26.10.2020 - 21:09 | Son Güncellenme:
Klara Miliç
Ölümden sonra başlayan bir aşkın hikâyesi.
Döneminin Avrupalı bakış açısına sahip tek Rus yazarı olarak anılan Turgenyev’in önce “Ölümden Sonra” ismiyle yayımlamayı düşündüğü ancak ispritizma suçlamalarına maruz kalacağını düşünerek ismini değiştirdiği öyküsü “Klara Miliç” yazarın son dönem eserlerinden biridir.
Sabahattin Ali’nin de Kürk Mantolu Madonna romanında atıfta bulunduğu Klara Miliç, başka bir deyişle ölümden sonra başlayan, mistisizmle örülü bir aşkın hikâyesidir.
Kuşkunun ne zaman doğacağı asla bilinmez; belki muğlak bir cümleyle, belki yersiz bir mazeretle.
Kıskançlık, Fransız yazar Marcel Proust’un edebiyat tarihine damgasını vuran Kayıp Zamanın İzinde adlı yedi ciltten oluşan nehir romanının beşinci cildi Mahpus’tan seçtiğimiz çok çarpıcı bir bölüm.
Fonunda, aristokrasinin çöküşü ve orta sınıfın yükselişi dönemine denk gelen Üçüncü Cumhuriyet yönetimi altında gerçekleşen büyük toplumsal değişimlerin yer aldığı romanın bu bölümü, kıskançlık duygusunun en karanlık yanlarını ve yıkıcı etkilerini ustalıkla ele aldığı satırlarıyla bütünden farklılaşıyor.
Yazar olmak isteyen Marcel âşık olduğu Albertine’in kendisinin Paris’teki burjuva evine taşınmasını sağlamış ancak kendisi de arzunun ve kıskançlığın pençesine düşmüştür. Neden sürekli birbirimizi sınama ve sahiplenme eğiliminde oluruz, kıskançlık ölümden bile güçlü müdür gibi sorulara yanıt arayan Kıskançlık, Proust’un derin psikolojik gözlemlerine, zengin betimlemelerine aşina olanlar için bir hatırlatma, yeni başlayacak olanlar içinse tadımlık.