Yaylada 40 yıl sonra koyun ve keçi sesleri
07.07.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemli merkezlerinden Hakkari’deki 1984 yılından beri hayvancılık faaliyetlerine kapalı olan Han Yaylası, bölgede huzur ortamının sağlanmasının ardından yeniden göçerleri ağırlamaya başladı.
UĞUR YILDIRIM - Hakkari’nin Çukurca ilçesinde bulunan Han Yaylası, 40 yıldır güvenlik nedeniyle kapalıydı. Kürt edebiyatının önemli isimlerinden Ahmedi Hani’nin de doğduğu yer olan Han Yaylası’nda şimdilerde binlerce küçükbaş hayvan var.
Çukurca Kaymakamı Mert Kumcu, bölgede huzur ortamı sağlanınca Şırnak’tan, Hakkari’den onlarca göçerin, binlerce küçükbaş hayvanı ile Han Yaylası’na geldiğini belirterek “Sadece göçerlerin değil Türkiye’deki herkesin bu bölgedeki eşsiz güzellikleri görmesini istiyoruz. Altyapı çalışmalarına da başlayacağız. Kısa süre sonra Hakkari’nin önemli ziyaret noktalarından biri olacak” dedi.
Çukurca Belediye Başkanı Nazmi Demir de “Han yaylasına çocukken gidiyorduk. Her yeriyle aklımdaydı. Çukurca halkı yıllardır yaylasının hasretini çekiyor. 40 yıl sonra gittiğimde ağladım” diye konuştu.
Peynir yapıyorlar
Han Yaylası’nın açıldığını duyunca çok sevindiklerini söyleyen Enver Akdoğan da şunları söyledi: “Beş aile burayız. Yaklaşık 4-5 ay burada kalacağız. Bin 300 küçük baş hayvanımız var. Sabah ve akşam koyunları sağıyoruz. Tüm aile çalışıyor. Sütü peynir ve tereyağı yapıp satıyoruz” dedi. Hakkari’deki Berçelan Yaylası’na doğru sürüsüyle birlikte yola çıkan Hamit Kurt da, “Hakkari merkezdeydik şimdi 10 aile birleştik, 2 bine yakın küçükbaş hayvan ile yola çıktık. Berçelan’a gideceğiz. Havası, suyu çok güzel. Kış bastırana kadar orada yaşayacağız” diye konuştu.
Beş ay yayladalar
Hakkari’de Kürtçe “Zozani” diye adlandırılan “yaylacılar”, yaz günlerinde hayvanlarını otlatmak için sürüleriyle daha serin yaylalara çıkıyor. Hakkari’de Berçelan, Çukurca’da Han Yaylası temiz su kaynakları ve geniş otlakları ile göçerlerin en çok tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Yaklaşık beş ay yaylada kalan göçer aileler, elde ettikleri sütten yaptıkları peynir ve tereyağını satarak geçimlerini sağlıyor.
