18.12.2024 - 07:44 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Suriye hızlı gelişmeler yaşamaya devam ederken dünyanın diplomatik odağı da Orta Doğu. Son dakika gelişmeleri milliyet.com.tr canlı bloğundan takip edebilirsiniz.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları ve işgal eylemlerini, "geçici" ve "İsrail'in bölgedeki güç boşluğunda oluşabilecek tehditlere karşı kendini savunma hakkı olduğu" ifadeleriyle savundu.
Almanya'da, Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesi, Suriye'de devrilen Beşşar Esad rejiminin bir üyesini, "insanlığa karşı suç ve savaş suçu" işlemekten sorumlu tutarak 10 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Alman Haber Ajansının (dpa) haberine göre, Suriye'de çöken Esad rejiminin halk gösterilerini şiddet kullanarak bastırırken hukuki sorumluluktan kaçmak için kullandığı paralı "şebbiha" milislerinden olduğu belirtilen sanık, 2012 ile 2015 arasında Şam'da "sivillere yönelik kötü muamele, köleleştirme ve yağma" olaylarında yer aldı. Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesinde görülen davada, 25'ten fazla tanığın ifadesi dinlendi, sanık kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Almanya'ya Şubat 2016'da giriş yaparak sığınma talebinde bulunan sanığı, kaldığı sığınma merkezindeki Suriyeli bir oda arkadaşının tanıyarak ihbar ettiği belirtildi. Bremen'de Ağustos 2023'te gözaltına alınan sanık, mahkeme tarafından "insanlığa karşı suç ve savaş suçu" işlemekten sorumlu tutularak 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kararın temyize götürülebileceği ifade edildi. Federal savcılığın 11 yıl hapis cezası talep ettiği 47 yaşındaki sanığın savunma avukatları beraat talebinde bulunmuştu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Suriye'de kaybolan Amerikalı gazeteci Austin Tice'nin annesine mektup göndererek, oğlunun olabileceği yerlere hava saldırısı düzenlemediğini belirtti.
Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilinde, Baas rejimini deviren gruplara destek veren aşiret güçlerinin kontrolündeki bölgede yer alan Deyrizor Askeri Havaalanı çevresine kimliği belirsiz uçaklar tarafından saldırı düzenlendi.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, kimliği belirsiz uçaklar, Deyrizor Askeri Havaalanı çevresine saldırı gerçekleştirdi.
Hava saldırısının yapıldığı alanda askeri radarların yer aldığı ifade ediliyor.
Deyrizor'un il merkezi ile Fırat'ın batısında yer alan toprakları, Baas rejimini deviren gruplara destek veren aşiret güçlerinin kontrolünde bulunuyor.
Birleşmiş Milletler'in Suriye özel temsilcisi Geir Pedersen, Çarşamba günü Suriye'de "özgür ve adil seçimler" yapılması çağrısında bulundu ve Esad'ın devrilmesinin ardından savaşla harap olmuş ülkeye insani yardım sağlanmasını istedi.
Şam'da gazetecilere konuşan Pedersen "Artık yeni bir Suriye'nin başlangıcını görebileceğimiz konusunda büyük bir umut var" dedi.
Pedersen, Suriyelilerin ülkelerini yeniden inşa edebileceğini ve eski hükümet döneminde uygulanan yaptırımların kaldırılması sürecinin başlayabileceğini umduğunu ifade ederken "Derhal insani yardıma ihtiyaç var, ancak aynı zamanda Suriye'nin yeniden inşa edilebilmesini, ekonomik toparlanmanın sağlanabilmesini de temin etmeliyiz" dedi.
Suriye'nin başkenti Şam'da Seyyide Zeynep bölgesindeki bir ilaç deposunda, çok sayıda ceset kalıntısı ortaya çıkarıldı. Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye'de toplu mezarlar ve cesetler bulunmaya devam ediyor.
Şam'daki Seyyide Zeynep bölgesinde bir depoda aralarında çocukların da olduğu, 20'den fazla kişiye ait olduğu düşünülen ceset kalıntıları bulundu.
Olay yerine intikal eden Sivil Savunma ekipleri inceleme başlattı. Sivil Savunma Yönetim Kurulu Üyesi Ammar Selmo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Seyyide Zeynep bölgesindeki ilaç deposunda inceleme başlattıklarını söyledi.
