GündemTürkiye’nin Kovid-19 ruh sağlığı barometresi: Toplumun % 78’i kaygılı, yaşam sevinci % 39 azaldı

Türkiye’nin Kovid-19 ruh sağlığı barometresi: Toplumun % 78’i kaygılı, yaşam sevinci % 39 azaldı

12.05.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Koronavirüs salgınının toplumun ruh sağlığını nasıl etkilediği istatistiklerle ortaya konuldu.

Türkiye’nin Kovid-19 ruh sağlığı barometresi: Toplumun % 78’i kaygılı, yaşam sevinci % 39 azaldı

Daha önce koronavirüse ilişkin bölgesel ve duygu durumu araştırmalarını yapan Üsküdar Üniversitesi bu kez, Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın başında bulunduğu ekiple, “Türkiye Kovid-19 Ruh Sağlık Barometresi” araştırması gerçekleştirdi. Web tabanlı, bin 298 kişi üzerinde yapılan araştırmada Türkiye nüfusunun kaygı ve hastalık fobisi düzeyi değerlendirildi. Raporda, “pandemi ile ilişkili stres faktörlerinin bağışıklık sistemini tehlikeye atabileceği ve insanları enfeksiyona karşı daha savunmasız hale getirebileceği” belirtildi. Araştırmanın sonuçları şöyle:

Salgın sonrası, katılımcıların yüzde 78’i kaygılı, yüzde 48’i güvensiz, yüzde 42’si karmaşık, yüzde 34’ü ise korku dolu ve panik içinde hissettiğini dile getirdi. Kaygı nedeni sorgulandığında yüzde 57’si yaşlı veya kronik hastalığı olan yakın ve sevdiklerinin hastalanma riski; yüzde 47’si hastalığın yayılma hızı; yüzde 45’i tıbbi tesislerin hazırlıklı olup olmadığı konusunda kaygılı olduklarını ifade etti.

Hastalık korkusu


Yüzde 86’sı genel kaygı düzeylerinin arttığını; yüzde 60’ı hastalıklardan korkma düzeylerinin arttığını, yüzde 50’si sağlığı hakkında diğer insanlara göre kaygılarının arttığını belirtti.

Yüzde 73’ü hastalığın kendisine bulaşacağına verdiği ihtimalin arttığını; yüzde 74’ü hastalık belirtilerinin canını sıkma oranının yükseldiğini; yüzde 55’i yaşadığı hastalık belirtileriyle ilgili şüphesinin arttığını belirtti.

Haberin Devamı

Yüzde 62’si hasta olduğunda başına geleceklerin zihnini meşgul etmesinin arttığını; yüzde 53’ü vücudunda değişikliklerle ilgili merakının yükseldiğini; yüzde 73’ü hastalığa yakalanma riski düşüncesinin arttığını bildirdi.

Önlemler arttı

Yüzde 30’u ağır bir hastalığı olsa bile hayatındaki şeylerden hâlâ zevk almaya devam edeceğiyle ilgili kanaatinin; yüzde 39’u yaşam sevincinin; yüzde 27’si ise hayatın anlamına odaklanma gücünün azaldığını ifade etti.

Yüzde 94’ünün ellerini sık sık yıkama isteğinin, yüzde 83’ünün haberleri takip etme merakının arttığı belirlendi.

Yüzde 61’inin kalabalık ortamlarda; yüzde 60’ının ise kapalı ortamda olma isteği arttı.

Ruhsal hastalık uyarısı

Prof. Dr. Dilbaz, kadınların erkeklerden daha fazla kaygı, güvence arayışı ve kaçınma davranışı gösterdiğini, yaşı genç olanların daha fazla kaygı duyduğunu, bekar ve yalnız olanlarda güvence arama, depresif ve mutsuz hissetme ve fobi şiddetinin daha yüksek olduğunu, bilgi sahibi olmanın güvence arama ve fobi düzeyini artırdığını belirtti. Dilbaz, “Salgın korkusunun salgının kendisinden daha kötü olduğu 2014-2015 Ebola salgınında görülmüştür. Bu dönemde korku ve kaygı, ile başlayan bu belirtilerin uzun dönemde travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, depresyon gibi ruhsal hastalıkların görülme sıklığının artışına yol açabileceğine dair bir ön kanıt oluşturmaktadır” dedi.