09.10.2013 - 14:21 | Son Güncellenme:
Hakan Yel, Gam ile beklenmedik ve büyük acıların, buz tutmuş kalplerin ve birbirine tamamen zıt kültürlerin kaosunda aşkla kenetlenen sevdalı ruhların öyküsünü anlatırken bir aşk romanı yazmaktan öteye giderek Türkiye’nin sosyal gerçeklerine ayna tutuyor!
Bir subayın bedeninin yarısını bıraktığı topraklardan gelen acı yüklü bir kadına olan beklenmedik tutkusunu anlatan Yel, derin ve canlı karakterleri ile okuyucuyu romanın içine çekerken akıcı ve yalın üslubu ile de “bir solukta” okuyacağınız sarsıcı bir aşkın hikâyesini gözler önüne seriyor!
Gönül denen gezgin ruh sürekli aşkı arar
Ve onu hep son menzilde bulur…
Tevfik Erdem önemli bir sır verecekmiş gibi baktıktan sonra ciddi bir ifadeyle devam etti.
“Aşk bir ruh tutulmasıdır sevgili Alp. Ruh, bu dünyada kayıptır ve hep eşini arar. Eşinin kim olacağını, nasıl olacağını hiç kimse, hatta kendi bile bilemez. O, dümeni kırık bir yelkenli gibidir, rüzgâr nereye sürüklerse oraya savrulur. Bu arayışın sonunda eşini de hep bu menzilde bulur. Tüm ümidini kaybetmişken, yalnızlığın ebedi olduğunu sanıp bunalırken onu bulur ve tüm hayatıyla sarılır...”
“Peki mutlu olurlar mı?” diye sordu Alp.
Tevfik Erdem titreyen sesiyle cevap verdi. “Aşkı bulduğun o menzil var ya, işte onun arkasında hem cennet hem de cehennem vardır. Gönül aşka düşünce ikisine de girer, çıkar. Kâh yaralanır kâh keyiflenir. Fakat neticede sadece birinde kalır.”
Gam, 4 Ekim’de Altın Kitaplar etiketiyle raflardaki yerini aldı!