18.09.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Vildan Merve Korkmaz - Sanat tarihi, her aşamasındaki geçişlerde eleştirileri beraberinde getirdi. Değişen dünya ile birlikte kendisini de yenileyen sanat bu değişime hızlı adapte olamayan dünyanın tepkisiyle karşılaşır oldu. Özellikle modern dünyanın sanatla olan ilişkisiyle daha hızlılaşan ve yenileşen sanat üretimi ve fikri, çoğu zaman değişmekle yargılandı. Yalnızca yeni ve farklı olma çabasıyla hareket edilen bir ortamda geleneğin güçlü yapısından beslenip bunu çağdaşa taşımak isteyen sanatçılar ise çağdaş sanat alanında fark yaratan isimler. Bunlardan dikkat çekenlerin en başında Azerbaycanlı sanatçı Faig Ahmed geliyor. Ahmed’in esin kaynağı Azerbaycan halıları. Doğup büyüdüğü ortamda kendi kimliğini koruyabilmek için sahip olduğu en değerli varlığı, üzerinde doğup büyüdüğü halıları sanatla bağdaştırması onun başlangıç noktası.
Kültürel bellek
Kendi kültürüne, milletine ve aidiyetine duyduğu hassasiyet, onu geleceğe aktarma konusundaki en önemli itici gücü. Sanatçıya “Çağdaş sanat üretiminde çağdaşlarınız farklı ve yeni çabasıyla hareket ederken sizin tam tersine geriye dönüp geçmişten beslenmeniz konusunda ne düşünüyorsunuz?” diye sorulduğunda “Yeni ve farklı olmak kaygısıyla uzaya gidebileceğim bir gelecekte hareket etmek yerine kendimden ilham alarak köklerimden beslenmeyi tercih ettim” diyor. Bir sanatçının kendini en zorda hissettiği alan ilham noktası olsa gerek ve Ahmed’in bunu zorlanmadan, uzağa gitmeden tüm hayatının geçtiği halıda bulmuş olması sanat üretimine yenilik getiren bir anlayış. Hazır üretim yerine hem fikir hem de işin kendisi anlamında geleneksel ögeler ön planda tutuluyor onun çalışmalarında. Özellikle “Recycled Tradition (Geri Dönüşen Gelenek)” etkileyici bir hikâyeye sahip eserlerinin başında geliyor. Eski bir Karabağ halısını kültürün geri dönüşümüne atıfta bulunarak yeniden şekillendirilmesi, sanatçının hem fikrinin hem de eserlerinin bir özeti niteliğinde. Halının kendi sahibi olduğu kültürel bellek, Ahmed’in yorumuyla çağdaş bir eser olarak yorumlanıyor. Sahip olduğu hafıza ve devamında yaratılan ismiyle arasındaki benzerlik çağdaşın gelenekle kuvvetli bağlantısını ortaya koyuyor.
Doğum, ölüm, düğün, cenaze
Ahmed’in “Social Anatomy (Sosyal Anatomi)”si çağdaş sanat alanında eleştirilerin odak noktası olarak gösterilecek performans sanatlarına yine farklı bir örnek. 2016 yılında performansçıların bilinmediği bir organizasyon ile gerçekleşen ve sekiz dakika süren bu performans aktarmak istediği mesaj ve sergilemesiyle dikkat çekiyor. Burada katılımcılar bir Azerbaycan halısının üzerinde yaşadıklarını canlandırdılar: Doğum, ölüm, düğün, cenaze yani tüm hayat!. Bir halının üzerinde yaşadığımız tüm hayat bir anda ve her yönüyle yeniden sanatın merkezinde canlandı böylelikle. Genel hâkim anlayışın dışında yerelin daha geniş bir alana hitap etmesi konusu sanat tarihinde sıkça karşılaşılan bir durum değil. Sanat tarihinde kalıpları yıkan, modern ve çağdaş sanatın temellerini atan işler ve eserler bazen kendilerini güncelde tekrar ederek bulabiliyor. Bir zamanlar o işlerin ve eserlerin ses getirmiş olması ve genelde yüksek bir karşılık bulmuş olmaları benzer üretimlerin farklı sanatçılar tarafından tekrar yapıldığında aynı tepki ve heyecanla karşılaşacağı ümidini taşıyor. Ancak sanatçı daha önceden yapılmış işlere odaklanmak yerine gelenekten, gelecekten, kendisinden veya hissettiğinden aldığı ilhamla daha iyi bir noktaya erişebiliyor.