İÇİNDEKİ SOĞUK HAVA DEPOSUNDA
Selmo, "Burası bir ilaç deposu olarak görülüyor ancak içinde soğuk hava deposu bulduk. Deponun çürümüş cesetlerin ve iskeletlerin saklandığı bir alana dönüştüğünü gördük. Ekiplerimiz cesetleri belgelemeye çalışıyor. İskeletleri toplayıp kurbanların sayısını belirlemeye çalışıyoruz" dedi.
DNA TESTİ YAPILACAK
Cesetlere daha sonra DNA testi yapılacağını belirten Selmo, "Burası Seyyide Zeynep bölgesi. Rejim çökmeden önce bu bölge İranlı milislerin karargahıydı. Bir milis gücü hayalin edin bir yeri işgal ediyor ve cesetleri depoda tutuyor. Bu cesetlere neler yaptıklarını bilmiyoruz. Nerede tutuklandılar, nasıl öldürüldüler bilmiyoruz." diye konuştu.
AFP "HTŞ, ülkedeki çok sayıda dini ve etnik azınlığı koruyacağına dair güvence vererek söylemini yumuşatmaya çalışıyor" derken İngiliz Prospect dergisi örgütün siyasi geçiş sürecinde "zekice halkla ilişkiler mesajları verdiğini" söyledi.
HTŞ askeri lideri Muhammed el Golani'nin (Ahmet el Şara), grubun öncülüğündeki muhalif örgütlerin dağıtılmasını emretmesinin ardından, kendi silahlı kanatlarını feshedip silahlı kuvvetlere entegre olacakları yönündeki açıklamasına yer veren AFP "Ülkenin yeni yöneticileri, uzun zamandır Esad'ı dışlayan ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla angajmanlarını artırdı" yorumunu yaptı.
AB Başkanı Ursula Von der Leyen, bloğun yeni yönetimle "doğrudan angajmanını" yoğunlaştıracağını söyledi. Britanya, Fransa ve Almanya Şam'a heyetler gönderirken, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Roma'nın "yeni Suriye liderliğiyle angajmana hazır" olduğunu ancak "maksimum dikkat" çağrısı yaptığını belirtti.
BM Güvenlik Konseyi üyeleri, Salı günü "kapsayıcı ve Suriye liderliğinde" bir siyasi süreç çağrısında bulundu.
'ZEKİ HALKLA İLİŞKİLER MESAJLARI'
İngiliz Prospect dergisi "Bir zamanlar imkânsız bir hayal gibi görünen şey artık gerçek: Beşar Esad rejimi devrildi. Suriyeliler için bu, derin bir umut anı, ancak aynı zamanda büyük bir belirsizlik dönemi. En acil soru ise şu: Sırada ne var?" ifadelerini kullandı.
Dergi detaylı analiz yazısında sahada, Kasım ayı sonunda rejime karşı ana askeri saldırıyı yöneten muhalif grup Hayat Tahrir el-Şam'ın (HTŞ), zaman kaybetmeden pozisyonunu pekiştirip geçici bir hükümet kurarak ülkenin diktatörlükten Esad sonrası geleceğe geçişini kontrol altına aldığını kaydederken şu ifadelere yer verdi:
"HTŞ, Esad'ı deviren askeri kampanyayı yöneterek kendisini Suriye’nin siyasi değişiminin merkezine yerleştirdi. 12 bin ila 15 bin savaşçıdan oluştuğu tahmin edilen HTŞ, geniş çaplı medya çalışmaları ve zekice halkla ilişkiler mesajlarıyla kendisini disiplinli ve pragmatik bir aktör olarak tanıttı. Gerçek adı Ahmed el Şara olan Ebu Muhammed Golani zeki bir hamleyle HTŞ'yi 2011'de birkaç düzine üyeden bugün Suriye'nin siyasi geçişinin fiili yöneticisine dönüştürdü. Bu başarı, grup içindeki ve diğer muhalif gruplar arasındaki güç merkezlerini saf dışı bırakarak ve yok ederek elde edildi."
"Şimdi, Suriye’nin en karanlık bölümünü daha parlak bir geleceğin başlangıcına dönüştürmek için nadir bulunacak bir fırsat var."
Suriye'de Baas rejiminin devrilmesinin ardından Şam Uluslararası Havalimanı yeniden faaliyete geçerken, Suriye Hava Yollarına ait yolcu uçağı yeni dönemde Şam Uluslararası Havalimanı'ndan Halep'e ilk seferini düzenledi.
Gazeteciler de dahil olmak üzere kırk üç kişi Suriye Hava Yolları Airbus uçağındaydı.
ÜÇ YILDIZLI YENİ BAYRAĞA BOYANDI
Bu haftanın başlarında, havaalanı personeli uçaklara 2011 ayaklanmasının sembolü haline gelen ve ülkenin yeni yöneticilerinin benimsediği üç yıldızlı bağımsızlık bayrağını boyamıştı.
Terminalde, yeni bayrak Esad dönemiyle bağlantılı olanın yerini de aldı.
Baas rejiminin 8 Aralık'ta çökmesiyle birlikte uçuşlara kapanan Şam Havalimanı, hazırlıkların tamamlanmasının ardından yeniden hizmete başlamıştı.
Suriye Hava Yollarına ait yolcu uçağı, rejim sonrası ilk seferini ülkenin en büyük ikinci kenti Halep'e yapmak üzere Şam'dan havalanarak kısa süre sonra Halep'e iniş yaptı.
Havalimanının yeniden açılışı, büyük ilgiyle takip edildi.
Fotoğraflar: AA
İlk uçuşa katılan Suriyeli yolcuların selfie çekip bu anları ölümsüzleştirdiği görüldü.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Patrick Ryder, günlük basın toplantısında, Suriye'ye ilişkin soruları cevapladı. Pentagon Sözcüsü CNN Türk Washington Temsilcisi Yunus Paksoy'un "Savunma Bakanı Güler 3 komando tugayı ile DAEŞ’le mücadele edilebileceğini ve DAEŞ hapishanelerinin kontrol edilebileceğini söylüyor. Bunlar sizin endişelerinizi çözer. Neden kabul etmiyorsunuz? Güvenmiyor musunuz, inanmıyor musunuz yoksa SDG ile özellikle çalışmak mı istiyorsunuz?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
Türkiye çok değerli bir NATO müttefikidir ve Suriye’deki duruma ve DEAŞ gibi bölgesel güvenlik çıkarlarına ilişkin olarak iletişim kanallarını açık tutmaya devam ediyoruz. ABD’nin kuvvet konuşlanması veya IŞİD’i yenilgiye uğratma misyonuna yönelik yaklaşımımızda herhangi bir değişiklik açıklayacak durumda değilim, ancak Türkiye ve bölgedeki diğer ortaklarımızla bu konuda konuşmaya devam edeceğimizden eminim.
ABD MÜDAHALESİ SÜRECEK Mİ?
Yunus Paksoy'un diğer sorusu ise "Dışişleri Bakanı Fidan YPG için 'ya feshedilirler ya da yok edilirler' diyor. ABD askeri olarak müdahale edecek mi? Türkiye bunu çok net bir şekilde vurguluyor, 'yok edilecekler.' Ya da bizimle çalışabilirsiniz ve Suriye’deki DEAŞ sorununu çözebiliriz. Ya da bizimle çalışabilirsiniz ve Suriye’deki DEAŞ sorununu çözebiliriz" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Dışişleri Bakanı’nın açıklaması hakkında yorumum yok. Söyleyebileceğim daha önce aktardığım şeydir, yani SDG önemli bir ortak olmaya devam etmektedir. Geçmişte gördüğümüz üzere DEAŞ'ın neler yapabileceğini hatırlamak önemlidir ve onların yeniden güçlenmesini engellemenin hepimizin çıkarına olduğu açıktır. Türkiye’deki muhataplarımız ve bölgedeki diğer aktörlerle, DEAŞ ile ilgili zorluklar, SDF ve onların DEAŞ'ın yeniden dirilmesini önlemedeki devam eden önemli rolü hakkında görüşmeler gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu görüşmeleri sürdüreceğiz."
Şam'ın güneyindeki bir tarlada, toprak yığınları arasında yer yer kemikler görülebiliyor. AP ve AA tarafından görüntülenen "Bu alan, Beşar Esad’ın yönetimi altında öldürülen on binlerce kişinin bedenlerini barındırdığı düşünülen Suriye’deki toplu mezarlardan biri. Esad'ın devrilmesiyle birlikte, bölgede yaşayanlar, adli tıp ekipleri ve uluslararası gruplar, ölüleri bu mezarlardan çıkarmak için yıllar sürebilecek bir göreve hazırlanıyor."
Associated Press (AP) haber ajansından mezarlarla ilgili haber yapan Sarah El Deeb'e konuşan ABD'nin eski savaş suçları büyükelçisi ve Salı günü bölgeyi ziyaret eden Stephen Rapp Najha kasabası yakınındaki bu alanda binlerce cesedin gömülü olabileceğini söyledi.
AFP muhaliflerin Esad'ı devirmesi ve Afrika Boynuzu'nda kilit bir barış anlaşması sağlamasıyla Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası arenadaki konumunu güçlendirildiğini belirtti. Uluslararası haber ajansına konuşan analistlere göre bu durum "Erdoğan'ı Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya da hazır bir pozisyona" getirdi.
"Türkiye, Suriye'nin güçlü liderinin devrilmesinde doğrudan yer almasa da, bu süreçte etkin rol oynayan HTŞ muhalifleriyle uzun süredir işlevsel bir ilişki sürdürdü. "Türkiye'nin Şam'a doğrudan bir iletişim hattı kurması dikkat çekti" denilen analiz şöyle devam etti:
"Muhaliflerin Şam'a girmesiyle Erdoğan zaferini coşkuyla kutladı. Sadece birkaç gün sonra, istihbarat şefi İbrahim Kalın, HTŞ lideri Ebu Muhammed el Golani (gerçek adı Ahmed el-Şaraa) ile görüşen ilk yüksek profilli isim oldu."
'BİR DESTEK DE TRUMP'IN ÖVGÜSÜ'
"Aynı hafta, Erdoğan bir başka diplomatik başarıya imza atarak Etiyopya ve Somali arasındaki bir yıldır süren şiddetli anlaşmazlığı sona erdirmişti. Erdoğan'ın uluslararası konumuna bir başka destek de, Türkiye'nin Suriye'deki rolüne yönelik ABD'nin yeni seçilen başkanı Donald Trump'tan gelen övgüyle geldi."
"Trump gazetecilere 'Şu anda Suriye’de birçok belirsizlik var. Kimse ne olacağını bilmiyor. Türkiye'nin Suriye'nin anahtarı olacağını düşünüyorum,' dedi" hatırlatması yapılan haberde Trump'ın Erdoğan'ı 'çok zeki, çok çetin biri' olmanın yanı sıra 'anlaştığı biri' olarak tanımladığına vurgu yapıldı ve son olarak seçilmiş başkanın '(Suriye’ye) girenler Türkiye tarafından kontrol ediliyor ve bu sorun değil,' sözleri öne çıkarıldı.
'TÜRKİYE'NİN ETKİSİ MAKSİMİZE'
Marlow Global araştırma direktörü Anthony Skinner, AFP’ye verdiği demeçte "Erdoğan, gücü ve güvenliği önceleyen bir vizyonla uzun soluklu bir strateji yürüttü," dedi.
Skinner, Erdoğan hükümetinin "Türkiye'nin hem yakın çevresinde hem de daha uzak bölgelerde etkisini maksimize etmek için devlet ve devlet dışı aktörlerle ilişkileri dikkatle geliştirdiğini" söyledi ve ekledi:
'SURİYE'DE İMRENİLECEK BİR KONUMA SAHİP'
"Bunun getirileri, özellikle Suriye ve Afrika Boynuzu'nda belirgin. Erdoğan şu ana kadar kartlarını iyi oynadı ve Suriye'de imrenilecek bir konuma sahip."
Erdoğan ayrıca on binlerce insanın ölümüne yol açan Sudan'daki şiddetli çatışma konusunda Hartum ile Abu Dabi arasındaki anlaşmazlığı çözmek için devreye girmeyi teklif etti.
Uluslararası güvenlik uzmanı ve terör grupları dinamikleri üzerine bir kitabın yazarı Max Abrahms, "Erdoğan Suriye'deki değişimlerden büyük bir kazanç sağladı," dedi.
'ANKARA KENDİNE GÜVENİYOR'
Bu durum, büyük ihtimalle Ankara'nın "PKK tehdidini azaltarak sınır boyunca kontrolünü pekiştirmesine" neden olacak vurgusu yapılan AFP analizi şöyle sürüyor:
"2016'dan bu yana Türkiye, ABD destekli YPG'yi hedef alan operasyonlar düzenledi. Ankara, YPG'yi PKK ile bağlantılı görüyor. Esad'ın düşüşünden sadece birkaç gün sonra Ankara, Suriye'yi yöneten HTŞ'nin YPG'ye karşı çıkacağından emin görünüyordu."
