03.03.2020 - 09:34 | Son Güncellenme:
Meltem Çivril
Bize Razor’un ilk kurulduğu zamandan ve kendinizden biraz bahseder misiniz? Ne zaman ve nasıl bir araya geldiniz? Sizi 10 seneyi aşkın süredir sayısız konserlerde cover grubu olarak tanıdık ve izledik. O zamanlarda da kafanızda albüm yapma projesi var mıydı? Ya da ilk ne zaman albüm yapma fikri oluştu?
Başer: 2007 civarında iki ayrı müzik grubunda gitaristtim. Kendi projelerimi oluşturmak ve vokal & gitar olmak istedim. Kendi arkadaş çevremden insanlarla müzik yapmaya başladım ve bir şekilde şu an Razor olarak gördüğünüz kadrodaki insanlar birbirini buldu. 2009 yaz döneminden itibaren de aktif bir şekilde sahnedeyiz. O zamanlar cover ve beste projeleri olmak üzere iki ayrı grup şeklinde çalıştık. Grupların çekirdek kadroları aynı olsa da isimler farklıydı. Beste grubumuza ayrı, cover grubumuza ayrı mesai ayırmamız gerektiğini düşündüğümüz için böyle bir karar aldık ve konserlerimizde de farklı bir duruşumuzun olmasını amaçladık. Nitekim, beste aslında en başından beri yaptık, “Furtherial” ismiyle hemen hemen aynı elemanlar olarak 2 albüm ve 2 Ep yayınladık, bir sürü konser verdik. Hala da aktifiz.
İlk sahne almaya başladığınız yıllarda bir albüm çıkarmış olsaydınız “The Road” ile aralarında nasıl bir farklılık olurdu?
Başer: O dönemde yapacağımız albüm, üç aşağı beş yukarı Furtherial’ın ilk albümü gibi olurdu. Belki biraz daha sade bir müzik yapıyor olabilirdik ama The Road’dan kesinlikle çok başka bir tarzımız olurdu. The Road’un ulaştığı sayıda insana ulaşmamız da kesinlikle mümkün olamazdı.
İlk sahne aldığınız yıllardan beri “Razor” adı ile tanımıştık sizleri. Albüm çıktığında grup adının “Razor Inc.” Olarak değiştiğini gördük. Bu isim değişikliğine neden ihtiyaç duyuldu?
Başer: Razor isminde bir tanesi çok tanınmış olmak üzere dünyada birkaç adet grup var. Başta da biraz bahsettiğim gibi Razor lokal bir bar grubu olmak üzere kuruldu. O zamanlar maalesef bu gruplardan haberimiz yoktu. İlk konserimize çıktığımız zamandan sonra da değiştirmek istemedik. Zamanla yaptığımız işler de daha fazla insana ulaşmaya başlayınca bu bar grubu kimliğimizden de sıyrıldık ve albüm yapma niyetimiz iyice belli olduğunda, insanların bize yabancılaşmayacağı bir şekilde ismimizi de modifiye etmemiz gerektiğini düşündük.
Hammer Müzik ile albüm yapma sürecine ne zaman ve nasıl gidildi? Albüm fiziki olarak ne kadar basıldı? Albüm satışından memnun musunuz?
Başer: Burada hikayeyi biraz baştan alalım. Daha önce Dorock Bar Taksim’de 3 adet tribute gecesi düzenlemiştik. Pearl Jam – Ten, Metallica – The Black Album ve Death – Symbolic albümlerini baştan sonra çaldık. Bu çalışmalarımızdan haberdar olan pek sevgili Çağlan Tekil ise aklındaki bir “çılgın proje” için bizimle irtibata geçti. Çağlan Tekil, doksanlı yıllarda düzenlediği Laneth’li konserler serisine tekrar başlamak istiyordu, ilk Laneth’teki gruplarla açılış yapmak istese de, tekrar bir araya gelmesi neredeyse imkansız görünen gruplar da istekleri arasındayıdı. Bunlardan biri de Dr Skull’dı. Bizden bir konserlik Dr Skull Tribute grubu olarak tekrardan düzenleyeceği ilk Laneth’te yer almamızı rica etti. Sonrası ise hem bizim, hem de Dr Skull için yeni bir dönem başlattı. Skull’ın sadece kaset olarak basılmış albümleri remaster edilerek Hammer Müzik etiketiyle Cd ve Plak olarak basıldı. Bunun üzerine bir lansman konseri ayarlandı, Skull elemanlarıyla biz aynı sahneyi paylaştık. Sonrasında da albüm hazırlığında olduğumuzu bilen Hammer Müzik’ten bize bu konuda bir teklif geldi ve biz de albümü Hammer’dan çıkarmaya karar verdik. Bildiğim kadarıyla bin adet CD basıldı. Satışlar bu ara biraz yavaşlasa da gidişattan memnunuz.
