03.02.2020 - 17:42 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr
Öncelikle sizin için Sevgililer Günü'nün anlamı nedir?
Hayatı, hayatımı sevgi üzerinden tanımlarım hep. Sosyal medyada sevgililer gününde pek çok ileti arasında artık kişilerin birbirine sevgilerini söylemeleri kadar, hayatlarında var oldukları noktaları da paylaştıklarını görüyorum; kalp "yaptığım meslek", kalp "sevdiğim hobim", kalp "evcil hayvanım"... ve dahası...
Durup düşünüyorum. Hayatımda dokuma var; kalp "dokuma"! ....Pek olmadı. Hayatımda dans var; kalp "dans"! ...Olmadı. Hayatımda yoga var; kalp "Yoga"! ...Olmuyor... birçok şey saydım... Kendimce fark ettim ki beni tanımlayan tek bir yol yok. Bunların hepsi başka sevgiler gibi görünse de hepsinin özü bir. .
Hayatım boyunca yoga yapamam, bunu bir rutin haline getiremem. Dokumazsam yaşayamam ama onu da belli bir rutinde tekrarlayamam. Ben zevklerimin, yeteneklerimin, okuduklarımın, konuştuklarımın ama en önemlisi harekete geçirdiğim her şeyin bir bütünüyüm...
Sevgililer günü kapsamında 8-9 Şubat tarihlerinde Akbatı'da atölye çalışmaları gerçekleştireceksiniz. Biraz içerğinden bahsedebilir misiniz?
Dokuma hayat gibidir, ortasından başlayamazsınız. Adımları sıra ile çıkarsınız. Hata yaptığınızda sökerseniz iplikte izi kalır. Bu dokuma surecinde ipliğin hareketini tekrarlayarak bir meditatif sürece adim atacağız. Sevdiklerimize hediyelerimizi dokurken kendimizin de derinliklerindeki bağlara bakacağız.
Üstelik geri dönüşüm malzemeler kullanacağımız için sevgimizi çevremize de göstermiş olacağız. Bir kumaş içindeki bağlar gibi... Hepimiz birbirimize görünmez ağlarla bağlıyız...
Gelenek ve modernite arasında bir köprü gibi görüyor musunuz kendinizi?
Anadolu’da çok kadim bilgiler var. Hoşgörü, iyi niyet, paylaşmak ve sevgi gibi. Bu hisleri dile dökmek için de sessiz bir dil gelişmiş. O da kilim. Kilim anlaşmanın, sözsüz dilin simgelerini taşır. Biz artık Bugün eski kilim alfabesini kullanmıyoruz. Çünkü hayatımızın içinde toprak, çiçek yok denecek kadar az. Anadolu kilimi doğadan aldığı sembollerle konuşuyordu, biz bugün emojilerle. Dolayısıyla eskiden öğrendiğim her şeyin sembolünü, şeklini değil manâsını bugüne taşıyan işler yapıyorum.
Eskiden anlatılan hisleri, iletişimi bugünün araçları ve sembolleriyle kullanıyorum. Benim de gelenek ve modernite arasındaki bağım birbirimize görünmez ağlarla bağlı oluşumuz.
Üretimleriniz hem Türkiye'de hem de yurt dışında büyük ilgi görüyor. Bu üretimde sizi sanatsal anlamda neler besliyor?
Sanat demek insan demek. Hayat, hayatin getirdikleri, güncel durumlar... ben olduğum noktalar, biz olduğum zamanlar, günlük yaşamı kolaylaştırmak için seçtiğim kişiler, yerler ve zaman... bugün yasarken hissettiğim her şey beni besliyor.
Yakın zamanda bize haberini verebileceğiniz bir çalışmanız var mı?
Yine Anadolu’yu anlattığım erkek giysi koleksiyonum ile New Yorkta olacağım, Selfie isimli Anna Laudel Galeri Karakoy'de sergilediğim eserlerim New York, Miami ve Protekiz’e gidecekler. Hayatın getirdiği sürprizlerle devam edeceğim.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr