19.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Nil Kural - Pandemi şartlarında büyük önlemlerle düzenlenen ve salgının başından beri durgunlaşan sinema endüstrisinin canlanma ümidi olan Cannes, artık sadece bu yönleriyle hatırlanmayacak. Kadın sinemacıların seçkideki azlığı nedeniyle sıklıkla eleştirilen festivalde, Julia Ducournau’nun yönettiği Fransız yapımı “Titane”ın Altın Palmiye alması, köklü tarihinde ilk kez bir kadın yönetmene “tek başına” büyük ödülün verildiği anlamına geliyor. Şimdiye dek 1993’te “Piano” ile Altın Palmiye kazanan tek kadın olan usta sinemacı Jane Campion, ödülü paylaşmıştı.
En sansasyonel film
“Titane”, aynı zamanda festivalin en sansasyonel, takipçilerinin en çok bahsettiği filmiydi ve ağırbaşlı auteur sinemacılarla tanınan Cannes yarışmasına tazelik ve heyecan getirmişti. Genç bir dansçıyı, şiddet anlarında izlediğimiz film, bir bağ kurma hikâyesine dönüyor; bu esnada bedene odaklanan bir korkudan drama geçen tonuyla dikkat çekiyor.
Festivalin ikinci önemli ödülü Jüri Büyük Ödülü, iki film arasında paylaştırıldı. Bir yolculukta taşıyan iki insanın kurduğu bağı konu alan Juho Kuosmanen imzalı “Compartment No 6” ile İranlı usta sinemacı Asghar Farhadi’nin “A Hero”su ödülün sahibi oldu. Ödüllerin paylaştırılması, jürinin fikir ayrılığına düşmüş olabileceğini akla getirdi. Nitekim jüri toplantısında Jessica Hausner iddiayı doğruladı.
Annette’nin ritmine ödül
En İyi Yönetmen Ödülü’nü festivalin açılış filmi olarak gösterilen müziklerinin ve ana fikrinin ABD’li pop grubu Sparks’ın imzasını taşıyan Leos Carax “Annette” ile aldı. Eleştirmen listelerinin tepesinde bulunan Murakami uyarlaması “Drive My Car”, yönetmen Hamaguchi Ryusuke ve ortak senaristi Takamusa Oe’ye En İyi Senaryo Ödülü kazandırdı.
Festivalin diğer sevilen bir filmi olan ve genç bir kadının kendi yolunu bulma sürecini konu alan Joachim Trier imzalı “The Worst Person in the World”, başrolündeki Renate Reinsve’e En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getirdi. Avustralya yapımı “Nitram”da filmle aynı isimli ve 1993 yılında Tazmanya’da büyük bir katliam yapan bir genci canlandıran Calen Landry Jones, bu portresiyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü.
Spike Lee, Julia Ducournau’ya müjdeyi erken verdi.
Kusursuz değilim
Titane’ın yönetmeni Julia Ducournau törendeki konuşmasında kusurlara vurgu yaptı. Ducournau “Bu törenin kusursuz olmamasını çok sevdim. Filmimin de kusursuz olmadığını biliyorum” diye konuştu. 37 yaşındaki yönetmen, 2016’da yönettiği “Raw” ile sinemaseverlerin tanıdığı bir isim.
“Dünyanın En Kötü İnsanı” ile En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi Renate Reinsve, filmde hayalperest bir kadına hayat veriyor.
Elime yüzüme bulaştırdım
74. Cannes Film Festivali, jüri başkanı Spike Lee’nin büyük gafıyla da hafızalarda yer edecek. Kendisine söz verildiği anda büyük ödül Altın Palmiye’yi açıklayan Spike Lee, jüri üyelerinin şaşkın bakışları ve uyarıları arasında ödül sıralamasına devam etti. Lee, tören sonrası yaptığı açıklamada “Bahanem yok, elime yüzüme bulaştırdım. Törenin heyecanını kaçırdığım için özür dilerim” dedi.