14.04.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan geniş coğrafyada, Türk topluluklarında doğan, büyüyen ve zenginleşen geleneksel Türk tiyatrosu, kendine has özellikleri ve anlatısıyla varlığını sürdürüyor. Meddahlardan Kavuklu ile Pişekârlar’a kadar tiyatroya düşülen her not, hem Türk kültüründen hem tiyatro geleneğinden izlere sahip. Hilmi Zafer Şahin’in Okur Yazar Yayınevi’nden çıkan yeni kitabı “Geleneksel Türk Tiyatrosu” işte bu zenginliği, tarihsel seyri içinde inceliyor.
Hilmi Zafer Şahin, hem teoriyi hem pratiği iyi bilen isimlerden… 2012 yılında İBB Şehir Tiyatroları’nın başına geçmiş, yapıcı yaklaşımıyla yeni yönetmelikli süreci başarıyla ve iyi oyunlarla göğüslemişti. Genel Sanat Yönetmenliği’nden sonra ŞT’de başdramaturg olarak görevine devam etti, akademide uzun yıllar dersler verdi. “Geleneksel Türk Tiyatrosu” da bu bilgi ve tecrübeyi yansıtan bir rehber niteliğinde.
Kukla Tiyatrosu, Köy Seyirlik Oyunlar, Meddah, Karagöz ve Orta Oyunu, Osmanlı’da 14. YY’dan 20. YY’ın başına evrilerek ortaya çıktıkları dönemden bugün bilinen şeklini almış. Şahin, geleneksel tiyatromuzun bu beş bölümünü ilk örneklerinden güncel yaklaşımlara kadar kapsamlı bir şekilde incelemiş. Her bölüm, anlatım biçiminden uygulamaya ve tiyatronun Türklerdeki toplumsal karşılığına kadar analiz edilmiş. Görsellerle zenginleştirilmiş. Kitap bu yönüyle akademik bir kılavuz olmanın yanı sıra tiyatroseverler için keyifli, öğretici bilgilere sahip.
Tarihi yaşatmak
Gelelim kitaptan notlara… Şahin, Anadolu’nun eski mit ile ritüellerinden beslenen köy seyirlik oyunlarının köklerinin Antik çağlardaki ölüm dirim ritüellerine dayandığını söylüyor. Amatörce fakat canlandırılan role katkılar sunarak, köylüler tarafından yine köylülere sahnelenen bu oyunların özellikle Türk tiyatrosuna uygulama, yorumlama ve yazınsal alanda tür olarak önemli katkılar sunduğunu hatırlatıyor.
Türk tiyatrosu, anlatının ve anlatıcının rolünü seven geleneğe sahip. Meddah da bu ifade biçimleri arasında toplumsal işlevi açısından pek seviliyor. Sanatsal yeteneğinin yanı sıra çok katmanlı bilgi birikimine sahip meddahların öğretileri yüzyıllardır anlatılageliyor. Hilmi Zafer Şahin, kitapta eski Türk kültürünün yazılı-sözlü anlatılarının Anadolu ile yakın coğrafyadaki halkların masalları, öyküleri ve o sırada yaşananlarının meddahların anlattıklarına kaynak oluşturduğuna dikkat çekiyor. Hazinedar Ahmet Ağa, Lüleci Ahmet’in Menkıbesi, Meraklı Nedim Hoca, Hacı Vesvese, derlendikleri dönemde yazıya aktarılan ve böylece günümüze kalan meddah öykülerinden bazıları. Şahin, günümüzdeki ‘meddah’ geleneğinin daha çok gelenekseli yaşatmak amacıyla korunduğuna dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz hafta veda ettiğimiz Ramazan ayı boyunca Karagöz’ü yine bol bol gördük, andık, izledik. Gölge Tiyatrosu’nun efsanesi Karagöz-Hacivat, geleneksel tiyatromuzun en meşhur karakterlerinden. Karagöz’ün yapımıyla tiplemelerini herkes bilir fakat kitaptan öğrendiğimize göre, bugün sadece adını bildiğimiz onlarca eski Karagöz oyunu da var. “Apdal Bekçi”, “Büyük Evlenme”, “Tahmis”, “Kanlı Kavak”, “Kütahya Çeşmesi”, “Cazular”, “Sahte Esirci”, “Karagöz’ün Kayıkçıları” gibi oyunlar geçmişte hayat bulan oyunlardan…
Kitabın perdesi Orta Oyunu ile kapanıyor. Burada Kavuklu ile Pişekâr örneklerini ve şehr-i İstanbul’da Orta Oyunu’nun nerelerde oynandığını görüyoruz. Bebek Bahçesi’nden Otakçılar’a, Edirnekapı’dan Kadıköy Papaz’ın Bağı’na kadar şehrin her köşesinde Orta Oyunu’ndan izler var.
Hilmi Zafer Şahin “Geleneksel Türk Tiyatrosu” kitabıyla Türk Tiyatrosu’nun kaynaklarına ve tarihsel gelişimine dikkat çekmeyi amaçladığını belirtiyor. Kitap tiyatromuzun geleceğiyle ilgili yol arayışındaki herkesi aynı sahnede buluşturuyor.