09.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ
Barış Pınarı Harekatı’nın son terörist bölgeyi terk edene kadar süreceğini vurgulayan Erdoğan, “Diğer ülkeler buradan çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız. Biz Suriye’nin birliğine, beraberliğine ve bütünlüğüne taraftarız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin dördüncü toplantısına katılmak üzere gittiği Macaristan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. İletişim Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
ABD ZİYARETİ: Önceki akşam Sayın Trump’la görüşmemiz oldu. Bu telefon görüşmemizden sonra 13 Kasım’da ABD’ye gitme kararını verdik. Arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız değerlendirme sonucunda, bu ziyaretin önemli olduğuna ve bu ziyaretle Barış Pınarı Harekatı’nın şu an geldiği noktayı yüz yüze değerlendirmenin faydalı olacağına inandık. Bunu Sayın Trump’la görüşmemizde kendisine de ifade ettik. Ayın 13’ünde bugüne kadar ele aldığımız ve almadığımız birçok konuyu yüz yüze görüşmenin faydalı olacağına inandık. Tabi ki Suriye’de güvenli bölge ve mültecilerin kendi topraklarına geri dönüşü konularını masaya yatıracağız. Gerek S-400, gerek F-35, gerek 100 milyar dolarlık ticaret hacmi meselelerini ele alacağız. FETÖ ile mücadele ve Halkbank konusunu da görüşeceğiz.
HAZIRLIK YAPIYORUZ: Malum, Pence’in Pompeo ile gelişinde 120 saat içerisinde teröristlerin bölgeyi terk etmesi konusunda mutabık kalmıştık. Şu ana kadar bunlar bölgeyi terk etmiş değiller. Aynı şekilde Rusya ile yaptığımız Soçi Mutabakatı’nda da 150 saat içinde teröristlerin bölgeyi terk etme sözü vardı. Onlar da bunu yerine getirmediler. Burada birçok sıkıntıyı yaşamaya devam ediyoruz. ABD ile stratejik ortaklığımıza sığmayacak bazı gelişmeler bizi ciddi manada rahatsız etmektedir. Bunu aşabilmek için de bu ziyaretin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle sözde Ermeni yasa tasarısı ve yaptırım tehditleri ile bizi yıldırmaya çalışma gayretleri var. Sayın Trump’ın da bunun farkında olduğunu telefon görüşmesinde de hissettim. “Bugüne kadar bu nasıl oldu?” diye sordu. Ben de “Ben bugüne kadar oğul Bush ve aynı şekilde Obama ile de çalıştım. Şimdi de sizinle çalışıyorum. O dönemlerde onlar bu işi komisyona havale ederlerdi ve komisyondan dönerdi. Şimdi ise komisyonu by-pass ettiler ve kongreye gönderdiler” dedim. “Ben bunu inceleyeceğim ve arkadaşlarla konuşacağım” dedi. Şu ifadesi de manidardı; “13 Kasım ziyareti için iyi bir hazırlık yapıyoruz” dediler. Bu iyi hazırlığa karşı biz de iyi bir hazırlık yapıp gideceğiz. Temennim odur ki gerçekten başarılı bir ziyaret olur.
TERÖR ÖRGÜTÜ ORADA: Malum şu anda Rusya, rejim güçleri ile beraber hareket ediyor. Rejim güçleri ile hareket ederken de belli yerlerde terör örgütü PKK-PYD-YPG ile bağlantısı var. Bu bağlantı şu anda da aynı hızla devam ediyor. Mesela daha başından beri ABD’nin bize verdiği söz vardı; ‘Münbiç’ten terör örgütlerini çıkartacağız’ dediler. Ne kadar zamanda? 90 günde. 1,5-2 sene oldu, hala terör örgütü orada. Biz ne olup bittiğini tüm istihbaratımızla biliyoruz.
RAHAT DURMUYOR: Gelelim Tel Abyad ve Resulayn’a. Tamamen bizim kontrolümüzde olan bu bölgenin uzunluğu 120 kilometre, derinliği 30-32 kilometre. Diyoruz ki destek verecekseniz burada süratle bir mülteciler şehri veya bir pilot bölge yapalım. Biz proje çalışmalarına varana kadar hazırlık yaptık. Görüştüğüm bütün liderlere de bunları anlatıyorum. Tel Abyad ve Resulayn bölgesinde kontrolümüz devam ediyor. Ancak Resulayn’ın güneyinde Tel Tamer bölgesi var. Burası terör örgütünün bulunduğu bir yer. Terör örgütü rahat durmuyor ve oradan sınırlarımızı sürekli taciz ediyor. Aynı şey Münbiç’te var. Aynı durum Ayn el-Arab çevresinde var. Burada yine PKK-PYD-YPG en ufak fırsatı bulduğunda bunu yapıyor. Mesela dün sabah Tel Tamer bölgesinde SMO’ya karşı terör örgütleri saldırıda bulundu ve 11 kişi şehit oldu. Tabi onlar da bunu karşılıksız bırakmadılar. Onlar da 10’un üzerinde terörist öldürdü.
