbeti Kestim” ismini koymanızın sebepleri nelerdi?
İsimleri son anda seçmiyorum, albüm çıkmadan önceki dönemde ne hissediyorsam onu ifade eden bir isim koymaya çalışıyorum. “Seni Senin Gibiler Sevsin” üzerine çalıştığımız süreçte insanlara karşı bir küskünlük dönemine girdim ve hayvanların dünyasıyla iç içe olmaya başladım. “İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum,” diye klişe vardır ya, onu yaşamaya başladım diyebilirim. İnsanlardan uzaklaştığım, sadece iyi insanları yanıma almaya karar verdiğim süreçteyim. Son yıllarda büyüyen linç kültürü de beni çok bıktırdı. İnsanlara derdimi anlatamayacağımı düşündüğüm için de cahille sohbeti kesme kararı aldım. Birkaç yıldır çok fazla kullandığım bir ifadeydi bu ve içinden geçtiğim dönemi de çok iyi özetliyordu.