Afrika’nın diz çökmeyen ezgileri

Melisa Vardal - Kendisine Fatou diye hitap edilmesini isteyen şarkıcı dinleyicileri şarkılarında rengârenk bir dünyaya yolculuğa çıkarıyor. Ancak şarkıcının bu rengârenk dünyaya geçiş yolculuğu pek çok zor eşiği aşıyor. 1982’de Mali’de doğan Fatou’nu çocukluğu babasının grubunda dans ederek geçiyor. Okula gitmeyi reddeden Fatou bir Afrika geleneği nedeniyle teyzesinin yanına gönderiliyor ve 10 yıl boyunca ailesini görmeden büyüyor. Teyzesinin oyuncu bebeğine bakıcılık yaparken setlerde yıldızı parlayan Fatou ilk rolünü “Kadının Gücü” adlı filmde alıyor. Güzelliğiyle dikkat çeken Fatou, 1999 yapımı “La genèse” filminde kariyerinde yeni bir çığır açarak aktör Sotigui Kouyaté ile birlikte rol alıyor ve 18 yaşına bastıktan sonra tiyatro yapmak için Paris yollarına düşüyor. Kulağa güzel gelen tüm bu hikâyenin sonu ise ailesinin onu evlendirmek istemesiyle geliyor.

Şarkıları kadınlar için

Mali’de bekâr bir kadının reşit olmayan bir çocuktan daha fazla hakkı olmadığı için Fatou canlı yayında oyunculuğu bıraktığını açıklıyor. Fakat Fatou tüm bu yaşananlara daha fazla boyun eğmeyerek evden kaçıyor ve tiyatroya geri dönüyor. Sahnede mırıldandığı bir şarkı onun için yeni bir dönem açıyor ve Fatou Paris’te farklı mekânlarda sahne almaya başlıyor. Oumou Sangaré ve Dee Dee Bridgewater’ın albümlerinde arka vokalistliği üstleniyor. Kısa sürede ün kazanan sanatçı müzikallerde rol aldıktan sonra “Gitarı yalnızca erkekler mi çalar?” sorgulaması ve Afrikalı bir kadın sanatçı olan Rokia Traoré’nın desteğiyle eline gitarı alıyor. 2011 yılında kendi adını taşıyan albümünü yayınlayan Fauto bu alandaki yeteneğini de ispatlamış oluyor. Takvimler 2018’i gösterdiğinde ikinci albümü “Fenfo”yu yayınlayan sanatçı toplumsal sorunlara dikkat çekerken aşkı da şarkılarından eksik etmiyor. Ancak en büyük mücadelesi kadınlar için… Şarkılarıyla kadınları yüreklendirdiği kadar yer aldığı sosyal sorumluluk projeleriyle hemcinslerine destek oluyor.