16.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir GÜNELİ - Çocuklar üzerinde şiddet eğilimi, korku, bağımlılık gibi olumsuz etkileri nedeniyle sık sık gündeme gelen dijital oyunların yaşa uygun seçildiği takdirde birçok faydası bulunuyor.
Hafızayı geliştirme, strateji kurabilme, problem çözme, yabancı dil öğrenme, rekabet ve kaybetme duygusuyla baş edebilme bunlardan birkaçı.
Uzmanlara göre 2 yaşına kadar çocuklar, ekrandan kesinlikle uzak tutulmalı ancak sonraki yaşlarda öğrenmeyi destekleyen ve zekâyı geliştiren oyun içerikleriyle buluşturulmalı.
Ailelerin çocukların dijital tüketimlerini yakından takip etmeleri ise çok önemli. Bu durumun dijital dönüşümün bir parçası olduğuna dikkat çeken Recontact Games’in Kurucu Ortağı, Women in Games Turkiye’nin Kurucusu ve Oyun Yapımcısı Simay Dinç, “Günümüzde dijital beslenme kutularımız telefonlarımız ve tabletlerimiz” diyor ve ailelere şu uyarılarda bulunuyor: “Aile, çocuğunun beslenme çantasını onun gelişimine destek olacak ve sevdiği yiyeceklere yer verecek şekilde hazırladığı gibi çocuğunun tabletine ve telefonuna da onun gelişimine destek olacak oyunları ve uygulamaları yüklemeli. Dijital tüketimini 16 yaşına kadar takip etmeli.”
‘OYUNUNUZU YAPIN’
Günümüzde dijital oyunların okul öncesi ve okul çağında çocukların problem çözme, mantıksal düşünme, yabancı dil öğrenme gibi becerilerini geliştirmesine yardımcı olan bir araç olduğunun altını çizen Dinç, “Oyunların en önemli özellikleri arasında egoyu tatmin etmesi, zeki hissettirmesi, eğlenirken sosyalleştirmesini sayabiliriz. Eğer çocuk ailede değerli hissetmiyorsa, takdir görmüyorsa ve aile dijital içerikler konusunda doğru yönlendirme yapmıyorsa kendi yaşına uygun olmayan oyuna daha fazla zaman ayırmaya meyilli oluyor” diyor.
Oyun seçiminde birçok kritere bakılması gerektiğini vurgulayan Dinç, bu konuda şu bilgileri veriyor: “Oyunları seçerken ailelerin dikkat etmesi gereken konu PEGI yaş sınıflandırması. Platformlarda ücretsiz olarak indirilebilen birbirinden farklı içeriklere sahip milyonlarca oyun bulunmakta. Doğru seçimi yaparken oyunun janrasına, tekli oyuncu mu yoksa çoklu oyunculu mu olduğuna, yaş gruplarına, üretici stüdyoya mutlaka bakılmalı.”
“Küçük yaşlarda çocuğuma bir şey oynatmak istiyorum ancak zararlı içerikleri olmasın” diyen ailelere ise Dinç, basit kodlama teknikleriyle kendi oyunlarını yapabilecekleri uygulamaları yüklemelerini, birlikte yarattıkları hikâyeler ve karakterler üzerine oyun tasarlamalarını öneriyor.
‘ÇOCUĞU 2 YAŞINA KADAR EKRANLARDAN UZAK TUTUN’
Çocukları bilişsel ve davranışsal yönden geliştirmesi açısından yaşa göre doğru oyun seçimi çok önemli. Bilimsel çalışmaların çocukların 2 yaşına kadar ekrana hiç maruz kalmamaları konusunda hemfikir olduğuna dikkat çeken Klinik Psikolog, Aile ve Çift Terapisti Gözde Avşar, yaşa göre hangi oyunların tercih edilmesi gerektiği konusunda şu bilgileri veriyor:
2-4 yaş arası çocuklar için sayıları, renkleri, hayvan ve bitkileri öğrenmesine destek olacak görsel ve motor koordinasyonu destekleyici oyunlar tercih edilebilir. İçinde çok fazla uyaranın, hareketin ya da yüksek ekran parlaklığının olmadığı oyunlar olmasına dikkat edilmeli.
4-6 yaş arasında biraz daha bilişsel becerilerini kullanabileceği, hafızasını geliştirmeye yönelik, sorumluluk kazanmayı öğreten oyunlar tercih edilebilir. Yap-boz, eşleştirme, bahçe yapma, çiftlik kurma gibi oyunlar hem sorumluluk bilinci hem de strateji kurabilme becerisi açısından güzel bir başlangıç olacaktır.
6-8 yaş arasında biraz daha karmaşık zihin becerilerini desteklemeye yönelik oyunlar tercih edilebilir. Strateji oyunları, dil öğrenme oyunları, karmaşık zekâ oyunları bu dönemde çocuğun hayatına girebilir. Spor ve yarış oyunları da rekabet ve kaybetme duygusuyla baş edebilme becerilerini öğrenmesi açısından faydalıdır.
8 yaş ve sonrasında artık çocuk soyut içerikleri anlamlandırabilecek yaştadır ve içerisinde vurdu-kırdı olan oyunları en fazla bir saat süreyle oynamasına izin verilebilir. Strateji ve inşa içerikli oyunlar da bu yaş dönemi için uygun olacaktır.
OYUN PAZARI TAHMİN EDİLENİN ÖTESİNE GEÇTİ
Dünya oyun pazarı, her geçen yıl büyüyor. Pandeminin etkisiyle tahminlerin ötesine geçen bu pazarla ilgili bilgi veren Simay Dinç, dünyada 3.2 milyar, Türkiye’de 41 milyon oyuncu olduğunu ve bunun 200 milyar dolardan daha fazla bir değer yarattığını kaydediyor. Türkiye’de oyun sektörünün gelişmesiyle 15’e yakın üniversitede oyun tasarımı bölümlerinin yanı sıra oyun sektöründe yer almak isteyen gençlerin yönlendirilebileceği birçok akademinin açıldığını belirten Dinç, “Oyun oynamaya ve geliştirmeye meraklı çocuklarınız için bunlar çok önemli fırsatlar, görmezden gelmek yerine değerlendirmenizi öneririm” diyor.
‘SANAT ESERİ GÖZÜYLE BAKILMALI’
Dijital oyunların yaratıcı endüstrilerin en önemli birleşeni olduğunu dile getiren Simay Dinç, oyunlara bir kültür ürünü, sanat eseri gözüyle bakılması gerektiğinin altını çiziyor. Oyunları yasaklamak yerine onu üretime ya da okul çağında profesyonel e-sporcu olması yönünde teşvik etmenin önemini vurgulayan Dinç, bu alanla ilgili şunları söylüyor: “İngiltere’de yapılan araştırmaya göre okul müfredatına eklenen e-spor dersleriyle 12-16 yaş arası gençlerin özgüvenlerinin arttığı, strateji geliştirme, ekip olabilme gibi yeteneklerinin geliştiği, yüzde 80 oranında mühendislik alanlarına ilgilerinin arttığı gözlemlenmiş. Bugün olimpiyatlarda bir spor branşı olarak gösterilen e-spor turnuvalarına çocuğunuzla birlikte gitmeniz onu desteklediğinizi gösterdiğiniz takdirde derslere olan ilgisini de artıracaktır.”