16.08.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şairin dediği gibi "yaş 35"i geride bırakmış, yani yolun yarısını aşmış müzikseverlerin, mutlaka Elvis Presley'le ilgili bir anısı vardır... Ya, "Its Now Or Never"la, "Jailhouse Rock"la, "Viva Las Vegas"la, "Devil In Disquise"la dans etmiş; ya "Return to Sender"la, "Crying In The Chapel"la, "Are You Lonesome Tonight"la düş kurmuş; ya "Kiss me Quick" ile sevgilisine mektup yazmıştır... Bu "ya"ları uzatmak çok kolay... Çünkü Elvis şarkıları saymakla bitmiyor...
Takvimler 16 Ağustos 1977'yi gösterdiğinde yaşama gözlerini kapadı Elvis. Yaşama veda ettiğinde "yolun yarısı"nı aşalı 7 yıl olmuştu, 42 yaşındaydı... O hayat dolu insanın, o güzel sesli şarkıcının öldüğüne kimseler inanmak istemedi. Bunu kötü bir şaka bile kabul edenler oldu ama gerçekti ve Elvis artık yaşamıyordu.
Ölüm haberi bir anda dünyaya yayıldı ve milyonlarca müziksever Elvis için gözyaşı dökmeye başladı. Düşmanları bile onun ölümünü kabul edemiyor, rakipleri bile "kral" için gözyaşı döküyordu. Çünkü Elvis gerçek bir "kral"dı.. Hem de yeri hiçbir zaman doldurulmayacak bir "kral"...
"Zaman geçtikçe unutulur" diyenler çıktı. Pek çok kişi de bunu doğruladı o yıllarda. Ama böyle diyenler pek fena yanıldı, Elvis hiçbir zaman unutulmadı. Greceland'deki villasının bahçesine gömülen Elvis'in mezarını ziyaret edenlerin sayısı hergün biraz daha arttı...Ve bugün 16 Ağustos, onun 20. ölüm yıldönümü, Elvis gönüllerde yaşıyor ve unutulmuyor. Onu sevenlerin sayısı ise hergün biraz daha artıyor... Elvis adına konserler veriliyor, onun adına şenlikler düzenleniyor, şarkılarını söyleyenlerin sayısı artıyor, Elvis'i yaşamış anneler ve babalar çocuklarına onu anlatıyor..
Ölümüyle milyonlarca kişi ağlatan Elvis Presley 8 Ocak 1935'de doğdu. İkizi Jesse Garon doğum sırasında öldü. Terzi olan Gladys Presley ve işci olan babası Vernon, bebeklerine Elvis Aaron adını verdi. İkisi de bu minicik yaramazın günün birinde milyonlarca kişiyi peşinden koşturacağını tahmin bile etmiyordu.
Presley ailesi fakirdi. Tekgöz bir odada oturuyorlardı ama minik Elvis'in doğumuyla bütün fakirliklerini unutmuşlar mutluluk denizini kulaçlıyorlardı. Minik Elvis fakirlik içinde büyüdü, ufak tefek işler yaparak harçlığını çıkardı ve 19 yaşında da bir kamyonda direksiyon sallamaya başladı.
Babası, Elvis'e 10 yaşındayken bir gitar armağan etti. Okuldaki öğretmeni Elvis'i amatör bir yarışmaya soktu. Elvis bu yarışmada ikincilik kazandı. Kamyon şöförlüğü yaparken de gitarını yanından ayırmıyor, çalıyor, söylüyordu. Elvis, doğumgünü için annesine "My Happines" (Mutluluğum) adlı bir beste yaptı.
Beste dilden dile dolaştı ve annesi Gladys bu besteyi radyodan dinlediğinde kulaklarına inanamadı... Bu olağanüstü ses, amatörlere şans tanıyan bir plak şirketi patronunu etkiledi ve hemen mukavele imzalandı. Stüdyo çalışmalarından sonra "That's All Rigt Mama" (Evet anne, herşey tamam) ortaya çıktı.
Plak büyük ilgi gördü ve menajer Tom Parker, Elvis'le hemen mukavele imzaladı. İmzanın üstünden bir yıl geçti ve 1956 yılında "Heartbreak Hotel"la ilk patlamasını yaptı Elvis... Plak 6 ay içinde 8 milyon sattı ve "eski" kamyon şöförünün fakirlik günleri geride kaldı.
