15.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Şanlıurfa’da Harran Ovası’nın etrafında Neolitik Çağa tarihlenen birçok noktada kazı çalışmaları sürüyor. “Taş Tepeler” dünya tarihinin en önemli iki bölgesini de kapsıyor: Göbeklitepe ve Karahantepe. Göbeklitepe ve Karahantepe’nin yanı sıra buralarla benzerlik arz eden 11 tepe daha tespit edilmişti. 2024’e kadar yürütülmesi beklenen kazılarda elde edilen bulgular, kentin günlük hayatından inanç dünyasına kadar pek çok alanda bilgi sunacak. Böylece insanlık tarihini yeniden yazacak detayların keşfedilmesi bekleniyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, bölgede yapılan çalışmaları Milliyet’e anlattı…
Taş Tepeler'de heyecan yine dolu dizgin. Son olarak Göbeklitepe benzeri birçok yerleşim yeri tespit edildi. Keşif süreci nasıl oldu?
Aslında Göbeklitepe ile çağdaş yerlerden uzun süredir haberdarız. Ancak Karahantepe dikkatleri hem bölgeye hem de Neolitik Çağ’a yeniden yöneltti. Çünkü burada Göbeklitepe ile yaşanan heyecanın bir benzerini hak edecek kalıntılar ile karşılaştık. Toros Dağları’nın güney eteklerinin yerleşik yaşamın başlangıcı için oynadığı rolü birçok kazıdan biliyorduk. Yine Şanlıurfa’da bulunan Nevali Çori ile Göbeklitepe kazıları anıtsal yapıların yanı sıra tarihöncesi yaşamın sembolik yönüne dair birçok veri ile bilgilerimize önemli bir derinlik kazandırmıştı. Bu süreçte Göbeklitepe kazılarıyla yetinmek kabul görecek iyi bir seçenekti ancak hem Göbeklitepe’yi hem o dönemi hem de bölgeyi anlamanın yolu karşılaştırmalar yapabileceğimiz çağdaş yerlerde düzenlenecek araştırmalardan geçiyordu. Bu yaklaşım, akademik bir çerçeveyi ifade etse de başta bizzat Kültür Bakanı olmak üzere, Kültür Bakanlığı’nın proje konusundaki kararlılığı belirleyici oldu.
Taş Tepeler, bütün bu alanların tamamını kapsayan büyük bir bölge. Neler keşfedildi, neler planlanıyor?
Bildiğimiz yerler vardı, bunlara 2021’de yeni alanlar da eklendi. Burada hızla büyüyen sanayi bölgesinin hemen sınırında iki yerleşim yerinin de bulunması ayrıca bizi sevindirdi. Belki de hiç kazı yapılmadan tahrip olacaklardı. Ayrıca köylülerin bildirdiği yerler de oldu; sanırım bunda kentte yeniden kazıların başlamasının uyandırdığı ilgi etkili oldu. Bu yerlerin çoğu Harran Ovası’nın etrafındaki dağlarda bulunuyor.
Karahantepe, Harbetsuvan ve Kurt Tepesi Tek Tek Dağları’nın, Göbeklitepe ise Germuş Dağları’nın üzerinde. Ayanlar, Yoğunburç, Sayburç ve Çakmaktepe ise ovanın batısındaki tepelerin üzerindeler. Viranşehir’de Sefertepe ile Siverek’teki Taşlıtepe doğuda, Karacadağ kütlesine daha yakın bir konumdalar. Gürcütepe ile Yeni Mahalle ise ovanın kıyısında. Yeni Mahalle kent merkezinde, eski kent dokusunun altında kalmış bir yer. Tıl Fındır ismiyle de bilinen ve dünyanın en eski heykeli olarak kabul edilen Balıklı Göl Heykeli de burada bulundu. Kazı yapılacak bir diğer yer ise Bozova’da Söğüt Tarlası mevkiinde. Bu yerlerin yaklaşık MÖ 9700 ile 8200 yılları arasına tarihlendiklerini düşünüyoruz. Devam eden yüzey araştırmaları var, dolayısıyla bu tablo değişmeye açık.
Göbeklitepe her taşında yepyeni bir keşfin yaşandığı tılsımlı bir yer. Aynı zamanda bilinen en eski anıtsal yer olan Göbeklitepe'yi özgün ve büyülü kılan nedir sizce?