Albümdeki parçaların tüm söz ve besteleri sizlere mi ait?
Başer: Dr Skull cover’ı olan “Little Beach” dışında albümde duyduğunuz her şey bize ait.
Albümde sadece tek cover parça var. Dr. Skull’dan Little Beach. Bu parçayı albüme koyma fikri nasıl ortaya çıktı?
Başer: Bu albümü yaratmamızda bize ilham veren Dr Skull’a atıfta bulunmak istedik. İlk Laneth gecesine Dr Skull Tribute olarak çıkmasaydık belki bir 10 sene daha albüm yapmak aklımıza gelmeyebilirdi. Tarz olarak da yapacağımız albüme yakışacağını düşündüğümüz bu parçayı seçtik ve çoğu konserimizde çalmaktayız.
Bu albümdeki parçalar ne zaman oluşmaya başladı? Albüm çıkarma kararı aldığınızda parçalar var mıydı? Albüm kararından sonra mı yaptınız?
Başer: İlk Laneth’İn ardından hepimiz için büyük bir anlamı olan Pentagram’ın Anatolia albümüne de bir tribute gecesi yapmaya karar verdik, çünkü 2017 senesi Anatolia’nın yirminci yıl dönmüne denk geliyordu. Ardından Pentagram’dan Tarkan Gözübüyük sahnemize konuk oldu ve sonrasında bizi stüdyosunda misafir etti. Onuna görüşmemiz içimizdeki alevi daha da körükledi ve dolayısıyla ben de 2017 ortalarında Razor albümü için şarkıları yazmaya başladım. Akabinde sözleri de tamamladıktan sonra bir demo kaydettik. Onun üzerine de şarkılar, provalardan sonra albümdeki halini aldı. Daha önceden yazıp, Furtherial’ın tarzına uygun olmadığı için kullanmadığım birkaç riff mevcut olsa da müziğin yüzde doksanı bu albüm için sıfırdan yazıldı.
Albümdeki çeşitlilik albümü dinleyenler için yaklaşık 50 dk lık bir müzik ziyafeti yaşatıyor. Bu çeşitliliğin yıllardır sayısız cover yapmanızla mutlak bir bağlantısı var. Yeni tarihli konserlerde de kendi albümünüz dışında cover yapmaya devam ediyor musunuz? Yakın geçmişte sadece Gojira playlistinden oluşan özel bir konsept ile konser verdiğinizi biliyoruz. Daha eski dönemlerde Pearl Jam konseptine de şahit olmuştuk. Yine bu tür konsept konserler ya da coverlardan oluşan konserler olacak mı?
Başer: Çok teşekkür ederiz güzel sözleriniz için. Farklı tarzlarda uzun seneler cover yapmış olmamız, farklı tarzları bir araya getiren bir albüm yapmamızda tabii ki önemli bir etken. Bunun yanısıra anlayış olarak, dinleyiciye her daim çeşitli seçenekler sunmayı isteyen bir ekibiz. Bu çeşitlilik aslında bizi de tıkanmaktan kurtarıyor. Yaptığınız farklı bir şey sizi çok geliştiriyor. Gelecekte de yine tribute albüm geceleri düzenleme niyetimiz var. Gelişmelerden haberdar edeceğiz.
Albümdeki parçaların iki tanesi Türkçe ve dokuz parça da İngilizce. Diğer albümlerde de bu şekilde mi ilerleyeceksiniz? Türkçe sözlere ağırlık vermeyi düşünüyor musunuz?
Başer: Bu konuda çok kesin çizgilerimiz yok ama benim düşüncem bu albümde Türkçe – İngilizce şarkı dengesinin iyi olduğu yönünde. İkinci albümümüzde de yine bu dengede gitmeyi düşünüyorum.
Albümün ilk klibi “Long Road” parçasına çekildi. Diğer parçalar için klip yapma düşünceniz var mı?
