Cavit Çağlar
Türk işadamı ve siyasetçi.Lise mezunudur. XVIII., XIX.ve XX. Dönem Bursa Milletvekiliği ve Devlet Bakanlığı yaptı. Evli ve üç çocuk babasıdır. Nergis Holding'in sahibidir. Bursa'da yayın yapan Olay TV ve Olay Medya Grubu Bünyesinde Yayın Yapan Olay Gazetesi ve 90.5 Olay FM Radyolarının da sahibidir. Ayrıca Mesut Yılmaz'a hakaret edip açılan davayı kaybetmesiyle ve mahkeme sonunda kefalet ödemeye mahkûm edilmesiyle bilinmektedir. Olayın ardından Çağlar aşağıdaki açıklamayı yaptı:« Parası ile değil mi, bir daha öderim. » Politika öncesi hayatı 1944′te Yunanistan Gümülcine doğumlu olan Cavit Çağlar’ın ailesi 1946 senesinde Türkiye'ye kaçıp Akhisar'a yerleşmiştir. Maddi sıkıntı yüzünden benzincide çalışıp, araba camı sildiğini söylemiştir. Babası 1961 senesinde veremden vefat eden Cavit Çağlar liseyi bitirdikten sonra 1963 senesinde ailesi ile istanbul'a taşındı ve Cavit Cağlar Mahmutpaşa'da dayısının ayarladığı bir işte tezgâhtarlık yaparak işe başladı. Dönemin zengin Musevi tüccarlarından tekstil mesleğini öğrendiğini ve Sultanhamam üniversitesinden mezun olduğunu söylemiştir fakat Aksiyon dergisinin Sultanhamam ile ilgili bir yazısında İstanbul’da kaldığı iki üç sene içinde İrfaniye Çarşısında astar sattığı belirtilmiştir. 1967′de babasından kalan 16bin lirayı sermaye yaparak bir arkadaşı Sebahattin ile Bursa’da Uygun İpek isimli bir firma kurmuştur ve Yapı Kredi bankası AŞ'den 75 bin liralık ilk kredisini almıştır. Aynı sene Ankara’da askerlik yaparken dönemin Genelkurmay Başkanı Cemal Tural’ın kendisini çok sevmesi sebebi ile süresiz izin kağıdı verdiğini ifade etmiştir. 1968 senesinde Adalet Partisi Gençlik Kolları’na katılmıştır. 1970 senesinde 24 yaşında Nursal Hanım ile evlenip dayısı Şükrü Şankaya ile ortak olup kumaş ticaretine başlamıştır. Dayısı Şükrü Şankaya 1973-1974 sezonunda Bursaspor Kulübü başkanlığı görevini üstlenmiştir. Çağlar’ın kendi deyimiyle yükselişe geçtiği dönem 1977-1980 Ecevit dönemidir, o dönem için, “Bana enflasyon zengini diyebilirsiniz” demiştir.Dayısıyla birlikte Nergis Tekstil isimli şirketi 1979′da kurdu. 1983 yılında Yeşim Tekstil’i kurdular. 1980′li yılların sonuna gelindiğinde 30 şirket ve 16 binin üzerinde çalışanı olan Nergis holdingin patronuydu. 1981 senesinde Bursaspor başkanı olunca halk tarafından tanındı. Eski dışişleri bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Cavit Çağlar’ı 1980 sonrasında siyaset yasağı altında bulunduğu bir dönemde Süleyman Demirel ile tanıştırır. Bu dönemde Cavit Çağlar’ın iddiasına göre Demirel’in işsiz kalan arkadaşlarına; sekiz bakana; fabrikalarında iş vermiştir. Özal'ın Cavit Çağlar’a 1982'de siyasete katılma ve parti kurma teklifi götürdüğü iddia edilmiştir. ama Demirel onun siyaset dünyasına girmesini sağlamıştır ve sonraları manevi oğlu olarak anılmaya başlanmıştır. 1987′de Bursa'dan DYP milletvekilli seçildi fakat bu ANAP iktidarı döneminde sıkıntı yaşamıştır.Güneş Taner'in ekonomiden sorumlu olduğu 80’ler döneminde dönemde Cavit Çağlar'ın şirketlerinin Ziraat Bankası'na olan kredi borcu büyümüştü. 1987 yılında 16 Milyar 552 Milyon Lira olan Aksoylar ve Nergis şirketlerinin borçları takibat sonucunda 1989 yılında 75 Milyar 138 Milyon Liraya çıkmıştı. Borç tutarı, bankanın uyguladığı birleşik faiz sonucunda 31 Aralık 1991 tarihinde 242 Milyar 795 Milyon liraya yükselmişti. 25 Şubat 1988 tarihinde Çoşkun Ulusoy'un yönettiği Ziraat Bankası’na bir geri ödeme planı ile başvuran Cavit Çağlar reddedilmişti. 