Kültür SanatEpik olmayan tüm aşklara

Epik olmayan tüm aşklara

06.08.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Algı Eke ve Deniz Karaoğlu’nun performans sergilediği podcast dizisi “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi” kalbimizi bir parça kırmaya, hayal gücümüzü onarmaya ve Beyoğlu’nda bir gezintiye çağırıyor.

Epik olmayan tüm aşklara

Seyhan Akıncı - “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi”, Podbee Media’nın artık en iyi bildiği şey diyebileceğimiz dördüncü podcast dizisi. Beş bölümlük dizide Mine ve Birkan’ın Taksim’de başlayıp Tünel’de biten birlikte geçirdikleri son güne tanık oluyoruz. Yol boyunca bazen Mine’ye kimi zaman da Birkan’a hak veriyoruz. Aşk, arkadaşlık, Beyoğlu, müzik... dinlediğiniz ne varsa hayal gücünüzde canlandırma deneyimi sunan podcast dizisinde Algı Eke ve Deniz Karaoğlu ayrılma kararı almış iki sevgiliye hayat veriyor. İkiliyle “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi”ni konuştuk. 

Haberin Devamı

Her ikinizin de ilk podcast dizi deneyimi “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi”… Bu alanda performans sergilemek nasıl bir deneyimdi? 

Algı Eke: Benim için çok tatlı bir deneyimdi, jenerasyon olarak radyo tiyatrosuna yetişemedim ama birkaç örneğini dinlemiştim. Podcast, daha çok onun güncellenmiş versiyonu gibi. Çalışması da çok zevkli, bununla birlikte kayıtları stüdyoda değil Sarıyer’de bir sitenin sokaklarında aldık yani Deniz’le bu hikâyeyi bütün hareketleriyle oynadık. Dinlediğimde ise, oynarken hissedilen şeyin sesle de aynen hissedilmesi beni oldukça şaşırttı. Arkadaş çevremden aldığım duyumlarda da yürümemizi, bara girmemizi, ayrılığımızı, üzüntümüzü, mutluluğumuzu kısacası tüm süreci sanki yaşadıklarını söylediler. Özellikle bu konuda fikrine güvendiğim arkadaşlarımdan böyle dönüşler almak benim için kıymetli oldu. Çok güzel bir deneyimdi, devam etmek istiyorum açıkçası. 

Haberin Devamı

Deniz Karaoğlu: Gerçekten heyecanlı bir deneyimdi. Eski radyo tiyatrolarını dinlemeyi çok seven biri olarak, bu alanın yeni versiyonunda çalışmak, hikâyeyi ve duyguları sadece sesle aktarmak hep merak ettiğim bir deneyimdi. Yönetmenimiz Evre ve ses tasarımcımız Metin ile çalışmak da ilk kez böyle bir şey deneyimleyen beni çok rahatlattı, güven verdi. 

Seriyi dinlerken tam manasıyla bitmemiş ama sonlanmak zorunda kalan ilişkiler zihnimizde sürdüğü için bu tip hikâyeleri daha çok sevdiğimizi düşündüm. Mine ve Birkan olmaya “Evet” dedirten neydi?  

Algı E.: Açıkçası hikâyede geçen ilişki, benim kendi hayatımda çok deneyimlediğim bir şey değil. Mine ve Birkan ilişkisi çevremde gözlemlediğim, ortada aşılması kolay problemler varken gereksiz sebeplerle ayrılmayı tercih eden bir ilişki modeli. Artık insanlar ilişkileri için adım atmayı, karşı taraf için bazı durumlarda kendinden sıyrılmayı istemiyorlar. Kimsede öyle bir gayet görmüyorum. Bu yüzden de insanlar, ayrılmayı tercih ediyorlar. Artık ulaşabilecekleri başka adaylar da sosyal medya etkisiyle daha fazla. Dolayısıyla ilişkilerden kolay vazgeçiliyor. Mine ve Birkan ilişkisinde de bu hissediliyor. 

Haberin Devamı

Deniz K.: Çok iyi yazılmış bir metin “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi”; diyaloglarda bu kadar akıcı ve gerçek bir ton tutturmak herkesin harcı değil bence. Mine ve Birkan birçoğumuzun hayatında var olan, yaşadığımız, tanık olduğumuz, dinlediğimiz iki karakter ya da onlarınki tanıdık bir ayrılık hikâyesi. Ama bunu bu “ölçüde” aktarabilmek çok kıymetli ve özel geliyor bana. Yani Birkan’dan daha çok, yazarımız Cem’in kurduğu dünya/karakterler bütünü ve Algı’yla oynayacak olmak beni işin içine çekti açıkçası. 

Podcast dizisinin oyunculuk anlamında sizi en zorlayan ya da daha kolay olarak tarif edebileceğiniz yönleri nelerdi? 

Algı E.: Oynarken hep bunu sorguladım, ilişkilerimde böyle biri değilim. Dolayısıyla da empati yaparak bu rolü oynayamadım. Kendi hayatımda, gerçek aşk varsa eğer her türlü koşula rağmen ilerleyen biriyim. 

Deniz K.: Biz bu hikâyeyi bir dublaj stüdyosunda, mikrofonların başında çekmediğimiz için aslında bir tiyatro provasından çok farklı gelmedi bana. Bir oyunun provasındaymışız gibi oldu bütün çekimler. Evre, İstiklâl’de yürümenin gerçekliğini bize yaşatmak için boş sokaklarda, ellerimizde metinle yürüterek çekti bu seriyi. Bunun da ne kadar doğru bir tercih olduğunu işi dinleyince anladım açıkçası. Bundan önceki oyunculuk deneyimlerinden tek farkı ezber yapmamak oldu benim için.