18.12.2017 - 15:25 | Son Güncellenme:
AA
Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamı davasında duruşma savcısı olarak görev yapan ardından Yargıtay üyesi seçilerek, Yargıtay'ın kritik dairelerinden terör ve örgütlü suçlara bakmakla görevli 9. Ceza Dairesinde görevlendirilen Hüseyin Sarıömeroğlu, hakim karşısına çıktı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam ediliyor.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık Hüseyin Sarıömeroğlu, hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Sarıömeroğlu ile barodan atanan avukatı katıldı.
Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.
İddianamede, Sarıömeroğlu'nun, hakimlik mesleği içinde, "Davalarda örgütün talimatı doğrultusunda karar verilmesi, yüksek yargıdaki seçimlerde harekat tarzının belirlenmesi, himmet toplanması" amacıyla örgüt üyeleri tarafından düzenlenen toplantılara katıldığı belirtildi.
Sanığın, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock kullandığı, 2014'te yapılan yapılan HSYK seçimlerinde örgütle irtibatlı adaylar için seçim çalışmaları yaptığı ve firari eski Yargıtay üyesi Ali Akın'a, Bank Asya'ya yatırılmak üzere 100 bin lira verdiği tespitleri de iddianamede yer aldı.
Savunma için söz verilen Hüseyin Sarıömeroğlu, yüksek tansiyon ve panik atak hastası olduğunu, jandarmaların yanında oturmasının üzerinde psikolojik baskı yarattığını savunarak, yanından ayrılmalarını istedi.
Bunun üzerine jandarma görevlileri, heyet başkanının talimatıyla arka sıraya oturdu.
Sarıömeroğlu, avukatının yeni atandığını, kendisini şu an duruşma salonunda gördüğünü de belirterek, avukatla görüşme yapmak için heyetten izin istedi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyeti, sanığın avukatıyla görüşmesi için duruşmaya 15 dakika ara verdi.
Ardından savunmasına başlayan sanık Sarıömeroğlu, usule ilişkin itirazlarını dile getirdi.
Sarıömeroğlu, kendisine isnat edilen suçların görev suçu kapsamında kaldığını, bu nedenle yargılama makamının Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi olduğunu savundu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, Ergenekon Davasında yargılanan ve dosyası Anayasa Mahkemesine gönderilen, emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı hatırlatan sanık, hukuki durumunun Başbuğ ile aynı olduğunu iddia etti.
Sanık Sarıömeroğlu, bu nedenlerle Yargıtay 16. Ceza heyetinin görevsizlik kararı vererek, dosyayı Anayasa Mahkemesine göndermesini talep etti. Sarıömeroğlu, bu talebiyle ilgili karar verilmesinin ardından, savunmasına devam edeceğini belirtti.
Bunun üzerine mahkeme heyeti, sanığın görevsizlik kararı verilmesine ilişkin talebini oy birliğiyle reddetti.
Sarıömeroğlu savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
"Dönemin tüm HSYK üyelerinin ifadesine başvurulsun"
Eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un aleyhine verdiği ifadelere değinen Sarıömeroğlu, Okur'un kendisi için söylediği "Cemaat listesinden seçildi." ifadesinin aleyhine delil olarak değerlendirildiğini anlattı. Sarıömeroğlu, buna karşın kurulun diğer üyelerinin ifadelerinin alınmadığını, bunun bir eksiklik olduğunu savunarak, dönemin tüm HSYK üyelerinin ifadelerine başvurulmasını istedi.
Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in ifadelerinin de kanaate dayandığını öne süren Sarıömeroğlu, Erdem'in fişleme yaptığını, ifadede adı geçen diğer bakanlık personelinin de beyanlarına başvurulduktan sonra iddianamenin tanzim edilmesi gerektiğini kaydetti.
Sarıömeroğlu, eksik inceleme ve usule aykırı tanzim edildiğini öne sürdüğü iddianamenin reddedilmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti ara karar vererek, Sarıömeroğlu'nun talebini reddetti.
Savunmasını sürdüren Sarıömeroğlu, örgüt üyeliğine yönelik suçlama konusunda ise Yargıtay 16. Ceza Dairesinin Ergenekon davası kararındaki tespitlerin bu dava için de geçerli olduğunu ifade etti.
Hakkında tutuklama ve devamı yönünde verilen kararlar için yaptığı reddi hakim taleplerine henüz yanıt verilmediğini savunan Sarıömeroğlu, bu taleplerin sonucunun beklenmesini istedi.
Kapatıldığı tarihe kadar Bank Asya'nın hukuk dışı eyleminin olmadığını, devlet onayıyla faaliyet yürüttüğünü söyleyen Sarıömeroğlu, idarenin denetimi ve gözetimindeki bir bankada hesabın bulunmasının suçlama konusu yapılamayacağını iddia etti. Sanık Sarıömeroğlu, beraatini ve tahliyesini istedi.
Savunmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tahliye talebinin redderek duruşmayı erteledi.
Zirve yayınevi saldırısı Ergenekon ile ilişkilendirilmek istenmişti
Malatya'da 18 Nisan 2007'de Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel öldürülmüştü. Zirve Yayınevi cinayeti davasını Ergenekon davası ile ilişkilendirmek amacıyla soruşturma açıldığı, açık ve gizli tanıklar üretilerek yasa dışı vaatlerle temin edilen tanıklardan alınan ifadeler ve soruşturma evraklarının, Zirve Yayınevi cinayeti dosyasına konulduğu iddia edilmişti.
Sanık Sarıömeroğlu, Zirve Yayınevi cinayeti duruşma savcısı olarak görev yapmış, ardından Yargıtay'a üye seçilmişti. Sarıömeroğlu, Yargıtay'ın kritik dairelerinden terör ve örgütlü suçlara bakmakla görevli 9. Ceza Dairesinde görevlendirilmişti.