Kültür SanatBeyaz perdenin Lady Di’leri

Beyaz perdenin Lady Di’leri

31.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Kristen Stewart, Jean Seberg’den sonra bir kez daha yakın tarihin çok konuşulan, hayatı trajik bir şekilde sonlanan kadınlarından birini, tıpkı Seberg gibi sarışın ve kısa saçlı Lady Diana’ya hayat verdiği “Spencer” ile karşımıza geliyor. Venedik’te ilk kez görücüye çıkmasıyla Stewart’ın performansı büyük beğeni toplamış ve Oscar adaylığına göz kırpmışsa da, Stewart, Lady Di’ye hayat veren ilk aktris değil

Beyaz perdenin Lady Di’leri

Burçin S. Yalçın - Şu sıralar Lady Diana, Şilili usta yönetmen Pablo Larraín’in kamerasından süzülen harika bir Kristen Stewart performansıyla yeniden gündemimizde. Adını Diana’nın kızlık soyadından alan “Spencer”, eğer  Larraín’in “Jackie”de yaptığı gibi “karakterin iç dünyasına odaklanan” vizyonundan nasibini almışsa, yine çok konuşulacaktır. Nitekim filmin hikâyesi tıpkı “Jackie”de olduğu gibi yine kısıtlı bir zaman diliminde, bir hafta sonunda geçiyor.

Haberin Devamı

“Spencer”ın en ses getirecek öğesi ise hiç kuşku yok ki Kristen Stewart olacaktır. Yaşarken attığı her adımı gerekli gereksiz tartışılan Lady Diana’ya film ve dizilerde hayat veren aktrisler de çoğunlukla bir şekilde dillere pelesenk olmayı başarıyorlar. Bu fazladan ilginin Lady Diana etkisinden olduğunu söylemeye gerek yok tabii.

Temmuz 1981’de evlendiklerinde Diana ve Prens Charles bu denli sansasyonel bir evlilikleri olacağını tahmin etmişler midir bilinmez ama evlendikten 14 ay sonra, daha düğün davetiyelerinin mürekkebi kurumamışken, haklarındaki ilk film Amerikan ABC televizyonu tarafından çekilmiş ve yayına hazırlanmıştı. “Charles & Diana: A Royal Love Story” adlı bu filmde Diana’ya daha sonra Timothy Dalton’lu iki Bond filminde Moneypenny’yi canlandıracak Caroline Bliss hayat veriyordu. Bliss tabii ki henüz cicim aylarını yaşayan bu ilişkide hayat dolu ama sürekli göz önünde olmanın sıkıntılarını da ilk günden çekmeye başlayan bir Diana portresi çiziyordu.

Haberin Devamı

Aynı yıl bir başka Amerikan televizyonu, CBS kanalı yine “düğün” konseptiyle “The Royal Romance of Charles and Diana” isimli bir filme imza attı. Bu film, ABC’nin filminden yalnızca birkaç hafta sonra TV’de gösterildi. Diana’yı bu sefer New York doğumlu ama Londra’da büyümüş aktris Catherine Oxenberg canlandırıyordu. CBS’in filmi o dönemde basının da Diana’yı resmettiğine yakın bir şekilde, bir peri masalı tadında yaklaşıyordu Diana ve Charles’ın aşk hikâyesine.

Morton’un kitabı

Amerikan televizyonlarının Diana’ya ilgisi ne hikmetse bitmiyor! 1992’de CBS bir kez daha “The Women of Windsor” isimli televizyon filmiyle Windsor ailesine gelin giden iki kadının, Prenses Diana ile York Düşesi Sarah Ferguson’un hikâyelerini anlatmaya soyundu. Diana’yı fiziksel olarak ona çok benzeyen ve ilk oyunculuk denemesi olan Nicola Formby, Ferguson’u Sallyanne Law canlandırıyordu.