Başer: Long Road’un klibi gibi animasyon bir klip için şu an yeterli zaman yok ama albümden diğer şarkılara klip çekme niyetimiz var tabii ki.
Çok yoğun konser programlarınız hala devam ediyor. Bu süreç içerisinde 2. Albüm yapma fikri oluştu mu ve varsa eğer parça çıktı mı?
Başer: İkinci albüm müzik olarak yazıldı bile. Sözleri yazmaya henüz başlamadım ama yakın zamanda şarkıların provalarını için stüdyoya gireceğiz.
Tüm grup elemanlarının Razor INC. Dışında aktif olarak yer aldığı başka grup projeleri de var.
Diğer projeler ve bu projelerdeki albüm çalışmaları da devam edecek mi? Bu çalışmalar Razor’un yeni albümünün oluşma sürecini öteler mi?
Başer: Şu anda Furtherial’ın 3.albümüyle Razor’ın 2.albümüne yoğunlaşmış durumdayım. İki albüm de neredeyse hazır, provaları ve kayıt süreci olacak. Bu sene bitmeden ikisini de yayınlamak niyetindeyiz. Yoğunluk elbet işleri zorlaştırıyor fakat planlı hareket etmek gerekli.
Yetkin: Ben de Razor dışında en faal ve yoğun takvimli olarak Metalium ile birlikte çalıyorum. Hatta yeni albüm de 28 Şubat’ta yayınlandı. Şimdiye kadar büyük bir problem yaşamadım. İşiniz müzik olduktan sonra bir şekilde o tempoya ayak uydurmaya ve programlı hareket etmeye alışıyorsunuz isteseniz de istemeseniz de.
Sizleri albüm lansman konserlerinde ve sonrasında kendi albümünüzü çaldığınız konserlerde izledik. Çok uzun yıllardır cover yapan bir grup olmanıza rağmen siz albümünüzü çalarken seyirciden cover isteği gelmedi. Bu size bu albümü yapma konusunda doğru bir adım attığınızı ve yeni bir albüm çıkarmak için de motivasyon sağladığınızı düşündürüyor mu?
Başer: İşte ilk başta cover ve beste projeleri olarak iki farklı grup şeklinde yola çıkma kararını aldığımda en büyük tedirginliğim buydu. Beste konserimizde bizden cover istenmesi... Dediğiniz gibi albüm lansmanımızda böyle bir sıkıntıyla karşılaşmadık, aksine şarkılarımızı kısa sürede öğrenmiş bir seyirciye çaldık. Kariyerimizin en mühim ve en sevinçli konserlerinden biriydi. Doğru bir iş yaptığımızı ve bu yolda devam etmemiz gerektiğini düşündük. Şu an hala bu motivasyonla sahneye çıkıyoruz.
Yetkin: Hatta cover istemeyi geçtim normal programlarda bile albümden şarkılar isteyen dinleyicilerle karşılaşıyoruz sık sık. Bu gibi durumlar dediğiniz gibi hem muhteşem bir motivasyon sağlıyor hem de her seferinde iyi ki kendi şarkılarımızı yapmışız dedirtiyor.
Razor albümünde tarzınız konusunda değişiklik olacak mı? Yine bu çeşitlilikle devam edecek mi?
Başer: İkinci albüm, müzikal olarak biraz daha sert bir tarzda. İlk albümdeki çeşitlilik yine korunuyor fakat ilkine kıyasla bu albüm kendi içinde biraz daha tutarlı ve ilk albümden farklı bir takım müzikal hareketler mevcut. Heyecanla seyircisine kavuşacağı günü bekliyorum.
Türkiye’deki yerli metal piyasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Beğendiğiniz ve takip ettiğiniz gruplar kimlerdir?
Başer: Çok sağlam gruplarımız var, fakat ülke olarak bir piyasamız yok. İnternet sayesinde bir çok kaynağa erişebiliyoruz, kendimizi birçok konuda geliştirecek bilgilere ulaşabiliyoruz, dolayısıyla müziğimiz ve işçiliğimiz gelişiyor fakat konser vermek için İstanbul’dan öteye gidemiyoruz. Bunun dışında kur çok pahalı ve vize ücreti gerektiğinden yurtdışına çıkmamız da imkansıza yakın. Hayat, tüm bunların dışında ayrıca çok pahalandı ve insanların cebine giren parada bir artma söz konusu değil. Böyle olunca sadece müzik değil bütün hayatın piyasası içler acısı durumda. Yine de müziğin varlığını sürdürmesi artık internet sayesinde insanlara ulaşması daha kolay ama dünyada çok fazla müzik yapan insan olduğu için onca insanın arasından sıyrılabilmek de ayrıca bir zorluk yaratıyor. Beğenip takip ettiğim yerli gruplara gelince, daha spesifik isimler vermek adına biraz çerçeveyi daraltmak istiyorum: En başta The Climb çok seviyorum. Heavy Sky ve Deer From Space ayrıca sevdiğim ve takip ettiğim yerli gruplar. Razor’ın albümdeki tarzına yakın olması için metal gruplarımızdan örnek vermedim. Metal gruplarının bir çoğu da tanıdığımız ve arkadaşlarımız olduğundan, tarafsız bölgeden isimler verdim.
