‘İntihar Timi’nin eğlenceli yolculuğu

Nil Kural - İstanbul / Sinema salonlarının yeniden açılmasının ardından pandemi öncesinin en büyük ana akım başarılarını getiren çizgi roman uyarlamaları vizyonda yerlerini aldı. DC Comics’in 2016 yılında gösterime giren ve türü içinde beğenilen filmler arasına giremeyen David Ayer imzalı “Suicide Squad”ın devam filmi “The Suicide Squad: İntihar Timi” öncülünü aşan bir yapım.

“İntihar Timi” dünyasından bahsedersek, çoğunu Batman’in hapse yolladığı bir grup süper suçlunun özel şartlarla bir görev için hapishaneden çıkarıldığı bir macera izleği söz konusu. İkinci filmde yönetmen koltuğunu Marvel uyarlaması “Guardians of the Galaxy” (2014) ve devam filmiyle (2017) tanınan ve mizaha açtığı yerle takdir gören James Gunn, David Ayer’dan devralıyor. Gunn’ın ikinci filme kattığı absürd mizah, bu gişe filminin en önemli yakıtı.
Filmde, öncülü gibi aralarında Harley Quinn, Bloodsport ve Peacemaker’ın da olduğu bir grup suçlu, askeri bir darbenin yaşandığı Güney Amerika’daki Corto Maltese adasına bir göreve gönderiliyor. Burada yıllardır deney yapılan bir binaya girip burayı yok etmekle görevlendirilen kahramanlar, bu görevi yerine getirmeye çalışırken beklenmedik sırlar keşfediyorlar.

Köpek balığı Stallone

Filmin oyuncu kadrosunda Margot Robbie ilk filmin en sevilen karakteri Harley Quinn rolünde bir kez daha filmin en dikkat çekici ve eğlenceli karakterini canlandırıyor. Idris Elba, Bloodsport rolünde; John Cena ise Peacemaker olarak izleyici karşısına çıkıyor. Filmin en büyük sürprizi ise dev köpek balığı karakteri King Shark’ın sesi olarak Sylvester Stallone’nin yer alması…

Yakın dönem “Superman” ve “Batman” filmleriyle varoluş krizli, karanlık ve asık suratlı uyarlamaların ağırlık kazandığı, hatta “Joker”la daha da ciddi bir alana giden DC Comics uyarlamaları, James Gunn’ın “İntihar Timi” ile eğlenceli, komik ve kendisini ciddiye almayan bir evren sunuyor.

Diğerleri

Vizyona giren diğer filmler arasında dikkat çekenlerden biri Francis Ford Coppala’nın torunu Gia Coppola’nın yönettiği ABD yapımı “Mainstream”. Geçen yıl Venedik Film Festivali’nde yer alan film, bir YouTuber’a odaklanıyor ve sosyal medyayı komedi türü içinde ele alıyor. Romantik komedi türündeki “Uzun Aşkın Kısası / Long Story Short” da bu hafta vizyona giren diğer bir film. Avustralya yapımı ve Josh Lawson’ın imzasını taşıyan film, evlendiği günün sabahında zamanda ileri zıpladığını fark eden bir karakteri merkeze alıyor. Gösterime giren yerli filmler arasında dikkat çeken “Uzak Ülke”, Erkan Yazıcı’nın imzasını taşıyor. 1925 yılında Trakya’da geçen film, 12 yaşındaki bir Trabzon Rum’u ile bir asker arasında geçen bir mübadele öyküsü anlatıyor. Haftanın ana akım film seçeneklerinden biri olan “Jungle Cruise”, Jaume Collet-Serra’nın imzasını taşıyor. Başrollerinde Dwayne Johnson, Emily Blunt ve Édgar Ramírez’in yer aldığı film, Disneyland’de yer alan aynı isimli tema parkından yola çıkılarak sinemaya uyarlanmış. Birinci Dünya Savaşı sırasında geçen filmde, kaptan Frank ile bilim insanı Lily’nin şifalı Hayat Ağacı’nı arama macerası konu alınıyor.