Artık Elvis. "Aaron"luğu bırakmıştı.. Yaptığı her şarkı olay oluyor, listelerde "1 numara"ya fırlıyor ve filmleri kapalı gişe oynuyordu... Uyanık menajeri sayesinde askerliği sırasında da ününden birşey kaybetmedi... Bu yükseliş ve zirve 1964 yılına kadar sürdü.
Beatles, Rolling Stones gibi süperler ortaya çıkmıştı ve onların müziği büyük ilgi görüyordu. Bu dönemde Elvis biraz geriye çekilmeyi tercih etti. Menajeri onu geri çekmişti. 1969 yılında ise o güne kadar yalnızca romantik aşk şarkıları söylediği sanılan sanatçı "In The Ghetto" ile bir bomba gibi patladı. Herkes yine ayakta alkışlamaya başlamıştı kendisini.
Elvis'in evliliği de bir olaydı... Dünyalar güzeli Priscilla Beaulieu ile evlendiğinde milyonlarca kız ağladı ardından... Kısa süre sonra baba oldu Elvis... 1969 patlamasından sonra yine merdivenleri üçer dörder tırmandı ve ardından bir duraklama devri daha geldi. Eşiyle arası bozuldu, kilo almaya başladı. Sırım gibi genç gitmiş balina gibi biri gelmişti.Bu da gerileme devriydi. Herkes kortizon tedavisi gördüğünü söylüyordu. Bazıları uyuşturucu kullandığını dile getiriyordu.
Sonunda Graceland'deki evinde baygın bulundu, hastaneye kaldırıldı ama 16 ağustos 1977'de saatler 15.30'u gösterirken kalbi son pompalamasını yaptı ve durdu...
Ölmüştü Elvis... Kimse inanamıyordu... Hani ölümsüzdü o... Ölmezdi, ölemezdi... Yıllarca bu konuşuldu. Fanatikleri onun ölmediğini estetik ameliyat geçirip bir başka yerde yaşadığını bile iddia etti... Ve 20 yıl geçti aradan. 50'nin üzerinde platin ve altın plak ödülü alan, yüzlerce şarkıyı ölümsüz hale getiren, kapalı gişe oynayan 35 film çeviren o yakışıklı insan ölmüştü... Bugün de aynı zevkle dinleniyor ve izleniyor Elvis... "Kral" öldü belki ama aradan 20 yıl geçmesine karşın o gönüllerde, anılarda hep yaşıyor...
"ELVİS'ten önce hiçbir şey yoktu". Evet müzik dünyasının en az Elvis kadar efsaneleşmiş adı John Lennon, Elvis Presley için böyle demiş.
Ölümünün üzerinden tam 20 yıl geçtiği halde gündemden hiç inmediğine göre Elvis'ten sonra da hiçbir şey olmadığına inanacak nerdeyse insan! Elvis'in müziği, Elvis'in filmleri, Elvis'in kıyafetleri, Elvis'in kızı, Elvis'in evi, Elvis, Elvis...
Oysa 1935'te Mississipi'de fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak gözlerini dünyaya açtığında, müzik dünyasının kralı olacağını kimse tahmin edemezdi. Kendi halinde gitar çalmaya başladığında da böyle bir düşüncesi yoktu zaten. Ancak '50'lerin sonlarında tesadüfen girdiği müzik dünyasında önceleri kıvrak dansları ve saçları yadırgansa da, genç kızların kalbinde taht kurması ve listelerde hızla yükselmesi fazla zaman almadı. Ve tüm dünyada rock'n'roll fırtınası koptu. Artık geri dönüş yoktu, Elvis krallık mertebesine yükselmişti.
Bugün ölümünün 20. yıldönümünde tüm dünya bir kez daha Elvis için gözyaşı döküp, onun şarkılarını dinleyecek, Graceland'i ziyaret edecek. Bu yıl hazırlıklara çok önceden başlayan RCA plak şirketi, Elvis'in hiç bilinmeyen kayıtlarını "Elvis Presley Platinum: A Life in Music" başlıklı dört CD'de toplayarak yayımladı. 1954'te doldurduğu hiç bilinmeyen bir plaktan 1976 Ekim'inde yaptığı kayıtlara kadar uzanan bu gizli kalmış kayıtlara kulak vermek isterseniz, bugün saat 15.00'de radyonuzun frekansınızı 101.1 Kent FM'e ayarlayın.