Rock ve Metal müzisyenlerinin sahne alabileceği konser mekanları da maalesef biraz daraldı. Bu açıdan zorlanıyor musunuz? Kolaylıkla sahne alacak mekan bulabiliyor musunuz?
Başer: Aslında sahneye çok sık çıkıyoruz ama bu denli sık sahneye çıkabilmemizin sebebi bir çok tarza uyum sağlamış olmamız. Grunge & Alternatif Rock, Metal ve Akustik sahnelerimiz var. Sadece metal müzik icra etseydik bu kadar farklı yerde ve sık sahne bulamazdık. Yine de varlığını sürdüren mekanlara destek oluyor ve elimizden geldiğince daha fazla metal çalmaya çalışıyoruz. Çünkü her ne kadar farklı ve çeşitli iş yapıyor görünsek de, albümümüz her ne kadar metalden ziyade rock bir albüm olsa da temsil ettiğimiz kitle, heavy metal dinleyici kitlesidir.
Yurtdışı müzik festivalleri ve konser organizasyonlarında yer almak için girişimleriniz oldu mu? Yakın tarihte böyle bir gelişme olacak mı?
Başer: Bu konuda her zaman çok istekliyiz ama yurtdışı bağlantımız olmadığı için yakın zamanda maalesef böyle bir gelişme olacak gibi görünmüyor.
İlham aldığınız, etkilendiğiniz, tüm grup elemanlarının çok sevdiği birkaç grup sayabilir misiniz?
Başer: Alice In Chains, Metallica, Opeth, Gorefest, Gojira, Sylosis ve Alter Bridge örnek verebiliriz.
Geleceğe dönük hedef ve projeleriniz neler? Türkiye’de yaptığı müzik ile hayatını sürdürebilen müzisyen sayısı çok az maalesef. Sizleri bir noktada vazgeçme eşiğine getiren durumlar oluyor mu? Oluyorsa bu aşamada devam etmenizi sağlayan motivasyon kaynağınız nedir?
Başer: Benim aklımda daha fazla albüm yapmak ve sahnelerde daha fazla beste çalmak gibi bir istek var. Cover’ı tamamen bırakmak istemiyorum tabii ki ama yavaş yavaş başka bir şeye evrilmemiz gerektiğini hissediyorum. Zamanla gerçekleşir elbet böyle şeyler, şimdiden kesin konuşmak doğru değil. Zamanında çok fazla sıkıntıya düşüp bırakmak istediğim oldu benim mesela. Bırakmak isteyince mutlaka mantıklı sebepler bulursunuz. Nihayetinde bu iş çok da mantıklı insan işi sayılmaz. Ama beni devam ettiren faktör, hayatta en iyi yaptığım şeyin müzik yapmak olduğu gerçeği. En azından hayatımda en çok emek harcadığım alan bu. O yüzden kendimi devam etmeye mecbur hissediyorum ve bir süre daha böyle hissedeceğim gibi duruyor.
Yetkin: O eşiğe ben de sık sık geliyorum ama hayatımda yaptığım, yapabileceğim hiçbir şey müziğin doldurduğu boşluğu doldurabilecek kadar değerli değil. Zaman ne gösterir, hem bireysel hayatlarımızda hem Razor kariyerinde nereye gideriz bilemeyiz ama kesin olan tek şey karakterlerimiz, düşüncelerimiz çok farklı bile olsa Razor olarak çaldığımız her notadan, birlikte çalmaktan ve bu macerayı birlikte yaşıyor olmaktan çok fazla keyif alıyoruz. Sanırım en önemli motivasyon kaynağımız bu.
meltem.ozkan@demiroren.com.tr