34 yıldır ormanda yaşıyorlar
34 yıldır ormanda yaşıyorlarBursa'da, çobanlık yaparak geçimlerini sağlayan aile, 34 yıldır ormana kurdukları çadırda teknolojiden uzak bir hayat sürüyor.Tam bir göçebe hayatı yaşayan Hüseyin Taşkın (52) ve Nihal Taşkın (54), hayatlarını ormanların içinde çadırda yaşayarak geçiriyor. Büyükorhan'ın Gedikler köyünde dünyaya gelen Hüseyin Taşkın, 20 yaşında baba mesleği olan çobanlık yapmaya başladı. Hüseyin Taşkın, eşi Nihal Taşkın'la birlikte ormanların içine kurdukları çadırda kalarak keçi otlatıyor. 34 yıldır çadırda yaşayan aile keçi bakıyor. Yaz kış dağda yaşayan aile hayatlarından memnun.KÖYLÜLER KAR YAĞINCA GİDİP KONTROL EDİYOR Büyüttükleri keçilerin bir kısmını oğlak olarak satan aile, bir kısmını da kurbanlık olarak satıyor. Keçilerinden sağdıkları sütlerle peynir ve tereyağı yapan aile, bunları aydan aya pazara inerek satıyor. Doğayla iç içe ve teknolojiden uzak bir hayat yaşayan aileyi köylüler kar yağdığında başlarına bir şey mi geldi diye gidip kontrol ediyor. 2 çocukları olan ailenin çocuklarından biri madende çalışıyor.
11.09.2019Yaşam
Üç kuşaktır turşu kuran köy, göç vermiyor
Üç kuşaktır turşu kuran köy, göç vermiyorTürkiye'nin önemli turşu üretim merkezlerinden Bursa'nın Orhangazi ilçesine bağlı bin 800 nüfuslu kırsal Gedelek Mahallesi'nde nüfusun yüzde 90'ı geçimini turşu üretiminden sağlıyor. Mahallede yaklaşık 70 yıldır doğal yöntemlerle üretilen turşular, ülkenin dört bir yanına ve yurt dışına gönderiliyor. Hemen herkesin en önemli geçim kaynağı olan turşu üretimi sayesinde mahalleden büyük şehirlere göç verilmiyor. Daha önce köy olan ancak büyükşehir sınırlarına dahil edilmesinin ardından mahalle statüsüne geçen kırsal mahallenin muhtarı Mehmet Dönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1950'li yıllardan beri üretilen turşunun mahalle halkının ana geçim kaynağı haline geldiğini söyledi. Dönmez, doğal yöntemlerle yaptıkları turşunun yurt içi ve yurt dışından yoğun talep gördüğünü belirterek bu yıl yaklaşık 2017-2018 sezonunu 70 bin ton ürün satarak kapatmayı hedeflediklerini kaydetti. Mahallede 12 ay turşu üretildiğini anlatan Dönmez, "Mahallemizin yüzde 80-90'ı turşuyla bağlantılı iş yapıyor. 70 imalathane var. Turşu bizim birinci gelir kaynağımız. Çoğu üçüncü kuşak imalathanelerde 35 çeşit turşu üretiliyor." diye konuştu. Dönmez, mahalle nüfusunun yaz aylarında 5 bine kadar çıktığına işaret ederek "Dışarıya göç vermiyoruz. Aksine farklı kentlerden buraya çalışmaya gelenler var. Turşu sayesinde çoğu insan evine ekmek götürüyor." ifadelerini kullandı. - "Kimi üretiyor kimi nakliyesini yapıyor" Gedelek Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mustafa Şener, "Gedelek Turşusu"nun tadını bölgeden çıkan Pınarbaşı Suyu'ndan aldığını belirtti. Şener, üç kuşaktır üretilen turşuların dünyanın birçok ülkesine ihraç edildiğini dile getirerek "Köyümüz 400 hane. Buradakilerin yüzde 90'ının ana geçim kaynağı turşuculuk. Kimi üretiyor kimi nakliyesini yapıyor. Herkesin turşuda emeği var." dedi.
11.09.2019Haberler
Oturulamaz denilen evde ulaşımını teleferikle sağlıyor
Oturulamaz denilen evde ulaşımını teleferikle sağlıyorRize'nin Çayeli ilçesi Çukurluhoca köyünde, 72 yaşındaki Mehmet Taşçı, 2 yıl önce bölgede meydana gelen heyelanın ardından 'oturulamaz' raporu verilen evinde, eşi ve oğluyla yaşamayı sürdürüyor. Gidecek başka yerleri olmadığını söyleyen Taşçı Ailesi, 2.5 kilometrelik dik yolu yürümeyi göze alamadıkları zamanlarda evlerine ilkel teleferikle gidip geliyor.Çayeli ilçesi Çukurluhoca köyünde, Taşçı Ailesi'nin yaşadığı evin yakınında 2 yıl önce heyelan meydana geldi. Eve, alt kısmında kopan toprak kütlesi nedeniyle 'oturulamaz' raporu verildi. Ancak gidecek yeri olmayan Mehmet Taşçı, eşi Güldane ve oğlu Hamit Taşçı ile birlikte heyelan tehlikesine rağmen evde yaşamayı sürdürüyor. Taşçı, tehlikeye rağmen 2.5 kilometre dik yolu yürümeyi göze alamadığı zamanlarda evine ilkel teleferikle gidip geliyor. Taşçı, 310 metre uzunluğa sahip eğimli yamaca kurulu ilkel teleferikle ana yoldan evine ulaşıyor.'YAĞAN HER YAĞMURDA KORKUYORUZ' Heyelandan sonra evine 'oturulamaz' raporu verildiğini anlatan Mehmet Taşçı, kendisine verilecek evi beklediğini söyledi. Taşçı, "Devletimizin bize ev vermesini bekliyoruz ya da kendi gücümüz ile evimizin altını beton yapmayı düşünüyoruz. Yağan yağmurlarda çok korkuyoruz ama gidecek başka yer de yok. Son yağan yağmurda ırmaklar taştı, hiçbir tarafa gidemedik. Evde kaldık. 'Kaptan gemiyi en son terk eder' dedik yattık, uyuduk" dedi.'KORKSAM DA BİNİYORUM' Evlerine gelen araç yolunun heyelanda hasar gördüğünü belirten Mehmet Taşçı, "Yolumuz kapalı ben de teleferikle işlerimi görüyorum. Mecbur kaldığımda bu teleferiğe korkarak da olsa biniyorum. 310 metre uzunluğunda bir teleferik. Dere üzerlerinde yerden yüksekliği 200- 300 metreye çıkıyor. Ana yoldan eve gelen dik patika yolu çıkmaktansa bu teleferiğe biniyorum" diyerek en kolay çözümün bu olduğunu belirtti.Yaşanan heyelanlarda evlerinin deprem olur gibi sallandığını belirten Güldane Taşçı da "Son heyelanda çok korktuk ama bir
11.09.2019Yaşam

Benzer Haber Etiketleri