Çağdaş sanatın merkezi İstanbul

Gizem Çetimen - Son 20 yılda açılan müze, galeri, sanat fuarları ve bienalleriyle İstanbul’da ‘kuvvetli’ bir sanat rüzgârı esiyor. İstanbul dünyanın çağdaş sanat merkezlerinden biri olmaya aday olsa da koronavirüs salgını bu rüzgârı kısmen kesti. Buna rağmen sanat kurumları etkinliklerine devam ederek şehri canlı tutmaya çalışıyor. Önceki hafta İstanbul’da 15’ncisi düzenlenen Contemporary İstanbul ve ilk kez bu yıl gerçekleşen ArtContact İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı bunun en büyük kanıtı. Süreç göz önüne alındığında İstanbul halen bu adaylığını sürdürüyor mu sorusunun peşine düştük.

Pera Müzesi Genel Müdürü Özalp Birol: “İvmeyi yeniden kazanacak”

İstanbul, 2000’lerin başından itibaren açılan yeni müzelerle, galerilerle, düzenlenen sanat fuarlarıyla ciddi bir devinim kazanmıştı. Açılan fuarlar, galeriler şüphesiz ümit verici ama nasıl devam edeceğini zamanla göreceğiz. Bu alana öncülük eden kurumların bu süreçteki duruşu ve hayata geçirecekleri etkinlik programları da, salgın sürecinde kan kaybeden İstanbul’un, çağdaş sanat alanında ümit edilen ivmeyi yeniden kazanmasında belirleyici olacak.

Borusan Contemporary Müdürü Dr. Kumru Eren: “Yaşama değer katacak”

10 yıl öncesinde sanat alanında büyük bir patlama yaşandı ancak olumsuz gelişmeler nedeniyle sürdürülemedi. Şimdi dünya kültür sanat haritasındaki yerimizi pekiştirmek için çalışma zamanı. İstanbul’un sahip olduğu en güçlü potansiyelin en verimli şekilde kullanılması hepimizin hayatına değer katacaktır.

Baksı Müzesi Kurucusu, Sanatçı Hüsamettin Koçan: “Daha çok bir dünya kenti”

Bugün İstanbul’un her zamankinden daha çok bir dünya kenti diye düşünüyorum. Her ne kadar bazı çok önemli uluslararası etkinlikler pandemi nedeniyle yapılamıyor olsa da... İstanbul, sanat açısından ve kurumların sanata bakışı açısından giderek daha da umut verici oluyor. Sanatçılar üretmek istiyor, kurumların bağımsız sanatçıları destekleme arzusu giderek çoğalıyor.

Bozlu Art Sergi ve Proje Yönetcisi Dr. Özlem İnay Erten: “Ayrıcaklı konuma sahip”

2000’li yıllardan sonra açılan kurumların varlığı ve onların düzenledikleri uluslararası ölçekli sergiler Türkiye’nin dünya sanatına entegre olmasında önemli bir rol oynadı. İstanbul’un görkemli tarihi geçmişi ve muhteşem peyzajı zaten onu dünya şehirleri arasında ayrıcalıklı bir konuma sokuyor. Fakat İstanbul’un bu zengin tarihini ve avantajlı konumunu yeterince kullanamadığımızı düşünüyorum.

İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu: “Umut genç kuşak”

Hiç şüphesiz İstanbul global çağdaş sanat sahnesinin en önemli, yaratıcı ve enerjik şehirlerinin başında geliyor. 1987 yılında başlayan İstanbul Bienali ile tohumlanan bu süreç özellikle sanatçılarımızın 2000’li yıllarda uluslararası sergilerde yer almaları ile canlandı ve müze kültürü ile kesin ve net bir rota kazandı. Bu süreci besleyen en önemli dinamiklerin başında da tabii ki galeriler ve onların destekçisi olan koleksiyonerler geliyor. Genç kuşakların heyecanını da unutmamak gerekir.

Dirimart Kurumsal İletişim Sorumlusu Zeynep Yazıcı: “Sanata ilgi arttı”

Son yıllarda İstanbul’daki sanat mekânlarının artışıyla birlikte daha fazla sayıda genç insan koleksiyonerliğine ilgi duymaya başladı. İstanbul’un yerel izleyicisinin sanata olan ilgisinin arttı. Bu gelişme, İstanbul’un çağdaş sanatın önemli merkezlerinden biri olmasından söz edebilmemiz adına büyük önem taşıyor.