22.08.2021 - 13:11 | Son Güncellenme:
Mehmet ÇINAR/ANTALYA (DHA)
Antalya ve Muğla bölgesi başta olmak üzere Türkiye tarihinin en büyük orman yangınlarını yaşadı. 28 Temmuz'da başlayıp, günlerce süren yangınlarda ilk belirlemelere göre sadece Antalya ve Muğla'da 124 bin hektar, Türkiye genelinde ise 178 bin hektar alan yangınlarda yok oldu. Manavgat yangınından bir hafta sora kuş gözlemcisi Gökçe Coşkun, yanan alanlarda yaptığı incelemelerde, maki türü bir bitki olan hayıt çiçeklerine ait filizleri görüntüledi. Manavgat yangını sonrası başlayıp, yine iki hafta civarında süren Muğla'daki yanan alanlardan da ilk filizler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden yaban hayatı uzmanı Dr. Yasin İlemin tarafından görüntülendi.
'HAYIT, SANDAL GİBİ MAKİ TÜRLERİ SÜRGÜN VERDİ'
Yanan alanlarda yangının yaban hayatına etkileriyle ilgili saha çalışmaları gerçekleştiren Dr. Yasin İlemin, "Birkaç gündür Muğla'da yanan sahalardayım. Yangınların üstünden neredeyse 3 hafta geçti. Hayıt, sandal başta olmak üzere maki türleri tekrar toprak altından sürgün veriyor ve yeşeriyor. Etrafa doğal olarak yayılmış kızılçam tohumları var. İlk yağmurları bekliyorlar sabırsızlıkla. Orman Genel Müdürlüğü çoğu yeri doğal haliyle bırakacak, gerekirse en az müdahaleyle ağaçlandıracak. Bakın yanmış orman ve ağaçlara dokunulmağında neler oluyor. Kızılbaşlı örümcek kuşu yanmış ormanın ortasında bir ahlata konmuş. Yanmış ormanın içinden ağaçkakan sesleri geliyor. Bu sesler yangına rağmen kızılçamın kalın kabukları altında hala böcekler olduğuna önemli bir kanıt. Kızılçam yansa bile yangına karşı geliştirdiği kalın kabuklarının altında böcekleri korumuş ve alana kuşları davet ediyor" dedi.
'YENİ DELİKLER AÇAN KARINCILAR DA KIŞ HAZIRLIKLARINA BAŞLADI'
Toprak altında kendini korumuş karıncaların yeni delikleri açtığı ve çoktan kış hazırlıklarına başladığını da anlatan Dr. İlemin, şu bilgileri verdi:
"Çalışmalarımız ilgili kamu kurum ve STK'lar ile koordineli olarak devam ediyor. İzleme çalışmaları hayata geçireceğiz. Datça yönünden Marmaris'e gelirken karşıda Marmaris tarafındaki yanık saha karşıma çıktı. Geceleri o nokta alev topu gibiydi. Ancak doğa kısa zamanda yolunu buluyor. Karakulakları merak ediyorsanız durumları gayet iyi. Sadece yaban kedileri biraz kritik, ancak atlatacaklarına inancım tam. Yeter ki biz artık doğayı ıslah etmeyi bırakalım. Devam edersek o bizi mutlaka ıslah eder."
MANAVGAT'TA İLK FİLİZLER
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 10 gün süren 50 bin hektardan fazla alanın zarar gördüğü orman yangını sonrası yanan alanlarda ilk filizlenen bitkiler Akdeniz'e özgü maki türü, mavi-mor renklerde çiçek açan 'hayıt' isimli bitkiler oldu.
Türkiye'de en büyük orman yangın olarak kayıtlara geçen Manavgat yangını, toplamda 75 bin hektarda etkili oldu. Yerleşim yerleri ve tarım alanları haricinde 50 bin hektarı aşkın orman yok oldu. Bir taraftan yangından etkilenen yerleşim yerleri, diğer taraftan da bölgenin yeniden ağaçlandırılması için çalışmalar yürütülürken, ormanın doğal olarak kendini yenilemesiyle ilgili, bölgeden ilk sevindirici haber de geldi.
Kuş ve doğa gözlemcisi Gökçe Coşkun, Manavgat'ta yanan ormanlarda incelemelerde bulundu. Coşkun, Beydiğin bölgesinde yanan alanlarda yeni filizlenmiş 'hayıt' isimli bitkileri görüntüledi. Ormanla birlikte bölgede makiliklerin de yandığını belirten Coşkun, Maki bitkisi olan hayıt onlardan biri. Köklerinden yeniden yükselmeye başlamış. Mavi ve mor renklerde, aralıklarla beyaz da bulunan çiçekler açar ve oldukça güzel kokarlar. Yangın söndürüldükten sonraki bir haftalık süreçte yanan alanlarda ilk filizlenen hayıt çiçekleri oldu diyebiliriz" diye konuştu.