Analizde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Cuma günü söylediği "Bu yeni dönemde PKK/YPG terör örgütü Suriye’de ortadan kaldırılacak. Hem biz hem de Suriye’nin yeni yönetimi bunu istiyor," sözlerine yer verilirken Abrahms "Ayrıca, Trump yönetiminin ABD askerlerini Suriye'den çekme kararı, YPG'yi zayıflatacak ve bu durum Erdoğan'ı memnun edecek," diye ekledi.
'MÜLTECİ RAHATLAMASI'
Ajans "Suriye'deki geçiş dönemi, Ankara için bir diğer önemli konunun, Türkiye’ye sığınan ve varlıkları giderek artan iç gerilimlere neden olan yaklaşık üç milyon mültecinin kaderinin çözülmesinin önünü açıyor" yorumunu yaptı.
Kıdemli analist Hamish Kinnear ise AFP'ye "Esad'ın devrilmesi şimdi 'Türkiye’de yaşayan mültecilerin geri dönüşünün ve Ankara’nın etkisinin artmasının' yolunu açtı" dedi ve şöyle devam etti:
'UKRAYNA VE RUSYA ARABULUCULUĞU YAPILABİLİR'
"Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk yapmak için teoride iyi bir konuma sahip; zira hem Kiev hem de Moskova ile konuşma yeteneğine sahip."
Erdoğan, savaşın Şubat 2022'de başlamasından bu yana iki tarafla da ilişkilerini dikkatle sürdürdü, Moskova’ya yönelik Batı yaptırımlarından uzak dururken Ukrayna’ya insansız hava araçları sağladı.
'ŞÜPHESİZ EN PARLAK DÖNEMİ'
Kinnear AFP'ye "Bu şüphesiz Erdoğan’ın parlak dönemi," dedi.
İsrail Başbakanlık Basın Ofisi'nden yapılan yazılı açıklamada, Netanyahu'nun Suriye'de 7 Aralık sonrası işgal edilen tampon bölgede yer alan Hermon Dağı'nda "durum değerlendirmesi" yaptığı duyuruldu.
AFP işgal ordusu ve Netanyahu'nun Hermon Dağı'nda dolaşırken fotoğraflarını geçti. Netanyahu'nun yanı sıra İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin de yer aldığı isimler de Hermon Dağı'na giden İsrailli ekip arasındaydı.
Netanyahu burada yaptığı açıklamada "İsrail'in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar tampon bölgeden ayrılmayacağız" ifadelerini kullandı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin Suriye’nin yeni yöneticileriyle olan angajmanını artırma taahhüdünde bulundu.
"Şimdi adım atmalı ve HTŞ ile diğer gruplarla doğrudan angajmanımızı sürdürmeliyiz," dedi.
Fransa, Şam’a bir heyet göndererek, özel temsilci Jean-Francois Guillaume’un ülkesinin geçiş sürecinde Suriyelilerin yanında duracağını söylediğini açıkladı.
Birleşik Krallık heyeti de bu hafta Şam’ı ziyaret ederek "Suriye’nin yeni geçici yönetimiyle toplantılar gerçekleştirdi". Başbakan Keir Starmer’ın sözcüsü, ziyaretin "toplumsal uyum ve destek" temelli olduğunu belirtti.
Suriye, Esad’ın yönetimine karşı başlayan ayaklanmayı bastırması nedeniyle uluslararası yaptırımlara maruz kalmış ve bu durum 500 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine, milyonlarca mültecinin ülkeyi terk etmesine yol açmıştı.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Culani, İngiliz heyetiyle yaptığı görüşmede, "Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönebilmesi için Suriye’ye uygulanan tüm yaptırımların kaldırılmasının" gerekliliğini vurguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisi, Suriye’deki uzun süredir devam eden çatışmanın "henüz sona ermediği" uyarısında bulund
Esad, demokrasi yanlısı protestolara yönelik baskıları 13 yıl önce yüzyılın en kanlı savaşlarından birini başlatmasının ardından, Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) öncülüğünde düzenlenen bir yıldırım saldırısından sadece bir hafta sonra Suriye'den kaçtı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Salı günü yaptığı açıklamada, "Bir ateşkesin sağlanmasından önceki son iki haftada önemli çatışmalar yaşandı" derken, ihtiyatlı bulunma çağrısı yaptı.