04.05.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERAY ŞAHİNLER - Mimari yapılar içerisindeki yerleştirmeler üzerine çalışan aynı zamanda sözcüklerin çok yönlülüğü ve çeviri üzerine araştırma yapan sanatçı Deniz Gül, SALT’taki yeni sergisi “Kazı ve Yüzey”de yazı ve yapı arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Gül’ün, SALT Galata’nın üç katına yayılan sergisi, dilin araçsallaştırılması ve sözcüklerin anlamına ilişkin önermeler geliştiriyor. Sergi bir sözcüğün diğerini çağırması sonucu kurulan söz öbeklerinden oluşan “Tavlamalar”, Türkçe yazım kılavuzunun taranması sonucu ortaya çıkan çağrışımlara odaklanan “Kılavuz” ve sanatçının çeşitli ülkelerde çektiği kısa videolardan seçki sunan “Kartpostal” ekseninde ilerliyor. Birbiriyle bağlantılı işler, dilin organik şekilde yeniden yazılma ihtimalini sorguluyor.
Sözcüklerle düşündüğünü ve dili bir yapı olarak gördüğünü kaydeden Gül, bu ilişkiyi şu sözlerle anlatıyor: “Özellikle bugün, 2021’de dünya çeşitli krizlerin eşiğindeyken ve birçok şey yeniden tasarlanıp, anlamlandırılıp, konumlandırılırken hangi sözcüklerle düşünüyoruz, dili bir araç olarak nasıl kullanabiliriz, kişisel olanın gücü nedir, gibi sorularla hareket ettim.” Sosyal medyanın yeni sözcükler ve anlamlar silsilesini doğurduğu malum… Gül’e göre, sosyal medya ve özellikle bugün çok sık atıf yaptığımız hashtag’ler yeni kamusal alanımızı oluşturuyor. “Teknoloji, hayatlarımızı her gün yeni yapılar oluşturduğumuz şekilde değiştirdi” diyen sanatçı “Artık eskisi gibi tanımlanmış hayatlarımız yok. Eve ve kamusal alana dair birçok şey değişti. Bu değişim söz ve yazı diline de yansıdı. Artık kılavuzlara bakmıyoruz, internette kendi sözcüklerimizi üretiyoruz. Hashtag’lerimiz artık kamusal alanımız. Hashtag kullandığımızda hiç tanımadığımız insanlarla, arkadaşlarımızla buluşuyoruz. Orası kamusal görünürlük ve paylaşım alanına dönüşüyor. Dolayısıyla artık sokaklarda değil hashtag’lerde buluşuyoruz” şeklinde konuşuyor.
‘Kazı ve Yüzey’, adlı sergi 13 Haziran’a kadar SALT Galata’da ziyaret edilebilir.
Çeviriye özgün alan
Deniz Gül’ün dil ve çeviri meselelerine ilişkin soruları, sergi paralelinde yeni çeviri antoloji projesine konu oldu. “Yıkım ve kriz anlarında dili nasıl yeniden düşünebiliriz? Dili bir yaklaşım, yöntem, tavır, duruş, serzeniş ya da sükûnet olarak nasıl tahayyül edebilir ve gerçekleştirebiliriz?” sorularıyla birlikte Gül’ün davet ettiği küratör, sanatçı, yazar ve akademisyenler Türkçeleştirmek istedikleri metinleri yayınlıyor. Bugüne dek aralarında James Bridle, Michael Marder, Chris Knight, Maya Indira Ganesh, Tonny Morrison gibi isimlere ait 15 metin Türkçeye çevrildi. Metinlerin yanı sıra konuşma, sunum ve performanslar da var. Detaylar https://ceviri-translation.tumblr.com ve https://hashwords.net/ adreslerinde.