1991 senesine kadar Ziraat bankası tarafından Çağlar ve şirketleri üzerine 50 adet ipotek ve haciz koyduruldu. Toplam 11 bankaya borcu olan Çağlar’ın ANAP iktidarı döneminde Ziraat Bankası ve Vakıfbank'a 100 milyar lira kredi borcu vardı. Bu dönemin devlet Bakanı olan Güneş Taner 1989 senesinde kendisi için gazetelere "istersem 24 saatte işini bitiririm" demiştir. Cavit Çağlar 1988′de Demirel'e danıştıktan sonra Özal’a iş hayatındaki sıkıntılarını anlattığını ve Özal’ın ANAP'a katılmasını istediğini iddia etmiştir. Cavit Çağlar 20 Ekim 1991 seçimlerini takiben DYP iktidara geçince Hazine'den ve Ziraat Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı olmuştur.Bakanlık Yılları ve Ziraat Bankası "Demirel'in kara gün dostuyum, servetim ona feda olsun" diyen Cavit Çağlar 20 Ekim 1991 seçimlerini takiben kurulan hükümette Demirel tarafından bakan yapılmıştır. 1991-1992 yıllarında Cavit Çağlar Hazine'den ve Ziraat Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapmıştır. Demirel, Bakanlar Kurulu toplantısında koalisyon ortağı Erdal İnönü'yü soluna oturturken, sağına da Cavit Çağlar'ı oturtmuştu. Çağlar'ın Ziraat Bankası'na 399 milyar liralık borcunu 176 milyar liraya indirdiği iddialarının sonunda Adnan Kahveci "Kamu bankalarının Cavit Çağlar'a teslim edilmesi, ciğerin kediye emanetinin belgesidir" demiştir. Çoşkun Ulusoy'un başkanlığındaki Ziraat bankası ile anlaşarak 242 Milyar liranın üzerinde olan borcunu 169 milyar olarak hesaplayarak geri ödeme planı oluşturmuştur. Kredi borcu yıllık yüzde 50 basit faizli olarak 5 sene ertelenmiştir. Devlet tahvil faizlerinin yüzde 85 - 90 (yıllık birleşik faiz yüzde 116 - 125) olduğu bu dönemlerde yıllık yüzde 50 ve basit faiz uygulaması ile Cavit Çağlar'ın 5 yılda en az 125 milyar lira sağladığı iddia edilmiştir.[14]. Bu tarihe kadar Türkiye'de zora düşmüş hiçbir şirkete böyle bir uygulama yapılmamıştı, ve oysa Çağlar'ın şirketlerinden hiçbiri zora düşmemiş faaliyetlerini durdurmamış, işçi çıkartmamış, iflas veya konkordato işlemine başvuracak hale gelmemişlerdi. Nisan 1993'te Ziraat Bankası’nın 1988’den beri Genel Müdürü olan Coşkun Ulusoy,kendisinin Çağlar dosyası için acilen mahkemeye verilmesini Demirel'den basın aracılığı ile talep etti. Fakat Süleyman Demirel "Kimden istiyor yargılanmayı? Ben mahkeme değilim ki! Bizden mahkemenin yapacağı iş istenmez" diyerek yanıt vererek bu sorumluluğun kendisinde olmadığını belirtmişti. 11 Haziran 1993 günü ANAP Genel Sekreter Yardımcısı ve İçel Milletvekili Rüşdü Kazım Yücelen, Devlet Bakanı Cavit Çağlar ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Çoşkun Ulusoy hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. ve 13 Ocak 1994’te dosyanın kayıp olduğu oraya çıktı. Aynı gün başbakanlık seçimleri için İçişleri Bakanı İsmet Sezgin adaylığını açıkladı. Tansu Çiller, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Köksal Toptan ve Bedrettin Dalan aday olmuştu. Cavit Çağlar'ın ise adaylık için Süleyman Demirel'den izin isteyemediği konuşuluyordu. Çağlar ve bağlı olduğu Bursa delagasyonu grubu İsmet Sezgin'e destek verdi fakat 14 Haziran 1993 günü Çağlar'ın "siyasal rakibi" olarak nitelenen Tansu Çiller Başbakan oldu. Çiller'in başbakanlığında Cavit Çağlar'a bir bakanlık verilmedi ve kabine dışında kaldı. Seçimler öncesi Mayıs ayının ilk haftasında DYP tarafından ARAŞ Kamuoyu araştırma şirketine yaptırılan bir ankete göre "Kim genel başkan olursa, DYP'ye karşı soğukluk duyup DYP'ye oy vermekte tereddüt edersiniz? Kim genel başkan olmamalıdır?" sorusunda %41.37 