Çoğumuzun ilk defa depremle tanıştığı 17 Ağustos 1999 tarihinin üzerinden 14 yıl geçti. Peki, bu dönemde depreme nasıl hazırlandık? Depremin hemen ardından hazırlanan
deprem çantaları hala evinizin kolayca ulaşılabilen bir yerinde duruyor mu? Oturduğunuz bina depreme dayanıklı mı? Ya binanızın temeli? 7,5 şiddetindeki 99 depreminde 18 bin kişi hayatını kaybetmişti. Bu ölümlerin tamamına yakını göçükler altında gerçekleşti. Ancak deprem kuşağında yer alan bir ülke olmamıza rağmen bugün Türkiye’deki her 100 kişiden 70’i depreme hazırlıksız. Olası bir depremde yeni acılar yaşamamak için deprem konusundaki bilinç artışının acilen sağlanması ve depreme dayanıklı binaların tercih edilmesi şart.
İnşaat sektöründe 25 yıldır pek çok projeye imza atan
Yalçıntepe Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçıntepe, 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde açıklamada bulunarak; “Türkiye’de konut alan kişilerin yaklaşık
yüzde 80’i ev satın alırken veya kiralarken binanın deprem güvenliğini araştırmıyor. Oysa deprem gerçeği şakaya gelmeyecek bir konu. Bu yüzden konut satın alırken projenin ve dairenin özellikleri, dış görünüşü ve sosyal donatılarından önce depreme karşı dayanıklı olup olmadığı sorgulanmalı. Binanın balçık mı, kum mu yoksa kaya zeminde mi olduğu öğrenilmeli. Proje henüz inşaat aşamasındaysa zemin raporuna da bakılabilir. Ardından proje de aynı titizlikle incelenmeli. Binanın tekniğine uygun yapılması, çok iyi bir statik projeye sahip olması gerekiyor. Zeminin sağlamlığı ve binanın Deprem Yönetmeliği’ne uygun olması hayati önem taşıyor.” dedi.
Deprem için bugüne kadar yapılanlar çok yetersiz!
Yapı Denetim Yasası’nın 2011 yılına kadar sadece 19 ili kapsadığını belirten Mehmet Yalçıntepe, “Türkiye’deki 81 ilin 55’i Birinci Derece Deprem Bölgesi’nde yer alıyor. Sadece bu
bilgi bile alarm durumuna geçmemiz için yeterli. Depremin oluşturacağı hasarları en aza indirmek için inşaat firmaları, mühendis ve mimarlardan halkımıza kadar herkese bir rol düşüyor. Dayanıklı yapılar inşaat etmek ve halkımızı depreme karşı bilinçlendirmek gerekiyor. Ülkemizdeki ortalama bina yaşı 50. Tabi bu rakam inşaatların kalitesine ve güvenilirliğine göre değişiyor. Bu nedenle güvenilir firmalardan, mümkün olduğu kadar yeni projeleri tercih etmekte fayda var.” şeklinde konuştu.
Japonya deprem konusunda çok iyi bir örnek
99 depreminde resmi kayıtlara göre 18 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Mehmet Yalçıntepe, 2011 yılında yaşanan 7,2 şiddetindeki Van depreminde de yine maalesef binlerce kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Yine 2011 yılında Japonya’da yaşanan depremin ise 9 şiddetinde olduğunu ifade eden Yalçıntepe, “Japonya depreminde yıkılan binalar, enkaz altındaki insanlar gibi tablolarla karşılaşılmadı. Binalar sapasağlam ayakta kaldı. Tek zararı deprem sonrasında oluşan tsunamiden gördüler. Bu nedenle Japonya depreme dayanıklı binalarıyla ülkemiz için çok iyi bir örnek.” dedi.