SİNEK VE BÖCEK İSTİLASI
Bölgedeki gözlemlerini de anlatan Coşkun, yangın çok geniş alanı etkilediği için habitat kayıplarının çok fazla olduğunu kaydetti. Yanan alanlarda sinek istilasının çok yoğun olduğunu ifade eden Coşkun, Alana diğer böcekler de akın etmeye başlamış. Çekirge, karınca, yusufçuk gibi türlerden çokça gördüm. Orman içinde çokça yusufçukla karşılaştım. Yanmış dal ve ağaçlara konuyorlardı" dedi.
KUŞLAR DA YANAN ALANDA
Yanan alanlardaki kuşlarla ilgili de bilgi veren Coşkun, Az sayıda kırlangıçlar uçuyor. Değişik bölgelerde 25 büyük baştankara saydım. Zeminde dolaşıp böcekleri yiyorlardı. Yanan ağaç dallarında ötleğenlere de denk geldim. Yangın sınırında alakarga ve alaca ağaçkakanlar dolaşıyordu. Yangının batı kısmı Beydiğin mevkisinde 6 kuzgun ve 1 şahin, diğer alanlarda ise 3 şahin ve 1 kerkenez gördüm. Yangın sonrası kaynaklarda belirtildiği gibi alanlara yırtıcı kuşlar akın edebiliyor. Şahin tam yanan kısımların üzerinde dolanıyor, ara ara dalışa geçiyordu. Kuzgunlar birçok yerde birden fazla leşe saldırıyordu" ifadelerini kullandı.
AKARSULAR CAN ÇEKİŞİYOR
Yer yer küçük bitki filizlerinin çıktığını da gözlemleyen Coşkun, şöyle konuştu:
Bunlara yangın sonrası toprağın ilk umutları diyebiliriz. Yangın belirli bölgelerde yüksek sıcaklıklara ulaştığı için ağaç iskeleti bile bırakmamış. Ancak bazı bölgelerde iğne yaprakları üzerinde bulunan yerler var. Kısmi ağaçsız bölgeler sayesinde ise orman içinde yangından etkilenmemiş alanlar kalmış. Genel anlamda beklediğimden daha az yaban hayvan yangından direkt etkilenmiş. Ancak bu yangının dolaylı etkileriyle birçok olumsuz sonuç ortaya çıkabilir. Bunlardan en önemlisi bölgede can çekişen küçük akarsulardaki suyun kirlenmesi. Akarsu diyorum ama ne yazık ki akan sulardan pek eser yok bölgede. Hepsi ıslah edilmiş veya kum, mermer ocağı tarafından yok edilmiş."
RESTORASYONU KUŞLAR YAPSIN
Restorasyonu kuşların yapması önerisinde de bulunan Coşkun, Yanmış ağaç ve çalıları yangından sonra kuşlar tünek olarak kullanır. Dışkılarıyla bu bölgelere tohum taşırlar. Bu şekilde yanmış bu bölgelerde tekrardan bitki örtüsü şekillenmeye başlar. Unutmayalım, ormana ve doğaya en iyi yapacağımız şey, onu kirletmemek. Başta çöpleri ve molozların bu alanlara atılmasına engel olmamız lazım. Yanan ormanlar kendini yeniler ama atılan pet şişeyi gidip çöpe atamaz" diye konuştu.
ALAGEYİKLERE RASTLAMADI
2020 yılında Beydiğin bölgesine salınan 15 erkek alageyikle ilgili, büyük bir alan olmasına rağmen, yürüyerek ve 2 saate yakın dronla tarama yaptığını anlatan Coşkun, Herhangi bir alageyik leşine rastlamadım. Üzerlerinde verici olan bu alageyikler umarım güvendedir. İkinci olarak merak ettiğim tür ise Oymapınar bölgesinde yuvası olan balık baykuşu. Giriş kapalı olması ve yaşadığı yere ancak tekneyle gidileceğinden ulaşmam mümkün olmadı. Ancak alanın komple yanmış olması beni epey üzdü. Diğer üreme alanlarını ziyaret ettim, bir sıkıntı yok. Orman içinde en fazla yaşamını yitirmiş kaplumbağalar ve Eynif Ovası'na yakın yüksek kesimlerde bir sincapla karşılaştım. Ancak alan çok geniş olduğu için 12 saatlik taramam bile yeterli olmadı" dedi.
FOTOĞRAFLI
DHA-Genel - Türkiye-Antalya - Mehmet ÇINAR