oranında Cavit Çağlar'ı seçmişti. Ağustos ayında Cavit Çağlar erken seçime gidilmesi gerektiğini basınla paylaşmaya başladı. Güneş Taner'in Ekonomiden sorumlu bakanlığa getirilmesi ile de Cavit Çağlar milletvekilliğinden istifa etmiştir ve Bursa Bağımsız Milletvekili olmuştur.1996 - 1999 İnterbank Hazine tarafından 20.6.1994 tarihinde gözetime alınan İnterbank Çukurova grubu tarafından 16 Şubat 1996 tarihinde Çağlar'a satıldı. Prof. Dr. Tezer Öcal 20 Mart 1996'da denetçiliğe, Hazine murakıbı Abdullah Soydaş 10.5.1996'de yönetim kuruluna atanmıştı. 7 Ocak 1999'da TMSF'ce Interbank'a el konuldu ve yeni yönetim atandı. TMSF’nin araştırmalarının temeli olan iddialara göre Mehmet Emin Karamehmet bankayı satmadan önce Cavit Çağlar yakınları ve tanıdıklarının kurduğu paravan şirketlere 250 Milyon dolarlık kredi açmıştı, bu açılan krediler daha sonra el altından Mehmet Emin Karamehmet’in Çukurova Grubu’na aktarılmıştı ki bankanın satış ücreti böylece ödenmişti.TMSF’nin araştırmalarına göre Interbank’tan Cavit Çağlar’ın paravan şirketlerine açılan kredi operasyonu şöyle idi: İlk aşama olarak Interbank, Çukurova Holding’ten Cavit Çağlar’a transfer olmadan önce seri kredi kararları vermişti. 6 Mart 1996'da yani Çağlar’a satıldıktan 18 gün sonra fakat geçiş gerçekleşmeden önce 112 milyon 823 bin dolarlık dövize endeksli açık kredi Çağlar'a ait olduğu sonraki davalarda iddia edilecek olan paravan şirketlerine verildi. Interbank, Cavit Çağlar’ın kurdurduğu firmalara 250 Milyon dolar kredi verdi. Cavit Çağlar’ın çaycı, odacı, şoför gibi mal varlığı olmayan şahıslara kurulan bu şirketler Interbank Genel Müdürlüğü’nün İstanbul Zincirlikuyu'da Büyükdere Caddesi üzerindeki Genel Müdürlük binasının yakınında bulunan Kasap Sokak’ta gözüküyorlardı. 11 Mart 1996 tarihinde İnterbank'ın Cavit Çağlar'ın Nergis Grubu'na geçişi gerçekleştirildi. İkinci aşamada, Çukurova Grubu’na 250 milyon dolarlık kredinin tamamı el altından aktarıldı. Hemen ardından Karamehmet, Interbank’ı Cavit Çağlar’a sattı. İddialara göre bu sayede para Karamehmet’e giderken 250 milyon dolarlık borcun resmi olarak Cavit Çağlar’da kaldığı gözükmektedir. TMSF, bu paranın hukuka uygun olmayan yöntemlerle Çukurova’ya aktarıldığını iddia etti ve bu parayı 12 yıllık yasal faiziyle birlikte 530 milyon dolar olarak Karamehmet’ten istedi. Hazine Müsteşarlığı Banka Kambiyo Genel Müdürlüğü, banka’nın Cavit Çağlar’a geçtiği sene içerisinde 20 Eylül 1996 tarihinde Devlet Bakanlığı'na yazdığı bir yazıda Cavit Çağlar'ın Nergis Grubu'nun da İnterbank'ı alır almaz "içini boşaltmaya" başladığını ve hatta Çukurova Grubu'na verilen banka bedelinin de İnterbank'tan çekilen kredilerle karşılandığından bahsedecekti. Cavit Çağlar'ın yurtdışı off - shore merkezlerde kayıtlı paravan şirketlere 136 milyon 266 bin dolar tutarında açık döviz kredisi kullandırdığı belirlenmişti. Interbank, Çağlar Grubu'na geçtikten sonra Çağlar'a ait şirketlere kredi kullandırmayı sürdürmesi Bankalar Kanunu'na aykırı idi. Yazıda bu yola gidilmesinde Nergis Grubu'nun kredi limitlerinin müsait olmamasının etkili olduğu belirtilmişti.Cavit Çağlar daha sonra Interbank satışında kandırıldığını ve bankanın risklerinin söylenenden çok daha fazla çıktığını söyleyecekti. BYM'ler 1996 - 97 ve 98 raporlarında Çukurova Holding'e yaptıkları uyarıyı Cavit Çağlar'a da yaptı. Çağlar yönetimi de Çukurova Holding gibi, uyarıları dikkate alacağını bildirmesine karşın, yine Çukurova gibi usulsüz kredi kullandırmaya devam etti ve 7 Ocak 1999'da