23.04.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gizem Çetimen İstanbul - Çoğu insanın, daha küçük bir çocukken ailesi tarafından ona okunan ya da kendisinin okuduğu özel bir kitabı vardır. Bu kitaplar, kişinin sadece hayal gücünü beslemez aynı zaman da onun ‘uçsuz bucaksız’ dünyasında birlikte maceralardan maceralara koştuğu en yakın arkadaşı olur. Bu kitap ve kahraman ona dostluğu, sevgiyi ve cesareti öğretir. Hatta pek çok insan, bu kitapları başucu kitabı olarak hayatının her evresinde yanında tutar. Ne zaman umutsuzluğa düşse, ne zaman o zamanları özlese yine dönüp dolaşıp ‘en yakın arkadaşı’na sığınarak umudunu yeniden yeşertir. Bazen de sadece içindeki çocuk onu rahat bırakmaz... Biz de hem çocuklara ilham vermesi hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle yazarlara, çocuklara hangi kitapları armağan etmek istediklerini sorduk.
Can Göknil: ‘Çocuk, yetişkin herkese sesleniyorum’
23 Nisan için çocuklara armağan etmek istediğim resimli kitabım “Deniz Masalı”, Can Çocuk Yayınları’ndan, doğa ve anne sevgisiyle kurguladığım kitabımla çocuk, büyük herkese sesleniyorum: “Kıyılarımızda dolaşırken kumların üstünde bir pingpong topu görürsen, sakın eline alma. O top yumurta olabilir. Belki içinde minicik bir kaplumbağa vardır. Yumurtanın üzerini kumlarla ört ve oradan uzaklaş. Kumun altında başka yumurtalar varsa kırılmasınlar diye.” Minik kaplumbağaların yumurtalardan çıkıp, denize koşmalarını bekleyen anneleri kıyıdan az uzakta. Benim iyimser masalımda o kaplumbağa annelerinin ve su altı canlılarının şiirsel iş birliği sayesinde yavrular tehlikeleri atlatarak denize kavuşuyorlar. Günümüzün gerçekliği çok farklı. Çevre sorunlarının sebep olduğu eko sistemdeki bozulma ve küresel ısınmadan nasibini alan denizlerin, okyanusların ve su altı canlılarının hâli kötüye gidiyor. Doğa sevgisi ve bilgiyle durumu düzeltmek için biz de el ele verelim.
Semih Gümüş: ‘Hayatı sorgulamaya yönlendiriyor’
Günışığı Kitaplığı’nın yayımladığı “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisinin kitaplarını harika buluyorum. Yazarı Brigitte Labbé, Fransız. Çocukları o kadar iyi anlıyor ve tanıyor ki. “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisindeki kitapların sayısı otuzu geçmiş. Dizideki kitaplar çocukları olduğu kadar büyükleri de hayatı sorgulamaya yönlendiriyor. Benim okurken en çok hoşlandığım çocuk kitapları bunlar oldu, çocukların da çok seveceğinden kuşkum yok. Elbette tek bir kitapla başlanabilir. O zaman çocuklara son kitabı, “Kahkaha ve Gözyaşları”nı armağan etmek isterim.
Seray Şahiner: ‘Pippi Uzunçorap’ı hediye ederdim’
Ben çocuklara “Pippi Uzunçorap”ı armağan ederdim. Pippi, kızıl saçları, ismiyle müsemma uzun çoraplarıyla değişikti. O zaman marjinal yahut kendine has kavramını bilmiyordum ama içsel olarak beni bu karaktere çeken bu kavramlardı. Kitaba Pippi’nin hikâyesinden çok kızın karakterini merak ederek başladığımı hatırlıyorum. Tuhaf, şu an kitabın konusunu dahi hatırlamıyorum ama Pippi’nin başına buyruk, aklına eseni yapan hallerini, kalabalıkta kolayca seçilen kendine haslığını hatırlıyorum. Farklı olmak, aşılması gereken, yahut avantaja dönüştürülebilecek bir dezavantaj olarak sunulmuyordu.
Şermin Yaşar: ‘Sevgiyi bir kez daha keşfetsinler isterim’
Çocuklara Antoine de Saint-Exupéry’in “Küçük Prens”ini armağan ediyorum. Çünkü 23 Nisan’da isterim ki çocuklar kendi içlerindeki sevgi, arkadaşlık, hoşgörü ve hayal gücü cennetini “Küçük Prens”in cümleleriyle bir kez daha keşfetsinler.
Yazının tamamını Milliyet Sanat’ın nisan sayısında okuyabilirsiniz.