HAREKAT DEVAM EDECEK Mİ? Kesinlikle. Burada son terörist bölgeyi terk etmedikten sonra biz bu işi bırakmayız. Bu işin bir boyutu. İkinci olarak, diğer ülkeler buradan çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız. Biz Suriye’nin birliğine, beraberliğine ve bütünlüğüne taraftarız. Asla parçalanmasını da istemeyiz. Eğer diğer ülkeler de buna taraftarlar ise kendilerinin de bunu ispat etmeleri lazım. Onlar ispat edecekler ki bizden de bunun ispatını istesinler. Bizim Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. Oysa burada ne Rusya’nın ne ABD’nin ne de İran’ın sınırı var. Sadece Irak’ın biraz sınırı var. Bu terör örgütleri temizlenmedikçe, Adana Mutabakatı’nın bize vermiş olduğu yetkiyle buradaki duruşumuzu aynen devam ettireceğiz.
ADAMIN OLMADIĞI YER YOK: (Mazlum Kobani) 2005 yılında İzmir Çeşme’deki bombalı saldırıda, 2005 yılında Aydın-Kuşadası’ndaki bombalı saldırıda, 2006 yılındaki Antalya-Kalekapısı’ndaki bombalı saldırıda, 2008 yılında İstanbul-Güngören’deki bombalı saldırıda, Mersin-Adana yolundaki intihar saldırısında, Hakkari Şemdinli’deki karakol saldırısında var. 2009 yılında Tokat-Reşadiye saldırısında, 2010 yılında Hakkari-Şemdinli üs bölgesine saldırıda, aynı yıl İstanbul-Taksim’deki intihar saldırısında var. 2011 yılındaki Diyarbakır-Silvan, Hakkari-Çukurca ve Ankara saldırılarında da var. 2012 yılındaki Gaziantep saldırısında var. Adamın olmadığı yer yok. Sayın Başkan’a mektupla birlikte bu bilgileri takdim edeceğiz. Konu ile ilgili atmamız gereken adımlarımızın bitmediğini aktaracağız. Biz bunların başlarına da ödül koyduk. Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan vs. Biz terör devleti kurmaya yönelik oyunu bozduk. Güney sınırımızı birilerinin hatırına feda edemeyiz.
İPUÇLARINI ALDIM: Önceki akşam, yapacağımız görüşmeye ilişkin bazı ipuçlarını Sayın Trump’tan aldım ancak yüz yüze görüşmeyi yaptığınız zaman çok daha farklı ipuçlarının ortaya çıkacağına inanıyorum. Ben çok önemsemiyorum. Bunlardan biri sözde Ermeni soykırımı. Kendisi şöyle bir ifade kullandı: “Buna soykırım değil de savaş desek nasıl olur?” Ben şu cevabı verdim; “Bir defa karşımızda bir devlet yok. Böyle bir şey de aramızda zaten söz konusu değil. Bu bir zorunlu göç meselesiydi. Bazı sıkıntılar yaşandı. Şu bizim bir Van Gölümüz var. Akdamar Adası ve Kilisesi var. Biz devlet olarak buranın restorasyonunu yaptık. Şu anda her yıl Ermeniler gelir, orada yıllık ayinlerini yaparlar. Türkiye’de 100 bine yakın Ermeni var. Bunların içerisinde benim resmi vatandaşım olan Ermeniler var. Vatandaş olmadığı halde bize sığınmış Ermeniler var. Şu anda Türkiye’deki dini azınlık gruplarını temsil eden 17 kişi New York’ta bir Yahudi fotoğraf sanatçımızın Akdamar Kilisesi ile ilgili fotoğraf sergisini açmak üzere bulunuyor. Dolayısıyla her şey size anlatıldığı gibi değil. Türkiye’de Patrik adayı olan Ermeni vatandaşımızın yaptığı açıklamalar çok manidardır. Ben onu Sayın Pence’e de verdim. Bunun dışında diğer dini azınlıkların Barış Pınarı Harekatı ile ilgili yaptıkları destek açıklamaları var.
Mektubu takdim edeceğim
Terör örgütünün Mazlum Kobani diye ad taktığı Ferhat Abdi Şahin isimli terörist PKK terör örgütünün elebaşlarından bir tanesi. Biz görüşmemizde Sayın Trump’a dedik ki “Ne yazık ki siz böyle bir kişiyle bir araya geliyorsunuz. Bunu kınıyoruz.”
TERÖR ÖRGÜTÜNÜ MUHATAP ALMAM: Elimizde malum mektup var. Bu mektubu ben Sayın Trump’a takdim edeceğim. Siz bana bu mektubu bu adamın arabulucu olmasını düşünerek gönderdiniz. Benim size söylediklerim belli. Dedim ki “Ben böyle bir teröristi veya terör örgütünü muhatap almam.” Bunun üzerine kendisi “Pence’i göndereceğim” dedi. Ardından Pence’i, Pompeo ve O’Brien da yanında olmak üzere bize gönderdi.