TMSF'ce Interbank'a el konuldu ve yeni yönetim atandı. Yeni yönetim Cavit Çağlar ve dayısı Şükrü Şenkaya aleyhine 51.6 trilyonluk haciz kararı aldırdı.TMSF tarafından el konduktan sonra İnterbank'a hazineden 1,5 milyar dolar para aktarılmıştır. Hikmet Uluğbay'ın emriyle hazırlanan İnterbank raporunda daha birkaç yıl önce bakanlık koltuğunda oturan Cavit Çağlar'ın Cumhuriyet tarihinde en büyük banka soygununu yaptığı vurgulanıyordu. Çağlar ve Şankaya banka yönetiminde bulundukları 7 Aralık 1998 tarihinde kendilerine ait 48 şirkete toplam 375 trilyon 320 milyar lira tutarında kredi kullandırttı. Krediler geri dönmedi. 16 Ağustos 1999 tarihinde Interbank, eski Devlet Bakanı ve Bursa Milletvekili Cavit Çağlar ve dayısı Şükrü Şankaya'nın kredi müşterisi 50 şirkete toplam 149 trilyon 116 milyar 747 milyon lira kredi verdiğini iddia ederek, davalılar aleyhine faiziyle birlikte toplam 749 trilyon 666 milyar 776 milyon lira tutarında 'ihtiyati haciz' kararı alınmasını istedi. Faiz istemini reddeden mahkeme heyeti, Çağlar ve Şankaya aleyhine geri dönmeyen krediler nedeniyle toplam 349 trilyon 116 milyar 747 milyon tutarında haciz kararı aldı. Çağlar hakkında, Interbank'ın sahibi olduğu sırada yapılan işlemler nedeniyle 349 trilyon liralık yeni bir haciz kararı daha alındı. Mahkeme 400 trilyon liralık temerrüt faizi isteğini fazla buldu. Etibank'ın Cavit Çağlar'a satılmasıAtatürk’ün talimatıyla 1935 senesinde kurulan Etibank, Refahyol iktidarında yapılan ilk özelleştirme ihalesinde 20 Ocak 1997’de en yüksek fiyatı veren Doğan Kumaşçılık'a 185 milyon dolara satıldı. Ancak Doğan Kumaşçılık’ın sahibi Sabri Doğan 74 Milyon dolarlık ilk taksidi 7 Haziran 1997 tarihine kadar yatırmadığı için satış iptal edildi. 2 Ekim 1997'de ikinci kez yinelenen ihalede en yüksek teklifi 155 milyon 500 bin dolarla Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu İpek Ortak Girişimi verdi. Ancak Hazine, Çağlar Grubu'nun sahibi olduğu İnterbank'ın da mali durumu kötü olduğu için satış hakkında olumsuz görüş bildirdi. Bu kararın sahibi Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, 5 Aralık 1997’de istifa etti ve yerine 8 Aralık’ ta Yener Dinçmen Hazine müsteşarı oldu. Hazine ikinci bir rapor hazırladı ve bu raporda İnterbank’ın 64. madde kapsamında olduğundan söz edilmedi ve Çağlar’ın, yanına bir ortak alması durumunda Hazine’nin satışa onay vereceği belirtildi. Etibank ikinci en iyi teklifi veren Diler Grubu yerine Çağlar'ın Dinç Bilgin ile oluşturduğu Medya İpek Holding AŞ'ye 13 Ocak 1998'de devredildi. Bu karar ÖYK'da da onaylandı. Cavit Çağlar'a satışına olumsuz görüş bildiren Hazine de ikinci görüşünde, satışa olumlu görüş bildirdi. ÖYKnin bu kararının altında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, yardımcısı Bülent Ecevit ile Sanayi Bakanı Yalım Erez, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, Devlet Bakanı Işın Çelebi ile Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in imzaları ve Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen’in onayı yer alıyordu. Merkez Bankası Başkanı ise Gazi Erçel’di. Ancak Yalım Erez, kararın açıklanmasından sonra da 'Bu satışı onaylayan ÖYK üyelerinin hepsini Yüce Divan'da yargılar' demişti. Cavit Çağlar daha sonraları zorda olan interbank’ı ikinci bir banka ile takviye etmek için Etibank’ı almak ile suçlanacaktı.