20.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERAY ŞAHİNLER
SERAY ŞAHİNLER- Ara Güler Türkiye’nin görsel hafızası olduğu malum… Şehrin, hayatın, arkeolojinin, kırsalın, tarihi şahsiyetlerin bir belleği varsa onun katkısıyla. Ara Güler külliyatında bugünlerde açılan bir sandık daha var. Sanatçının “Onlar benim için yalnızca fotoğrafı çekilen kişiler değil, dünyamı kuran insanlardır” dediği edebiyatçılarla ilişkisinin bir göstergesi olan yazar ile şair portreleri Türk edebiyatına ve tarihine armağan edilmiş bir hafıza kutusu.
Ara Güler Müzesi’nde ziyarete açılan “Bir Avuç Güzel İnsan” sergisi işte bu kaydın bir dökümü. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere ‘40’lı yıllardan başlayarak döneminin en önemli yazar, çizer ve şairlerini günümüze kadar kaydetmiş Ara Güler. Sabahattin Eyüboğlu’nun Bronz Apartmanı’ndaki dairesinde, Fikret Adil’in evinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Narmanlı Han’daki atölyesinde, Yeditepe dergisinin Cağaloğlu’ndaki idarehanesinde, Samim Kocagöz’ün İzmir’deki evinde dostlarıyla bir araya gelerek bu buluşmaları ölümsüzleştirmiş.
Bir öykü yazıyor
En sevdiğiniz yazarların en bilinen portrelerine bakın, hepsinde Ara Güler’in imzası var. Telif hakkı meselesini de erken fark etmiş olsa gerek çektiği her kareye imzasını not düşmüş. Yazarların birçoğuyla da zaten yakın dostluğu var. Sergide 153 ayrı portre karşımıza çıkıyor. Ve her portre bir aradalığıyla Türk edebiyatına armağan edilebilecek yeni bir roman yazıyor. Kimler yok ki bu romanın başrolünde… Ara Güler’in “Bunlar arkadaşlarım, dostlarım” dediği Abdülhak Şinasi Hisar, Reşat Nuri Güntekin, İlhan Berk, William Saroyan, Ferit Edgü, Füruzan, Nezihe Araz, Orhan Pamuk, Doğan Hızlan, Selim İleri, Özdemir Asaf, Halide Edip Adıvar, Can Yücel, Cemal Süreya, Behçet Necatigil, Halikarnas Balıkçısı, Yaşar Kemal… Aynı zamanda Cumhuriyet sonrası Türk sanatının gelişmesine büyük katkı sağlayan isimler; Vedat Nedim Tör, Ercüment Behzad Lav… Güler’in daha yakın dostları için alıntılarla inşa edilen köşeler var sergide. Orhan Kemal örneğin… Yazarın o çok bilinen meşhur portresinde Ara Güler’in imzası var. Ve o fotoğrafların öyküsünü Ara Güler fısıldıyor bize: “Borsalino şapkalı, beyaz gömlekli, kravatlı baş yıldızımı İstanbul fonunda senaryolamak istiyordum. Çekerken boyuna soruyordum ona: ‘Bu sokaktan çok geçer misin? Kahvenin en çok hangi köşesinde oturursun? Dolmuşa nereden binersin?’ İşte bunların sonucu çektiğim bu fotoğraflar oldu.” Oktay Rifat, Melih Cevdet, William Saroyan, Edip Cansever ise yine kendilerine ayrılan köşelerden sesleniyor izleyiciye.
Sergide Nâzım Hikmet’in bugüne dek sergilenmemiş portreleri, karanlık oda baskılar, Ara Güler’in edebiyatçı dostlarıyla yıllar içindeki mektuplaşmaları gibi pek çok belge ile onlardan gelen ve evinin duvarlarını süsleyen sanat eserleri de yer alıyor. Doğuş Grubu Sanat Danışmanı Çağla Saraç, sergi açılışındaki sohbetimizde “Bu dosyayı açmayı çok istiyorduk. Ara Bey çok iyi bir portre fotoğrafçısı. Hepsine bir arada bakmak ve bu bu portreleri hatırlamak istedik. Umarım güzel düşüncelere ve aksiyonlara sebep olur” dedi. Fotoğrafların bir aradalığı bir amaç etrafında buluşan insanların birlikteliğini yansıtması açısından da çok önemli. Ara Güler bilindiği üzere aynı zamanda bir öykü yazarı. Ve bu fotoğrafların her biri de başlı başına kendi öyküsünü yazıyor.
James Baldwin, Arthur Miller, Tennessee Williams, Antonio Tabucchi, Philip Roth, Alberto Manguel, Güler’in dünyadaki seyahatlerinde kayıt altına aldığı diğer isimlerden. Baldwin’in Yaşar Kemal ile olan karesi ve Ara Güler’in Tennessee Williams’la hamam arama macerası ise serginin en keyifli bölümlerinden.