29.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL
MÜJDE IŞIL- Sinema tarihindeki çoğu film başladığı gibi ilerlese, bittiği andakinden fersah fersah iyi bir yapım olabilirdi. İyi bir fikir, sıkı bir giriş, güçlü bir oyuncu finale kadar o filmi taşımaya yetmiyor çoğunlukla. “Shadow in the Cloud/Buluttaki Gölge” de onlardan biri.
İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen film, bir animasyonla başlıyor. Askerlere, “Batıl inançlarınızdan kurtulun da görevinizi yapın” uyarısında bulunan animasyonun ardından Maude Garrett karakteriyle tanışıyoruz. Gizli bir görevle ve yanında taşıdığı özel çantayla uçağa binen Maude, tümü erkeklerden oluşan mürettebatın cinsiyetçi tavırlarına ve esprilerine maruz kalıyor. Hatta uçakta farklı bir bölümde yolculuk etmesi isteniyor. Maude uçakta yalnız olmadıklarını, gölgede bir şeyin saklandığını fark ediyor ama kimseyi buna inandıramıyor.
Kadın isyanı
Ödüllü kısa film yönetmeni Roseanne Liang’ın yönettiği ve senaryosunu kaleme aldığı film, geçtiği dönemden bağımsız olarak, #MeToo hareketini baz alarak kadına karşı cinsiyetçi ve baskıcı tavırları eleştirmek için yola çıkmış. Filmle ilgili şöyle bir anekdot da var. Filmin senaryosunu önce Max Landis yazmış. Ancak Landis’e yönelik cinsel taciz suçlamaları ortaya çıkınca Roseanne Liang, senaryoyu yeniden kaleme almış. Landis’e göre kendi yazdığı asıl senaryoda değişen bir şey olmamış. Bu saptama ne derecede doğru bilinmez ama net olan, filmin bıçakla ayrılmış gibi iki farklı bölümden oluşması…
İlk yarıda Maude’un tek başına ve sadece ses ile iletişim kurabildiği alanda yaşadıkları, uçaktaki erkeklere karşı zekâsıyla savaşması ve hayatındaki gizem, filmi alabildiğine sürüklüyor. Hatta “Alien”daki Ripley’in güncel bir versiyonuymuş hissi yaratıyor. Yaratık filmleriyle bütünleştiği bu bölümün cazibesi, Maude’un çantasının gizemi çözüldüğü anda kayboluyor. Eğlenceli bir B-filmine dönüşme iddiasındaki yapım, o eğlenceyi yaratamadığı gibi ilk yarısının doğrusal anlatımından da kopuyor. Baştan itibaren film, kendini ciddiye almayan anlayışta ilerleseydi ve eleştiri iddiasında olmasaydı, belki bir nevi “Gremlinler” nostaljisi yaşatabilirdi. Ancak toplumsal cinsiyet kalıplarını eleştiren film, bir bakıyorsunuz o kalıpların onaylayıcısına dönüşüveriyor ve bu hiç de komik gelmiyor! Gözlerimizin önünde büyüyen Chloë Grace Moretz’in filmografisi için de bu film, ciddi bir fark yaratacak gibi görünmüyor.
Evcil kahramanlar
“DC League of Super-Pets/DC Süper Evciller Takımı”, sevilen DC kahramanlarının evcil hayvanları nasıl olurdu, fikrinden doğmuş bir çalışma. DC evreninin az bilinen kahramanları Krypto ve Ace’i ön plana çıkaran animasyon; herkesin en sevdiği iki temayı; evcil hayvanları ve DC süper kahramanlarını eğlenceli bir macerada bir araya getiriyor.