İpek Ortak Girişim Grubu 13 Ocak 1998'de Etibank’ı aldı. Cavit Çağlar İpek Ortak Girişim Grubu’nun %35’ini Dinç Bilgin’e ait medya holding e sattı. Dinç Bilgin ayrıca şahsi olarak %14 ek hisse aldı ve Dinç Bilgin’e ait hisseler böylece %49’a kadar çıktı. Ocak 1999 senesinde ise Sabah Medya Grubu ve Dinç Bilgin Ailesi Etibank’ın tek sahibi oldu. DGM Savcısı Ercan Cengiz, Etibank'ın Cavit Çağlar'a satılmasında usulsüzlükler belirlendiğini açıklamıştı. İddalara göre İnterbank'ın, Bankalar Kanunu'nun 64'üncü maddesi (mali durumu bozuk olan bankaların takibe alınmasını içeren madde) kapsamında olmasına rağmen Etibank'ın Cavit Çağlar'a satılması bir usulsuzluktu.. Bu konuda, dönemin Müsteşar Yardımcısı Osman Tunaboylu'nun hazırladığı, "Cavit Çağlar'ın sahip olduğu Interbank, Bankalar Kanunu'nda belirtilen yükümlülükleri yerine getirememiştir. Çağlar'a yeni bir banka satılamaz" yönünde bir rapor olduğu ve dönemin Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen'in, Tunaboylu'ya, İnterbank'ın takipte olduğundan söz edilmeyen yeni bir rapor hazırlattığı iddia edilecekti.1999- 2001 Ekonomik Kriz ve hukuki davaların başlangıcı Bursa Milletvekili Cavit Çağlar, Interbank'ı Merkez Bankası Mevduat Sigorta Fonu'na devretmesinin ardından fiili haciz işlemleri başlamıştı. 14 Ocak 1999 günü dönemin ekonomik krizinin de etkisiyle Etibank ve NTV hisselerini devretmiş ve ardından sahibi bulunduğu Interbank'a Mevduat Sigorta Fonu tarafından el konulmuştu. Bağımsız Milletvekili Bursalı işadamı Cavit Çağlar hakkında Interbank’ın başvurusu üzerine 51 trilyon liralık (158.4 milyon dolar) rekor bir haciz kararı alınmıştı.1999 Öcalan’ın Cavit Çağlar’ın uçağı ile yurtdışından getirilmesiBu süreç içerisinde 16 Mart 1999’da yakalanan PKK lideri Abdullah Öcalan Cavit Çağlar’ın üzerinde haciz bulunan uçağı ile yurt dışından getirilmiştir. Kendisine bunun nedeni sorulduğunda dönemin başbakanı Bülent Ecevit $200,000 ile en ucuz fiyatı Cavit çağlar’ın verdiğini belirtecektir. 26 Mayıs 1999 tarihinde Hazine Müşteşarlığının hazırladığı bir rapor ile Cavit Çağlar’ın Interbank’ta yaptığı hukuki işlemler özetlendi Interbank’a atanan genel müdür Kadir Günay Cavit Çağlar’ın Interbank adına aldığı paraların 1.5 Milyar dolar olduğunu açıkladı. 17 Ağustos 1999 günü DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin çıkardığı genel af kapsamından, rüşvet ve zimmet suçlarıyla ilgili 202. Maddesi ile banka boşaltmayı düzenleyen 503 ve 504. Maddelerin çıkartılmasına karar verildi. Anap lideri Mesut Yılmaz ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı bir sürpriz görüşme ile alınan karar sonucunda Cavit Çağlar af dışında kalmıştı. Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun Nesim Malki cinayeti ile ilgili hazırladığı raporda Çağlar’ın Nesim Malki’nin öldürüldüğü 28 Kasım 1995 tarihinde kendisine dönemin kuru ile 368 milyon dolar borcu olduğu iddiia edildi. 11 Kasım 1999 tarihinde İnterbank’ın yeni Genel Müdürü ve bankayı devlet adına yöneten Kadir Günay 10 ay süren araştırmasının sonuçlarını Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine sundu. Çağlar ve İnterbank iddaları ana başlıklar olarak şirketlerine açtığı geri dönmeyen krediler, NERGİS Grubu’na verdiği teminat mektupları, Grup şirketlerine verdiği gayri nakdi kredi, Şirketlere iştirak şeklinde aktarılan paralar, Korkmaz Yiğit’e verilen ve geri dönmeyen kredi, değişik gruplara verdiği batan kredi ve faizler olarak toplanmıştı. Interank’a atanan genel müdür Kadir Günay 25 Aralık 1999 tarihinde basın yolu ile açıkça dava konusunda taciz edildiğini belirtti. 