Film Galler Prensesi ile York Düşesi’nin evliliklerine içeriden bakma derdindeydi. Formby’nin Diana yorumu çok düz bulundu. Doğrusu, aktrisin oyunculuğa sonrasında pek devam etmediğini görmek de bu yüzden şaşırtıcı olmasa gerek.

Haberin Devamı

Amerikan televizyonları yemeyip içmeyip Diana biyografileri çekmeyi sürdürmüşler! 1993’te bu kez NBC kanalı “Diana: Her True Story” ile Andrew Morton’un o yıllarda çok satan kitabından uyarladı hikâyeyi. Lady Di’de bu kez Kristin Scott Thomas’ın kız kardeşi Serena Scott Thomas’ı izliyorduk. O yıllarda gerçek hayatta da Diana ile Charles’ın ilişkileri çoktan kopma noktasına gelmişti. Morton’un kitabı önemli bir kaynaktı ve film de kitap gibi Diana ve Charles’ın fırtınalı evliliklerine içeriden bakıyordu. Scott Thomas’ın Diana’sı bu filmde son derece zarifti.

1996’da yine CBS kanalı “Princess in Love” ile bu kez Diana’nın evlilik dışı aşklarına odaklanan bir filme imza attı.Yine bir kitap uyarlamasıyla… Bu kez rol İngiliz yıldız Julie Cox’a emanetti. Cox fiziksel olarak Diana’nın neredeyse tam zıttıydı: Esmer ve kısa… 1.78 metre uzunluğundaki Diana’yı 1.63’lük bir aktrisin canlandırması eleştirileceklerin başında geliyordu.

Haberin Devamı

Alkışa değer performans

1997’de Diana talihsiz bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Ertesi yıl İngiliz televizyonlarında “Diana: A Tribute to the People’s Princess” gösterildi. Bu TV filmi Diana’nın son yıllarına, Dody Al Fayed’le ve çocuklarıyla ilişkisine odaklanıyordu. Diana rolünde yine tanınmamış bir isim, Amy Seccombe vardı.

2007’de TLC kanalı yine TV için bir belgesel çekti. “Diana: Last Days of Princess”, orijinal isminin de belirttiği üzere, Diana’nın son yıllarına odaklanıyordu. Belgeselin yeniden canlandırma bölümlerinde Lady Diana’ya İrlandalı aktris Genevieve O’Reilly hayat veriyordu. O’Reilly rolünü hayli ciddiye almış ve prensesin gerçekçi bir portresini ortaya koymuştu.

2013’te nihayet Hollywood ciddi bir prodüksiyonla Diana’ya dikkate değer bir bakış fırlatmıştı. Gel gelelim, başrolde Naomi Watts’ın parladığı “Diana”, pek iyi eleştiriler alamadı. Filmin övgüye değer az sayıdaki yönünden biri Watts’ın performansıydı. Watts hem fiziksel hem de ruhsal olarak kusursuz bir Diana olmuştu. Film, Diana’nın ölmeden önceki son iki yılında Pakistan asıllı kalp cerrahı Hasnat Khan’la yaşadığı gizli aşkı konu alıyordu.

Haberin Devamı

2018’de “Harry & Meghan” başlığı altındaki bir dizi TV filminde bu sefer Bonnie Soper can veriyordu Lady Diana’ya. Diana’nın oğlu Harry’nin Meghan’la aşkını anlatan filmde Soper’ı elbette geçmişe dönüş sahnelerinde izliyorduk.

Bol ödüllü “The Crown” dizisinin merakla beklenen dördüncü sezonunda da sahneye Lady Diana çıkıyordu ve bu sefer Emma Corrin’den alkışa layık bir performans geliyordu. Bu rolüyle Altın Küre kazanan Emma Corrin, dizinin beşinci sezonunda bayrağı Elizabeth Debicki’ye teslim edecek. Elizabeth Debicki kâğıt üzerinde kusursuz görünse de bu sefer 1.90 metrelik boyuyla performansı nasıl olacak, merak etmemek elde değil.