16.10.2023 - 17:18 | Son Güncellenme:
Özden ATİK - İSTANBUL DHA
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Beşar Hattab Gazal Al-Sumaidai ile Azzam Ali Hussein Al-Neama Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanık Makaram Taha Ali ile sanık avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu.
"ÖRGÜTTEN NEFRET EDİYORUM"
Sanık Beşar Hattab Gazal Al-Sumaidai ise savunmasında, "Irak'ta bir elektrik şirketinde memurdum, yardımcı mühendistim. Benim maaşım bin dolar kadardı hiçbir şeye muhtaç değildim. Mühendisliğimin yanı sıra aynı zamanda dini eğitimler de aldım ve Türkçe karşılığı Diyanet İşleri'nde gönüllü olarak ücret almadan dersler verdim. 2014'de IŞİD, Musul'u ele geçirdi, oraya hakim oldu. Burayı ele geçirdikten sonra bütün okulları, üniversiteleri, Türkçe karşılığı Diyanet'e bağlı okulları ele geçirip hüküm sürdüler, benim bunlarla hiçbir şekilde alakam yoktu.
Çalışmak zorunda kaldığım müessesede 'mezalimler yeri' vardı. Halk tarafından 100 kişi mezalimler konusunda seçildi. Zulme uğrayan kişiler burada şikayetlerini bize söylüyorlardı, IŞİD ise bir heyet göndererek bu şikayetleri bizden alıyordu. Bu IŞİD'e katılmak, üye olmak anlamında değildi" dedi. Sanık Sumaidai, "Şikayetleri alıyorduk ancak sadece yüzde 20 kadarı çözülebiliyordu. Baktım ki zulümler, şikayetler çözülmüyor hastalığımı bahane ederek örgütün hakim olduğu bölgeden eşim ve çocuklarımla kaçtım, Türkiye'ye geldim. Burada ismimi değiştirdim.
Bunun sebebi de IŞİD'den kaçan insanları öldürüyorlardı. Benim ismim için de infaz emri verildiğini öğrenince ismimi değiştirdim. Hayatım boyunca hep barışçıl insandım. Arapça şiirler yazarım, Edebiyatçıyımdır. Hayatım boyunca silahı dahi tanımamışımdır. Askerliğimi bile bedelli yapmışımdır. Türkiye'ye bu anlamda gönül rahatlığıyla şimdiye kadar 104 kişiden fazla şahsın ismini verdim. Bu örgütten nefret ediyorum. Çocuklarımın hayatı için yardım edebileceğim başka ne varsa da yardım etmeye hazırım" diyerek suçlamaları reddetti. Sumaidai'nin avukatı Masum Kır ise Abu Zeyd lakabıyla örgüt içinde faaliyet gösteren kişinin yakalanıp itirafçı olan kişinin başka biri olduğunu öne sürerek beraat talebinde bulundu. Sumaidai'nin eşi sanık Makaram Taha Ali ise savunmasında masum olduğunu, suçlamaları kabul etmediğini ve beraatini talep ettiğini söyledi.
TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU
Diğer sanık Azzam Ali Hussein Al-Neama da, "Herhangi bir örgüt üyesi değilim. Bu şahısla bir sorun yaşadım, şahıs da Irak'ta etkin bir isim bu yüzden benim hakkımda böyle bir şey oldu. Kesinlikle tahliyemi isterim" dedi.
SUÇ VASFI DEĞİŞTİ
Mahkeme heyeti, hakkında "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme" suçundan dava açılan Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai'nin suç vasfının değiştiğini belirterek "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme, Sumaidai'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sumadai'nin karısı Makaram Taha Ali'nin delil yetersizliğinden beraatine karar veren mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar verilen Azzam Ali Husseın Al-Neama hakkındaki dosyanın ise ayrılmasına hükmetti.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Bashar Ghazal Al Sumaidai'nin DEAŞ terör örgütünün en son sözde lideri olan Abdullah Kardaş'ın ölümüne müteakip muhtemel yeni lideri ve örgüt içerisinde "Eğitim Bakanı", "Adalet Bakanı", "Kadıların Kadısı" unvanlarıyla görev üstlendiği belirtiliyordu. Al Sumaidai'nin eşi Makaram Taha Ali'nin ise eşiyle birlikte hareket ederek Irak'tan Suriye'ye ve sonra Türkiye'ye geçiş yaptığı ifade ediliyordu. Diğer şüpheli Azzam Ali Husseın Al-Neama'nın da örgüt üst düzey yöneticisi Al Sumaidai'nin akrabası olduğu, örgütün silah ve mühimmat sorumlusu olduğu kaydediliyordu. Al Sumaidai'nin 12 Mayıs 2022 tarihli yakalama kararıyla Avcılar'daki bir evde sahte kimlikle yakalandığı ve 9 Eylül 2022'de tutuklandığı belirtiliyordu.
İddianamede, Bashar Ghazal Al Sumaidai'nin "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenirken, Azzam Ali Husseın Al-Neama'nın "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme", "DEAŞ Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapsi ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi isteniyordu. Al Sumadai'nin eşi Makaram Taha Ali'nin de "DEAŞ silahlı terör örgütüne üyelik" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balkanlar ziyaretinden dönüşte uçakta gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşide, terör örgütü DEAŞ'ın sözde en önemli üst düzey yöneticilerinden 'Abu Zeyd/Üstad Zeyd' kod adlı terörist Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai'nin Türk güvenlik güçleri tarafından Türkiye'de yakalandığını açıklamıştı.