26 Ocak 2000 tarihinde İnterbank davasının görülmesine Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. Mahkeme Cavit Çağlar’ın yurtdışına çıkma yasağını kaldırarak eksik evrakların tamamlanması için 7 Mart’a devretti. Cavit Çağlar İnterbank borçlarını görüşmek için 4 Şubat 2000 tarihinde İstanbul’da interbank yetkilileri ile görüştü. Bursa’da yaptığı toplu konutlar olan Yeşilşehir’i vermeyi öneren Cavit Çağlar’ın bu teklifi ciddi bulunmadı. Yeşilşehir konutlari hakkında imar duzenlemelerine aykiri oldugu ve tarım arazisine kaçak yapıldığı gerekçesi ile Bursa Barosu tarafından dava açılmış, danıştay’ın yürütmeyi durdurma ve iptal kararlari almasina rağmen kararlara aykırı olarak temelleri atılmış ve Süleyman Demirel tarafından açılışı yapılmıştır. 26.06.2000 tarihinde Cavit Çağlar’ın BİS Enerji isimli şirketteki 40 Milyon dolarlık hisselerine haciz yolu ile el konuldu.5 Temmuz 2000’de İstanbul 5. Asliye Mahkemesinin verdiği karar kesinleşerek toplamı 40 trilyon liraya ulaşan alacak tahsil edilmeye başlandı. Çağlar’ın kişisel eşyalarına el konulması kesinleşmiş oldu. Çağların Avukatlarınnı bu karara 3 Ağustos’ta yaptıkları karar red edildi. 24 Temmuz 2000 'de Cavit Çağlar İnterbank’ın Yeşil Şehir’e koydurduğu 249 Milyon liralık hisse rehinini kaldırtmak için açtığı davayı kaybetti. Aynı tarihte Cavit Çağlar’ın İnterbank’I geri almak için açtığı yürütmeyi durdurma kararı da red edildi.Ağustos ayında İnterbank Cavit Çağlar ile olan görüşmelerin son aşamaya geldiğini açıkladı. Çağlar Eylül 2000 de yaptığı açıklamada borçlarını birkaç ay içinde sileceğini açıkladı. 13.09.2000 tarihinde Çavit Çağlar BİS Enerji’deki hisselerini satışa çıkarttığını açıkladı. 06.10.2000 tarihinde Cavit Çağlar bankaya olan 486 milyon dolar ana para borcu ve 520 milyon dolar civarındaki faiz için 3 Ekim 2000 tarihinde bir teklif sundu ve ilk kez bankanın zararının karşılanacağı teklifi sunulmuş oldu. 29.11.2000 tarihinde kurduğu paravan şirketler için davalık olan eski Şişli belediyesi başkanı Gülay Aslıtürk'ün eşi Orhan Aslıtürk’ün günlüklerinde Cavit Çağlar’dan bahsettiği ortaya çıktı. 21 Aralık 2000 tarihinde, o dönemde yurtdışında bulunan Cavit Çağlar’a 300 milyon dolarlık sürpriz ve kesin haciz kararı verildi.2001 - Cavit Çağlar'ın yurtdışına çıkışı. Kanada, İsviçre, Fransa, İngiltere, Amerika sağlık gezileri ve Türkiye’ye iadesi6 Aralık 2000 tarihinde gazeteci Can Ataklı ile görüşen Cavit Çağlar eşinin rahatsızlığı nedeni ile isviçre’de olduğunu kendisinin de muayene olduğunu ve son dönemde yaşadığı olaylardan dolayı psikolojik tedaviden geçtiğini belirtecekti. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen ve Yahya Murat Demirel‘in eski sahibi olduğu Egebank’la ilgili soruşturmayı yürüten İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Ercan Cengiz, Cavit Çağlar’ı ifade vermeye davet etti. Savcı Cengiz, bu arada sağlık sorunlarını gerekçe göstererek yurtdışına çıkan ve bir daha Türkiye’ye dönmeyen ve aylardır ifade vermeyen Çağlar hakkında, İstanbul Nöbetçi 1 No’lu DGM’ye başvurarak 2 Ocak 2001 tarihinde gıyabi tutuklama kararı çıkartılmasını sağladı.3 Ocak 2001 tarihinde, Egebank'tan 7.5 milyon dolar usulsüz kredi kullanan, ancak bu ödemeyi bankanın eski sahibi Yahya Murat Demirel'e yapan işadamı Cavit Çağlar hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılmıştı. Ek olarak Sümerbank'tan aldığı ve 'Back to Back' tabir edilen krediyle ilgili olarak da hakkında yakalama kararı çıkarılan işadamı Cavit Çağlar avukatları aracılığıyla savcılığa kalp rahatsızlığı olduğunun belirtildiği bir rapor göndermişti. Rahatsızlığı