05.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
ASU MARO
Kendisi ve oyunları hakkında bilinenler, hiç de adının hak ettiği kadar değil aslında... William Shakespeare. Tiyatroya giden gitmeyen kime sorsanız duymuştur bu adı. Herkese sahneyi çağrıştıracak birkaç sözcükten biridir...
Devamını getirecek olursak... Artık reklamlardan şarkılara, önü sonu bilinmeden slogana dönüşmüş “Olmak ya da olmamak” cümleciği... Belki elindeki kafatasıyla konuşan adam; Hamlet, ondan sonra Othello, Macbeth gibi birkaç isim, hadi bilemediniz bir de ünlü aşıklar Romeo ve Juliet, Shakespeare denince akla gelenler...
‘Değnek sallayan’ isim
Elimizdeki kitap, “Benim Adım Shakespeare”, ünlü yazar hakkında derinlemesine bilgiler içermiyor elbette ama, genel bir fikir sahibi olunmasını sağlıyor en azından.
Sonuç olarak 10 yaş üstü çocuklar için yazılmış bir kitap bu ve “Komser Şekspir”den biraz daha fazlasını bilen bir genç yetiştirme amacına son derece uygun.
Akıcı, rahat okunan bir dille William Shakespeare’in kendi ağzından dinliyoruz 23 Nisan 1564’te başlayıp tam 52 yıl sonra aynı gün sona eren hayat hikayesini. Önce biraz doğup büyüdüğü yılların İngilteresi’yle ilgili bilgi veriyor, ardından dönemin edebiyat ve tiyatro akımlarına, önemli yazarlarına geçiyor.
Böylelikle Shakespeare’in nasıl bir kültürel ortama doğduğunu, kimlerden, nelerden etkilendiğini az buçuk tahmin etmek mümkün oluyor.
Ardından sekiz çocuğun üçüncüsü olarak dünyaya geldiği aileyi, gittikleri kiliseyi, okulda onu etkileyen dersleri anlatıyor kısa kısa. 14 yaşındayken eldiven imalatçısı babası ekonomik açıdan zor bir dönem geçirdiği için okulu bırakıp kasap çırağı olarak çalışmaya başlamasını, 18’inde evlenip çoluk çocuğa karışmasını, Starford’da başlayıp Londra’da devam eden oyunculuk hayatını, ona bu serüveninde destek ve köstek olanları bir bir dinliyoruz Shakespeare’den.
Onu kıskanıp hakkında berbat bir eleştiri yazan ve hakaret etmeye çalışırken yaptığı kelime oyunuyla soyadını ‘Shakspear’den ‘değnek sallamak’ anlamına gelen ‘Shakespeare’e dönüştüren dramaturg Robert Greene’i de anmadan geçmiyor hikayesini anlatırken.
O dönem oyuncuların toplumda kabul görmediğini, ‘düşük hayat yaşayan kimseler’ olarak değerlendirildiğini söyledikten sonra da hayatının onu asıl ölümsüz kılacak dönemine geçiyor: Bu ortamda öne çıkmak ve seyircinin iyi bir tiyatro eserine olan açlığını doyurmak gibi niyetlerle başladığı oyun yazarlığına...
Hamlet nasıl çıktı?
Bu arada hayatındaki önemli kayıpları, üzüntü ve sevinçleri de anlattığı için bazı eserlerini hangi ruh hali içinde yazdığını da öğrenmek mümkün oluyor.
Gelgelelim iki ünlü oyununu, “Romeo ve Juliet” ile “Hamlet”i ortaya çıkış koşulları ve konusuyla bir anlatıyor ki, böyle özetlenince Shakespeare’in neden Shakespeare olduğunu anlamak pek mümkün değil: ”Juliet ölü taklidi yapar, Romeo onu öldü zanneder, kendini öldürür, sonra Juliet uyanır, Romeo’nun öldüğünü görünce kendini öldürür. İki aile mezar başında barışır...” gibi bir özet... Ama tabii bir fikir veriyor yine de.
İspanyol Ferran Alexandri’nin yazıp Farah Yurdözü’nün Türkçeleştirdiği kitap, Violeta Montreal’in renkli, sevimli illüstrasyonlarıyla daha da neşeli bir hale gelmiş. Kapağında ‘büyük yakalı’ kostümüyle William Shakespeare’in sureti, arka kapakta meşhur kafataslı prens Hamlet var, ilk sayfada ise tabii ki bir mürekkep hokkası ve tüylü kalem.
Kısacası 52 yıllık bir hayatın ve yüzyıllarca yaşayan oyunların çok ana hatlarıyla derlenip toplanıp hap şeklinde sunulduğu 60 sayfalık bir küçük kitap “Benim Adım Shakespeare”. Çocuğunuz için ölümsüz bir yazarın dünyasına aralanan bir kapı, bir kısa ısınma turu olarak önerilir.