Tarih öncesi insana bu denli yaklaşabildiğimiz pek fazla yer yok. Ancak günümüz insanı bu kodlardan yalıtılmış bir şekilde yaşadığı için karşılaştığımız şeyleri, simgeleri tam olarak tanımlayabilmemiz güç. Yine de tarihöncesi insanın bu simgelerle uyum içinde yaşadığı açık, bunları anlama çabası Göbeklitepe’yi toplum gözünden büyülü kılan başlıca şey olsa gerek. Taş Tepeler Projesi ile hedeflenen ise, bir yerleşmeyi değil de yaklaşık 12 bin yıl önce bu bölgede yaşayan son avcı toplayıcıların yaşamını bütün yönleriyle anlamak. Bunun için eşsiz bir fırsat var elimizde ve çok sayıda bilim insanı kolları sıvamış durumda.
Dünyanın bir gözü her zaman burada… Kazı çalışmalarında yabancı enstitülerle iş birliği yapılıyor. Dünyanın buraya ilgisi ve bakışı nasıl? Yeni dönemlerde yeni iş birlikleri olacak mı?
Taş Tepeler projesinin güçlü yönlerinin başında çok uluslu olması geliyor. Nitekim Neolitik dönem ile ilk kez ortaya çıkan, yerleşiklik, tarım, evcilleştirme, üretici yaşam, konut vs. gibi kavramların tümü bugün dünyadaki hâkim düzenin temellerini ifade ediyor. Evrensel bir kültür mirasından bahsediyoruz ve bunu araştırmak dünyanın ortak görevi. Kuşkusuz bu yerlerin Anadolu’da olması bizim sorumluluğumuzu katlıyor ama bu coğrafyada yaşamanın da ne denli büyük bir ayrıcalık olduğunu bize hatırlatıyor. Çok uluslu projeler bizi uluslararası rekabetin içinde tutar; Türk arkeolojisinin başarısında, içine kapanık değil dışarıya açık olması ve bunun getirdiği rekabet gücü çok etkili olmuştur. Taş Tepeler projesi hem Anadolu’nun evrensel kültür tarihine yaptığı katkıyı bir kez daha ortaya koyacak, hem de bilime büyük katkı sağlayacak. Proje kapsamında Uzak Doğu’dan Avrupa’ya çok sayıda bilim insanı görev alıyor, birçok üniversite iş birliği içerisinde çalışıyor.
Karahantepe’de Göbeklitepe ile çağdaş yapılar gün yüzüne çıkarılmıştı. Karahantepe'nin önemi nedir bölge açısından?
Karahantepe Neolitik Çağ arkeolojisi için yeni bir soluk. Göbeklitepe’nin yalnız olmadığını, 12 bin yıl önce dünyanın kalbinin bir yerleşmede değil bu bölgede attığını ispatlayan bir yer. Karahantepe’de yine işlevi bittikten sonra içleri bilinçli olarak doldurulmuş ve bu sayede günümüze oldukça iyi durumda ulaşmış yapılar ile karşılaştık. Bunlardan birkaç binanın bir kompleksin parçaları olduğunu gördük. Bu yapılardan biri insanların bir araya geldiği, bir diğeri de içindeki kayadan oyulmuş fallus (erekte erkeklik organı) biçimli dikmeleri ve bir insan başı ile ayırt edilen, ana kayaya oyulmuş yapı oldukça sıra dışı bir tablo oluşturdu. Ayrıca çok sayıda insan ve hayvan heykeli, kabartmalar, totem gibi buluntuları Göbeklitepe’den bildiklerimize birçok yeni şey ekledi.
İşte Karahantepe’nin yüzü
Karahantepe’den çıkan en önemli bulgulardan birisi ise “İnsan Başı.” AD Yapısı’nın içerisine yapı gömme uygulaması sırasında bırakılmış kireç taşından oluşan insan başı, boyun kısmından kırılmış bir heykelin parçası. Yarım ay biçimli kaşlar ve hemen altında uzun ince elips biçiminde gözler kabartma olarak şekillendirilmiş. Ayrıca başın üst kısmına açılmış küçük bir delik, olasılıkla trepanasyon (baş delgi ameliyatı) uygulandığının bir göstergesi kabul ediliyor.
Yerleşik yaşamın ilk göstergesi
Karahantepe’de bulunan 155 cm uzunluğundaki “Leopar Taşıyan İnsan Heykeli” kireç taşından yapılmış. Leoparın canlı bir hayvanı temsil ettiği, aynı zamanda diğer hayvan heykellerinde olduğu gibi dişler gösterilerek ürkütücü bir görüntü verilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Heykel özellikle insan ve hayvan sembolizminin birlikte kullanılması açısından önem taşıyor. Eser, yerleşik yaşama geçişin ilk adımlarının görüldüğü bu coğrafyada, aynı zamanda insanın doğa ile birlikteliğinin devam ettiğinin bir göstergesi.