nedeniyle, tutuklama kararından önceki 1.5 aydır yurtdışında olan Çağlar, kendisine telefonla ulaşabilen Doğan Haber Ajansı muhabirine konu hakkında konuşmama kararı aldığını söylecekti. Cavit Çağlar’dan 7 Ocak 2001 tarihinden Amerika'da tutuklandığı 18 Nisan 2001'e kadar haber alınamayacaktı. Türkiye Ocak ayında iadesi için ABD’ye başvurdu. Hakkındaki suçlamalardan dolayı kırmızı bültenle aranan Çağlar uzun süren bir takibin ardından Türkiye’den gelen eşini karşılamak için geldiği New York hava limanında 18 Nisan 2001 tarihinde ABD saatiyle 22.30'da gözaltına alındı. Yakalandığında Çağlar'ın üzerinde herhangi bir kimlik yoktu. Sabah Manhattan Federal Mahkemesine çıkan Cavit Çağlar avukatı aracılığıyla mahkemeye, New York'ta bulunan 4 milyon dolar değerindeki evini teminat gösterip, üzerine 1 milyon dolar nakit para koyarak 5 milyon dolar (6.1 trilyon lira) kefaletle serbest bırakılmasını talep etti. Çağlar'ın avukatı ayrıca Çağlar’a elektronik bileklik takılabileceğini önderdi fakat savcı bu talebin reddedilmesini istedi ve mahkeme Çağlar'ın tutukluluğunun devamına karar verdi.Cavit Çağlar ikinci duruşmasında, sürpriz bir şekilde Türkiye’ye iade edilmesini talep etti. Mahkeme Çağlar’ın bu talebini kabul ederek işlemlerin başlatılması için konuyu Adalet Bakanlığına iletti. Çağlar, 28 Nisan 2001 tarihinde özel bir ekip tarafından Türkiye’ye getirildi ve tutuklanarak cezaevine konuldu ve 6 Şubat 2002′de tahliye edildi.2002 – 2010 İnterbank Davası Bankasına el konulduktan ve Etibank hakkında yargılanma süreci başladıktan sonra ailesi ile yurtdışı sağlık gezisine çıkan Cavit Çağlar 18 Nisan 2001’de CIA ve FBI işbirliği ile ülke hapisanesine geri döndürülmüştür. Mayıs 2002’de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Amerika'dan getirtilen ve tutuklu yargılanan Cavit Çağlar'ı savunarak kendisine yapılanın bir zulüm olduğunu açıklamıştır. 04 Aralık 2002 tarihinde Etibank davasından tahliye olduktan kısa bir süre sonra İnterbank’ın içinin boşaltılması ve 1.4 milyar dolar zararla Fon'a aktarılması ile ilgili dolandırıcılık davasında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi, bilirkişi heyetinin raporu üzerine sanıklar beraat etmiştir. Ceza Kanunu 504/1 ve 3. maddelerine aykırı bulunduğu iddiasıyla açılan bu davanın yargılamasında 3 Aralık 2002 günü bilirkişi raporu mahkemeye sunulmuştu. İstanbul Üniversitesinden öğretim üyeleri Prof. Dr. Hüseyin Ülgen, Prof. Dr. Ahmet İncekara ile Doç. Dr. Yener Ünver tarafından hazırlanmış olan bu bilirkişi raporunda suç teşkil edici bir durum bulunmadığını bildirilmişti. Konu hakkında Vakit gazetesinin haberine göre bilirkişiler 5 çuval evrağı incelemeye üşenmiş ve sonrasında ise sorumluluğu birbirlerine atmışlardı. Zaman gazetesinde yer alan bir habere göre Bankacılık suçları başta olmak üzere yolsuzluk davalarının uzmanlık gerektirmesi nedeniyle mahkemeler bilirkişiye başvurmak zorunda kalıyor. Ancak bilirkişilerin taraflı ve yetersiz rapor hazırladığına ilişkin şüphe ve itirazlar ortaya çıkınca yeni bilirkişiler atanarak davalar uzuyordu. 