06.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Bundan dört sene önce en mutlu gününe hazırlık için 11 arkadaşıyla birlikte Dubai’ye giden iş kadını Mina Başaran’ın dönüşte yaşadığı kaza Türkiye’yi yasa boğmuştu. Dönüş yolunda İran’da düşen özel jette henüz 28 yaşında hayatını kaybeden Mina Başaran’ın anısı ailesi tarafından topluma dokunarak yaşatılıyor. “Mina’nın Çocukları”yla 10-14 yaş aralığında eğitim gören kız çocuklarının hayatına temas eden aile, disiplinlerarası projelerle de meseleye farkındalık yaratıyor.
Hafızanın devamı
Mina’nın Çocukları’nın sesini geniş kitlelere duyurmak için geçtiğimiz eylül ayında 11 sanatçının katılımıyla Bodrum’da “Kolektif Hafıza” sergisi yapılmış ve ses getirmişti. Ardından ekimde düzenlenen 16. Contemporary Istanbul’da “Kolektif Hafıza” seçkisinden bu proje için özel üretilmiş bir eser yer aldı. Projenin yeni durağı ise Başaran ailesinin memleketi olan Trabzon’da gerçekleşiyor şu sıralar… Trabzon’un tarihi mekânlarından olan ve geçen yıl restorasyonu tamamlanan Kızlar Manastırı bu vesileyle ilk çağdaş sanat projesine de ev sahipliği yapıyor.
Ayna üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, İran asıllı Amerikalı sanatçı Shirin Abedinirad’ın mekâna özgü yerleştirmelerinden oluşan “Kolektif Yansıma” sergisi 1 Mart’ta ziyarete açıldı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin desteğiyle, Ayça Okay küratörlüğünde düzenlenen sergi 13.YY’da kız öğrencilerin yaşam-üretim alanı ve korunma amacı ile inşa edilmiş Kızlar Manastırı’ndan, dayanışmaya, toplumsal cinsiyet eşitliğine, kolektif hafızaya çağrı yapıyor.
Abedinirad’ın tarihi manastırın farklı bölümlerine yerleştirdiği aynaların oluşturduğu yansımalar bireyde de kırılmalar yaratıyor. Hem kendi geçmişinizle hem yanınızdakilerle yüzleştiriyor sizi. Kilisenin ortasına konumlanan ayna ise tarihle bugünü buluşturuyor diyebiliriz. Shirin Abedinirad’ın “Her şeyi olduğu gibi yansıtma” tercihi hem Mina’nın Çocukları’nın felsefesiyle hem mekânın misyonuyla birbirini tamamlıyor.
Shirin Abedinirad, projeyle birlikte kadınları cesaretlendirmeyi hedeflemiş. Aynaların bu noktada tetikleyici bir rolü var. Mina’nın Çocukları’nın felsefesinin çalışmalarına etkisinden bahseden Abedinirad, “Kadınlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için aynadaki yansımalarına bakmalarının yeterli olduğunu eser yerleştirmelerimle anlatmaya çalışıyorum. Özellikle erkek egemen toplumlarda, üretken, gökyüzü gibi aydınlık kadınlara umutsuzluğa kapıldıklarında gökyüzüne bakmalarına ve yaptıklarını yapmaya devam etmeleri için bir mesaj veriyorum. Bence burada önemli olan cesaret” diyor. “Kolektif Yansıma” sergisi 11 Mart’a kadar ziyarete edilebilir. Kızlar Manastırı’nın başarılı bir restorasyon örneği olduğunu da ekleyelim.
“Burada nefes aldık”
Mina Başaran’ın annesi Beril Başaran, serginin açılışında duygularını şu sözlerle dile getirdi: “2018 yılında yolum dostlarım sayesinde Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, İstanbul Şubesi ile kesişti ve 11 genç kızımıza burs verdik. “Mina’nın Çocukları” da tamamen bu parlak genç kızların başından sonuna inşa ettiği ve bana hediye ettiği bir proje. Zor bir dönemde burada nefes aldık. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü burada coşkuyla kutluyoruz. Burada kızlar okumuş, üretmiş. Dönüşüme katkıda bulunmuşlar. Mina’nın Çocukları projesi de bununla çok örtüşüyor.”