Gündem'Türkiye'nin Yüzyılı' toplantısı için dikkat çeken yorum: Bu yeni bir başlangıç, bir manifesto

'Türkiye'nin Yüzyılı' toplantısı için dikkat çeken yorum: Bu yeni bir başlangıç, bir manifesto

28.10.2022 - 18:16 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen program ile "Türkiye Yüzyılı" vizyon belgesini açıkladı. Gazeteciler ve uzmanlar vizyon belgesini değerlendirdi.

Türkiyenin Yüzyılı toplantısı için dikkat çeken yorum: Bu yeni bir başlangıç, bir manifesto

CNN TÜRK yayınında 'Türkiye Yüzyılı'nı değerlendiren Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi şu ifadeleri kullandı: Önemli başlıklar vardı. Erdoğan yeni bir siyaset tarzı önerdi. Bilinen siyasetlere de format attı aslında. Salon düzeninde de farklı bir şey vardı. Protokolün oturduğu zeminde millet vardı. Yeni yüzyılın ana omurgasını millet oluşturacak. Önemli başlıklar vardı. 16 madde halinde yeni 'Türkiye Yüzyılı'nı anlattı. Yassıada'yı vurguladı, Diyarbakır cezaevini vurguladı, Mamak vurgusu da vardı. Sonunda da Cumhur İttifakı'na güçlü bir vurgu vardı. Azınlık temsilcileri de davetliydi. Onlara da ayrı bir yer vermiş oldu. Yeni Türkiye Yüzyılı perspektifini, yeni Kızılelma olarak ifade etmesi de altı çizilmesi gereken noktalardan birisiydi ama ben şunları gördüm. Bunları AK Parti'ye oy vermiş vermemiş tüm kitlerle birlikte yapmayı vaat etti. Yeni Türkiye Yüzyılı'nı, 29 Ekim 2023'e kadar birlikte oluşturalım diye bir çağrı yaptı. 

Haberin Devamı

Türkiyenin Yüzyılı toplantısı için dikkat çeken yorum: Bu yeni bir başlangıç, bir manifesto

Türkmedya Ankara temsilcisi Melik Yiğitel ise "Yeni bir başlangıç. Türkiye'nin bütün katmanları, bu bayrak hepimizin bayrağı, bu devlet hepimizin geleceği. Yeni yüzyıl kucaklaşmanın da yüzyılı olacak. Kutuplaşma yerine kucaklaşmadır Türkiye'nin Yüzyılı." değerlendirmesinde bulundu.

Selvi, "Bu bir perspektif, bu bir manifesto. Burada yeni bir siyaset tarzı öneriyor. Yeni anayasa diye bir şey ortaya koydu. Burada yeni siyaset önerirken dili de yeni siyasete uygun bir tarzdı. Şu başlıklar bence önemliydi, kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti. Türkiye'nin ihtiyacı var. Seçim vaatlerinden biri yeni anayasa olacak." açıklamasında bulundu.

ENERJİ BAŞLIĞI

Melik Yiğitel: Yeni doğal gaz geliyor. Karadeniz'de belirli noktalara yoğunlaştıklarını söylediler. Filyos'tan sonra iki üç noktaya daha da odaklandık dediler. 

Haberin Devamı

Türkiyenin Yüzyılı toplantısı için dikkat çeken yorum: Bu yeni bir başlangıç, bir manifesto

 

Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Yılmaz ise "GSYH'deki artış vurgusu kıymetliydi" diyerek şunları söyledi: Putin'in açıklamalarına da yer verdi Cumhurbaşkanı. Türkiye önemli çalışmalar yapmıştı. GSYH'deki artış vurgusu kıymetliydi. Gelin bunu birlikte yapalım önerilere açığız anlamında çok önemli bir çağrı yaptı. Bütünleştirici bir platform var. Benim dikkatimi çeken Türkiye'nin siyasi ve ekonomi güç olması meselesi. Bu çok önemli. İstihdam, yatırım çağrısı son derece önemliydi. büyümenin tabana yayılması meselesi var. Orada da sosyal yardımlar önemli ve geniş bir yer ayrılmıştı. Orada da enflasyon noktasına getirdi. Çözeceğiz dedi. Bunlar şuna işaret ediyor, risklerin farkında. Bunları nasıl çözeceğini bilen bir vizyondan bahsediyoruz. Benim gördüğüm tabanın enflasyonla mücadelede zarar görmeden toparlanacağı bir vizyon var. Türkiye her zaman edilgen bir ülke olarak görülürdü, etken bir ülke olduğunu bu konuşmanın içerinde olduğunu görüyorum.

Güvenlik Uzman Abdullah Ağar, toplumun tüm kesimlerini kapsamasının önemli olduğunu vurgulayarak, "Özellikle devlet yönetimiyle beraber gelişen tecrübeler bu tecrübelerden çıkartılan dersler ve bütün bunlarla beraber ortaya çıkan bir bütünleşik, bütüncül fotoğraf. Bence açıkçası çok iyiydi, bu açılardan bakıldığında. Toplumun tüm kesimlerini kuşatması. Hatta kendi kendime şöyle bir cümle de kurdum. Yani AK Parti Merkez Partisi olmaktan daha da öte biraz solu da kuşatacak şekilde yeni bir açılım ortaya koydu. Atlantik'te ve Avrasya arasındaki mücadelenin tam merkez noktasında Türkiye var. Ve açıkçası Türkiye'de bu jeopolitik mücadelenin ve türbülansın içerisinde kendisi de jeopolitik bir güç olma hesabı içerisinde. Yani Sayın Erdoğan şu şekilde ifade etti. Ben bizleri Türkiye'yi ilk onun içine sokmak istiyoruz. İstikrarsız üreten bir ülke geleceğe dair emin adımlar atamaz. Yani sonuçta geçmişe baktığımız zaman, Türkiye PKK'ya hapsedilmiş bir ülkeydi. Ama özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ortaya çıkartılan konsepti ve buna bağlı ortaya konulan gayret, Türkiye'yi en zor zamanda çok farklı bir yere taşıdı. Aslında bu bir test aynı zamanda. Yani jeopolitik aralığıyla ilgili bir testti. Yani en güçlüler bile Türkiye'nin yaptıklarını ve yapabileceklerine dair bir ispat üretemediler. Hatta şöyle bir cümle kurabiliriz. İşte Almanya, Fransa gibi. Evet beş trilyon dolar seviyesinde gayrisafi milli hasılaları olan ama harekatla alındı. Operasyon anında kendilerini ortaya koyamayan yani kendi ifadeleriyle etkilerini yitirmiş ordulara sahip olan ülkeler. Libya üzerinden gelişen farklı bir denklem, Afrika denklemi Orta Doğu denklemi ve Kafkaslar, Güney Kafkaslar. Bunlar böylesine zor ve hassas bir dönemde öyle kolayında başarılabilecek işler değildi ve Türkiye aslında bir diğer tarafıyla da gücünü ve etkinliğini de bu yapmış olduğu operasyonlarla, harekatlarla ispat etti" dedi.