14 Aralık 2002 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilen beraat kararına itiraza hazırlandığını açıkladı. Bunu takiben 18 Aralık 2003 tarihinde Yargıtay 11. Ceza Dairesi, bilirkişi raporunu yersiz görerek Cavit Çağlar'ın da aralarında bulunduğu 37 sanık hakkında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dört yıl süren dava sonucunda verilmiş olan bu beraat kararını esastan bozdu ve 25 Aralık 2004 tarihinde Interbank davasında Cavit Çağlar, oğlu Mustafa, dayısı Şükrü Şankaya, Şenol Şankaya ve Ergun Evcil 3 yıl 10 ay hapis, 189 trilyon para cezasına çarptırıldı 10 Ocak 2005 tarihinde Cavit Çağlar ile birlikte 35 sanığın para cezasına çarptırıldığı İnterbank davasında gerekçeli karar açıklandı. Sanıkların aynı gün ve de birbirini takip eden günlerde İstanbul'da 22'si aynı adreste olan 3-5 milyar lira civarında sermayeli 35 şirket kurdukları belirtildi. Bursa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Cavit Çağlar'ın da aralarında bulunduğu 35 sanığı ‘Bankayı aracı kullanarak nitelikli dolandırıcılık' suçundan rekor cezaya mahkûm etmişti. Gerekçeli kararda Cavit Çağlar, oğlu Mustafa Çağlar, dayısı Şükrü Şankaya, dayısının oğlu Şenol Şankaya ve Ergun Evcil'in, diğer sanıklarla birlikte, aynı gün ve takip eden günlerde İstanbul'da 22'si aynı adreste olmak üzere 3-5 milyar lira sermayeli 35 şirket kurdukları belirtilmişti . Mahkeme gerekçeli kararında, 5-10 milyar lira sermaye ile kurulan Vizyon İletişim A.Ş.'nin kullandığı 3.5 trilyon liralık krediyi de örnek göstermişti. Sanıklar, kararı temyiz etti. 1999 yılı sonunda gazetelerde, edilen yolsuzluk dönemin iki önemli olayı, Marmara Depremi ve IMF'in Türkiye Yardımları ile karşılaştırıyor ve İnterbank'ta kaybolan devlet paralarının bu iki olayın da bedeline eşit olduğunu vurguluyordu. 24.10.2003 tarihindeki bilgilere gore 1999’da devredilen İnterbank’ta zarar 1,269 Milyar TL idi. Cavit Çağlar bu bankadan 1 Milyar 170 Milyon lira kredi kullanmıştı, ve açılan davalar sonucunda henüz 19.8 Milyar lira tahsil edilmişti. Verilen bu mahkeme kararında sanıkların çalışanı dahi olmayan, kuruluş, faaliyet ve bilançoları incelendiğinde paravan olan bu şirketlere çeşitli yöntemlerle sağladıkları kredileri virman yolu ile kendi hesaplarına nakil ettikleri ve bu miktarın suç tarihi olan 1997 ve 1998 senelerinde toplam 253 milyar 226 milyon lira, 48 milyon 787 bin 580 dolar olduğu belirtilmişti. 14 Şubat 2006 tarihinde Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin, İnterbank Davasında Cavit Çağlar ve diğer 34 kişinin dolandırıcılık suçundan aldığı çeşitli hapis cezalarını, yeni TCK'ya göre indirerek yeniden belirleyen yerel mahkemenin kararını bozmasının ardından, sanıkların yangılanmasına yeniden başlandı. ve 5 Mayıs 2006 tarihinde, Cavit Çağlar'ın da aralarında bulunduğu 4 kişinin 1 yıl 6'şar ay 22'şer günlük hapis cezaları 1 yıl 15'er güne, diğer 30 sanığın cezası da 8 aya düşürülerek, ertelendi. 08 Ekim 2008 tarihinde Nergis Holding Başkanı Çağlar, Interbank borçlarının tasfiyesi için Nergis, Polylen ve Sifaş'ın satışına işçilerin tazminatının ödenmesi şartıyla kabul ettiğini açıkladı.23 Şubat 2010’da daha önceki duruşmalar sonucunda verilen cezanın az olduğunu gerekçe gösteren Yargıtay 11'inci Ceza Dairesi’nin 3’ncü kez bozmasından sonra 33 sanığın Bursa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 4'üncü kez yargılanması tamamlandı. Mahkeme heyeti Cavit Çağlar, oğlu Mustafa Çağlar, yeğeni Şenol Şankaya ile Ergun Evcil’i 1'er yıl 9'ar ay 25’er gün hapis ve 208’er bin TL para cezasına çarptırdı. 24 Şubat 2010 tarihinde, daha once iki kez bozulan bu davada Cavit Çağlar, oğlu Mustafa Çağlar, yeğeni Şenol Şankaya 1'er yıl 9'ar ay hapis ve 208 bin lira para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıklar hakkında, "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verdi. Bu durumda Çağlar ve diğer sanıklar, 5 yıl içinde kasıtlı başka bir suç işlemezlerse cezaları düşecekti.